Nazlı Ilıcak'tan FETÖ itirafı: Dini faaliyetleri beni cezbetti, aldandım

Nazlı Ilıcak, Ahmet ve Mehmet Altan'la birlikte ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldığı FETÖ medya davasının istinaf duruşmasında savunma yaptı. 'Aldandığımı itiraf ediyorum' diyen Ilıcak, savunmasını gözyaşları içinde bitirdi.

Ahmet ve Mehmet Altan kardeşler ile Nazlı Ilıcak'ın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldığı davanın istinaf duruşmasında Nazlı Ilıcak'tan yeni itiraflar ve pişmanlık beyanları geldi. Ilıcak, FETÖ'nün terör örgütü olduğunu darbe girişiminden sonra anladığını belirterek, "Güler yüz, tatlı kelam… Dini faaliyetleri beni cezbetti. Aldandığımı itiraf ediyorum" dedi. T24'ün aktardığı habere göre, Nazlı Ilıcak'ın savunmasından satır başları şöyle:

Benim babam 27 Mayıs kurbanı. Yassıada’da yattı. Ben askere düşman değilim ama askeri vesayete ve askeri müdahaleye karşıyım.

Reklam
Reklam

ZEKERİYA ÖZ RÖPORTAJINI SÜSLEMEK İÇİN

Suçlama konusu Zekeriya Öz röportajımı süslemek için bir kar topu fotoğrafı çektirdik. O tarihte Öz terör örgütü üyesi değildi. Odatv operasyonu sırasında dönemin Adalet Bakanı S. Ergin’i arayıp Öz hakkında soruşturma açılmasını istedim. Öz ile hiçbir alakam yoktur.

HİÇBİR CEMAAT GAZETESİNDE ÇALIŞMADIM

Cemaat denilen yapının hiçbir gazetesinde çalışmadım, çalışamam. Bugün gazetesinde çalıştım ama orası bir cemaat gazetesi değildi. Sempatizan olarak biliyordum. Akın İpek’in sonradan terör örgütüyle işbirliği içinde olduğunu bilemem.

TERÖR ÖRGÜTÜ OLDUĞUNU 15 TEMMUZ'DAN SONRA ANLADIM

Cemaatin terör örgütü olduğunu 15 Temmuz’dan sonra anladım. Güler yüz, tatlı kelam... Dini faaliyetleri beni cezbetti. Süleymancıların yurtlarına da sahip çıkmıştım zamanında. Aldandığımı itiraf ediyorum.

MAĞDUR GÖRÜNMEK İSTEMEM AMA...

Mağdur görünmek istemem fakat gerçekten çok yoruldum. 74 yaşındayım 2 soğuk kışı cezaevinde geçirdim.Cumhuriyet tarihinde 2 yıldan fazla cezaevinde kalan gazeteci yok. Kendime bakamadığımı görüyorum. İşkence yok ama manevi işkence var. (Savunmasını gözyaşlarıyla tamamladı)

Reklam
Reklam

DAVANIN GEÇMİŞİ

İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi 16 Şubat'ta açıkladığı kararında, sanıklar Ahmet Altan, Mehmet Altan, Nazlı Ilıcak, Fevzi Yazıcı, Şükrü Tuğrul Özşengül ve Yakup Şimşek’in üzerlerine atılı suçun sabit olması nedeniyle "cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs etme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasına karar vermişti.

Mahkeme, sanıkların üzerlerine atılı suçun niteliği, ağırlığı, sanıkların yargılama sırasındaki tutum ve davranışları, cezalarının indirilmesinde hafifletici neden olmaması nedeniyle verilen hapis cezasında indirim uygulanmamasına hükmetmişti.

Mahkeme, Mehmet Altan'da ele geçirilen 6 adet 1 doların saklanmasına karar vererek, sanıkların tutukluluk hallerinin devamını kararlaştırmıştı.

Sanıklar, yerel mahkemenin kararını açıklamasının ardından İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi'ne itirazda bulunmuştu.

Reklam
Reklam

Dosyayı inceleyen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi, tutuklu sanık Anayasa Mahkemesi'nin kişi hürriyeti ve güvenliğinin ihlal edildiğine ilişkin kararını dikkate alarak Mehmet Altan'ın adli kontrol hükümleri kapsamında tahliyesine karar vermiş, sanıklar Ahmet Altan, Nazlı Ilıcak, Fevzi Yazıcı, Yakup Şimşek ve Şükrü Tuğrul Özşengül'ün ise tutukluluk hallerinin devamı kararlaştırmıştı.

Daire, 6 sanık hakkındaki davanın yeniden görülmesi için duruşma günü vermişti.

Anahtar Kelimeler: