Erdoğan, G-20 Zirvesi için bulunduğu İngiltere'de, Kraliyet Uluslararası İlişkiler Enstitüsünde yaptığı, "Küresel Kriz ve Türkiye'nin Rolü" konulu konuşmanın ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Danimarkalı bir gazetecinin Danimarka Başbakanı Anders Fogh Rasmussen'in NATO genel sekreterliğine adaylığına ilişkin düşüncelerini sorması üzerine de Erdoğan, Türkiye'nin konuya ilişkin düşüncelerini daha önce açıkladığını söyledi.
"NATO'nun barışı güvence altına alma durumunda olan bir kurum. Fakat, benim ülkemdeki terör örgütünün yayın organı Danimarka merkezli olarak yayın yapıyor. 4 yıl önce Rasmussen'den ricada bulundum. 'Bunu durdurun' dememize rağmen, bunu durdurmamıştır veya durduramamıştır. Hiçbir netice almadık. Nasıl bu barışı koruma, güvence altına almadır. Bir karikatür krizi yaşadık. Kendilerinden ricada bulundum. Ülkenizdeki İslam ülkelerinin büyükelçilerini davet edin, onlara durumu anlatın, durumu nasıl aşacağız bunları konuşun dedik. Olumlu yaklaşılmadı. Bu tür barış sürecine katkısı olamayanlar acaba bundan sonra nasıl olacak. Bu bizde soru işareti meydana getiriyor. Doğrusu benim kişisel kanaatim, olumsuz bakıyorum."
ABD'nin Irak'a müdahalesinin 7 yıl önce başladığını anımsatan Erdoğan, Irak'ta ekonomik olarak bütçe fazlası bulunmasına rağmen Irak halkının mutsuz olduğunu, altyapının çökmüş olduğunu anlattı. Erdoğan, Irak'ın elindeki imkanlara rağmen, vatandaşlarının huzur içinde dolaştığı bir ülke olamadığını, yıkılan Milli Savunma Bakanlığı binasının bile halen yapamadığını belirterek, "Irak'ta güven, altyapı sorunu var. Mesafe alınmıyor mu? Alınıyor. Temenni ederiz ki bu süreç hızlanır, Irak arzu edilen günlerine kavuşur" dedi.
Türkiye'nin bölgesel konulardaki etkinliğine ilişkin bir soru üzerine de Erdoğan, Türkiye'nin hiç kimseye kin ve nefret taşımadığını, ancak Türkiye'ye kin ve nefret ile bakanların bulunduğunu ifade etti. Erdoğan, "Uluslararası camiada kimseye olan ya da olmayan, tarihte gerçekleşen bir şeylere karşı bir soykırım mücadelesi başlatmadık ama Ermeni diasporasının, yıllardır sürdürdüğü sözde Ermeni soykırımıyla ilgili çalışması var. Türkiye olarak olmayan bir şeyi kabul etmemiz mümkün değil" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, 2005 yılında Ermenistan Devlet Başkanı Robert Koçaryan'a mektup yazdığını hatırlatarak, mektubunda sözde Ermeni soykırımı konusunun tarihçilerin işi olduğunu, işi tarihçilere bırakmak için teklifte bulunduğunu, ancak mektubuna bir cevap alamadığını söyledi. Türkiye-Ermenistan futbol milli takımlarının maçı için Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan'ın davetlisi olarak Ermenistan'a gittiğini anımsatan Erdoğan, kendisinin ve Dışişleri Bakanı Ali Babacan ve bürokratlarının de Ermenistanlı yetkililerle görüştüğünü kaydetti.
"Bu konular, özellikle 17 yılı aşkın bir süredir. ABD, Rusya ve Fransa'nın Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki Dağlık Karabağ sorununu çözmek istiyorlar. Dağlık Karabağ sorunu çözüme kavuşmadıktan sonra bizim Ermenistan ile ilgili sağlıklı bir karar vermemiz mümkün değil. Biz şu anda bu karara altyapı olacak şekilde adımlar attık. Buna kendimizi hazır hale getirdik. Bölgeyi de hazır hale getirmek için adımlar atıyoruz. Azeri dostlarımızla görüşmeler yaptık. Ermenistan ile görüşmeler yapıyoruz.ABD, Rusya, Fransa üstlendiği işi neticeye vardırsın ki bizim de işimiz kolaylaşsın. Kafkasya İstikrar ve İşbirliği Platformunu kurduk. Bu coğrafi esasa dayalı olarak Rusya, Türkiye, Gürcistan, Azerbaycan, Ermenistan'ın içinde olduğu platform. Biz Ermenistan ile nasıl bir araya geleceksek. Rusya da Gürcistan ile bir araya gelecek. Biz, barış üzerine kurulu bir dünya arzu ediyoruz. Komşularının birbiriyle kavgalı olmadığı bir dünya istiyoruz. BM Güvenlik Konseyi'nde geçici üyeliğimiz var. Bunun çalışmalarını sürdürüyoruz."