Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitim-İş) Nazilli Temsilciliği, üyeler arası dayanışma ve emekliye ayrılan sendika üyesi eğitimciler için veda gecesi düzenledi.
Nazilli Belediyesi Mehmet Yüzügüler Kültür Merkezi Nikah Salonu’nda düzenlenen dayanışma ve veda yemeğine Birleşik Kamu İş MYK Üyesi Ekrem Göçmen, Eğitim-İş İl Başkanı Şaban Özdemir, Eğitim-İş Kuyucak ve Atça Temsilcileri, CHP’li İl Genel Meclis Üyesi Kazım Turanlı, ADD Nazilli Şube Başkanı Kamil Aktamur, Alevi Kültür Derneği Nazilli Şube Başkanı A.Haydar Yetim, Eğit-Der Nazilli Temsilcisi Ali Ednan Feyizoğlu, CHP’li İlçe Yöneticileri ve çok sayıda Eğitim-İş üyesi katıldı. Düzenlenen dayanışma ve veda yemeğinde emekliye ayrılan Nail Aslan, Bekir Varlık ve Bülent Kaçar’a plaket takdim edildi.
Eğitim-İş Nazilli Temsilcisi Gönül Açıkgöz, günün anlam ve önemini belirten konuşmasında ülkede yaşanan konulara değindi. Ülkede son zamanlarda yaşanan çok fazla gelişme olduğunu dile getiren Açıkgöz, hangi konuları konuşacağını seçmekte zorlandığını söyledi.
2012-2013 Eğitim-öğretim yılı ile birlikte ‘4+4+4’ diye nitelendirilen yeni bir eğitim sistemine geçildiğini hatırlatan Gönül Açıkgöz; “Başta Anayasamıza, Uluslararası çocuk haklarına dair sözleşmeye ve kanunlara aykırı olan bu eğitim yasası tüm öğretmenlerde, velilerde, öğrencilerde bir kırılganlık, hayal kırıklığı yarattı. İnsanlar bir anda kendi çocuklarının geleceği ile ilgili umutsuzluğa kapıldı. Eğitimde büyük bir kaos yaşanmaya başladı. 2012-2013 Eğitim öğretim yılı yaratılan bu kaos ortamında başladı. Bakanlık bu sistemi yaşama geçirebilmek için kendince esnek bir takım kararlar almaya, genelgeler yayınlamaya başladı. Geldiğimiz noktada da bu sistemin asıl nedenleri ortaya çıkmaya başladı.4+4+4’ün asıl amacının eğitimi dinselleştirmek, laik eğitim sisteminden kopmak olduğu zaten belliydi. Seçmeli ders statüsündeki din ağırlıklı dersler birçok öğrenci tarafından seçilmediği halde bütün öğrencilere okutulur hale getirildi. Bu dersler neredeyse 'zorunlu ders' statüsüne sokuldu. Kamu hizmetlerinin özelleştirilmesiyle, kamu çalışanlarını esnek, kuralsız ve iş güvencesiz çalıştırılmasının amaçlayan Kamu Yönetimi Temel Kanunu’nun (KYTK) mimarlarından Ömer Dinçer’in Eğitimin özelleştirilmesi amacıyla Milli Eğitim Bakanlığının başına getirildiğini biliyoruz. Egitim-İş bunu başından beri söylüyor. Planlı bilinçli bir şekilde öğretmeni itibarsızlaştırmaya çalışan bu özelleştirmeci anlayış “Öğretmenlerin üç gün yattığını üç ay tatil yaptığını, dünyanın en fazla devamsızlık yapan öğretmenlerin Türkiye’de olduğunu, aldıkları ücretle başarılarının orantılı' olduğunu söyleyerek; ‘Alo 147’ şikayet hattı ile de öğretmeni korkutmaya, sindirmeye çalışmıştır” dedi.
Asker ve polislerde uygulanan apolet uygulamasının eğitim çalışanlarına getirilmeye çalışıldığını iddia eden Açıkgöz, "Son çıkarılan ‘Yerel Yönetim Yasası’ da bunu açıkça göstermektedir. 4+4+4 sistemiyle norm kadro fazlası durumuna düşen öğretmenlerimizi eritmek, özür durumu mağduriyetlerini gidermek için yapılan alan değişikliği eğitimi ve öğretmenleri olumsuz etkilemiştir. Alan değişikliği yapan birçok öğretmenimizin psikolojisi bozulmuş, bazıları da sırf bu yüzden ücretsiz izine ayrılmak zorunda kalmıştır. Bu nedenle, Norm kadro fazlası öğretmenlerin atamaları yılsonuna kadar durdurulmalıdır. Fen ve Anadolu liselerine öğretmen atamalarında hukuksuzluk yapılmamalıdır. Yönetici normlarının ilişkilendirilmesinde karmaşa yaşanmaktadır. Okullardaki yardımcı hizmetler kadroları yeniden gözden geçirilmelidir. Gerekli atamalar yapılmalıdır. Unvan değişikliği, şube müdürlükleri gibi yapılacak olan sınavların tarihleri hemen belirlenmelidir” diye konuştu.
Eğitim-İş'in mücadelesine devam ettiğine işaret eden Açıkgöz; “Bizler gücümüzü Tam bağımsız, laik, demokratik, çağdaş, emekten yana bir Türkiye özleminden alıyoruz. Hangi kesimden gelirse gelsin, her türlü ırkçılığın, ayırımcılığın, gericiliğin tüm gücümüzle karşısındayız. Hepimizin bildiği gibi ülkemiz çok zor bir süreç yaşamaktadır. Bir yandan ABD; AB’nin baskılarıyla atılan savaş çığlıkları, günden güne gelişen ırkçılık, bunun yanında hortlayan gericilik olayları çocuklarımızın geleceğini tehdit eder duruma gelmiştir. Aydınlarımız, gençlerimiz, halkımız üzerindeki baskı günden güne artmaktadır. İktidarın gücü tek elde toplama çabası, bu kaygılarımızı daha da artırmaktadır. Bu yapılanmaya karşı mutlaka birlikte demokratik mücadele yöntemleri geliştirilmelidir. Sendikamız Eğitim-İş ve konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş bu konuda hazırdır. Bu nedenle bizlerle aynı duygu ve düşünceleri paylaşan tüm eğitim çalışanlarını bir kez daha sendikamıza çağırıyoruz. Bu konuda tüm Eğitim-İş dostlarının da desteğini beliyoruz” ifadelerini kullandı.
Konuşmaların ardından emekliye ayrılan personellere teşekkür plaketleri takdim edildi. Ödül töreninin ardından sendika üyeleri, canlı söylenen türkülerle geç saatlere kadar eğlendi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz