Nazlı Sinem Erköseoğlu’nun Ölümüne İlişkin Dava

Beyoğlu’nda bir apartman boşluğunda cesedi bulunan genç kızın ölümüne ilişkin davada, Can ve Mahmut Emre...

Beyoğlu’nda bir apartman boşluğunda cesedi bulunan genç kızın ölümüne ilişkin davada, Can ve Mahmut Emre Paksoy kardeşlerin yargılanmasına devam edildi.

İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, tutuksuz sanıklar Can ve Mahmut Emre Paksoy kardeşler ile apartman boşluğunda cesedi bulunan Nazlı Sinem Erköseoğlu'nun ailesi katıldı. Duruşmada söz alan sanıklardan Can Paksoy, yargılamanın 2 yıldır sürdüğünü belirterek, ''Bu kara leke hayatımızın her alanında karşımıza çıkıyor. Bizi mağdur ediyor. Evladını kaybeden ailenin acısı büyük ama bizim de toplanan tüm delillerle suçsuzluğumuz kanıtlandı. Bu yargılamanın sona erdirilmesini istiyorum'' dedi.

Reklam
Reklam

Duruşmada söz alan Nazlı Sinem Erköseoğlu'nun annesi Ferah Kural, konuşmak istediğini belirterek, ''Ben sadece sonucu istiyorum. Kızımın bu dünyadan gönderildiğini düşünüyorum. Kızım bulunduğunda iç çamaşırlarının her ikisi de ters. İç kopçası olan bir kıyafeti çıkartıp sonra da iç çamaşırlarını ters giyerek çok yoğun alkollü olarak o camdan atladığına inanmıyorum. Ayrıca Can Paksoy, sürekli olarak hatırlamadığını söylüyor. Kimseyi karalamak istemiyorum. İnsan olgusuna, canlı olgusuna saygım sonsuz. Kimseyi karalamak istemiyorum çocuklar. Hakkımızda hayırlısı olsun her iki aile için de'' şeklinde konuştu.

Duruşmada söz alan müdahil ailenin avukatı Rezan Epözdemir, Nazlı Sinem Erköseoğlu'nun otopsi raporuyla Adli Tıp Kurumu'ndan 13 Haziran 2012 tarihinde alınan rapor arasında bir kelimelik bile farklılık bulunmadığını kaydederek, Erköseoğlu'nun başının arkasındaki morluğun (ekimoz) nedeninin ortaya çıkmadığını ve morluğun düşmeden önce mi sonra mı oluştuğunun aydınlatılması gerektiğini söyledi. Avukat Epözdemir, olayın aydınlatılması için devlet üniversitelerinden birinin Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınmasını talep etti.

Reklam
Reklam

Sanıklar Can ve Emre Paksoy kardeşlerin avukatlarından Köksal Bayraktar ise, müdahil avukatın mahkeme heyetini etkilemeye çalıştığını belirterek, Adli Tıp raporunun dava konusu olayı aydınlattığını ve müvekkillerinin suçsuzluğunun ortaya çıktığını söyledi. Sanık avukatlarından Dilek Helvacı'nın da bu yönde beyanlarda bulunması üzerine oturduğu yerden konuşan anne Ferah Kural, Helvacı'ya, ''Sen anne misin? Anne değilsin. İç çamaşırları nasıl ters giydiriliyor anlatır mısın?'' diye seslendi. Baba Ergün Köseoğlu da, “7’nci celsedeyiz. Biz olay aydınlatılsın istiyoruz. Ölüm olayı nasıl meydana geldi'' diyerek sanık avukatlarına tepki gösterdi.

Bu sırada yeniden söz alan avukat Rezan Epözdemir, sanık avukatlarından Dilek Helvacı'nın mübaşir kanalıyla duruşma tutanağına eklemelerde bulunduğunu iddia etti. Bu iddia üzerine Epözdemir ile sanık avukatları arasında karşılıklı bir tartışma yaşandı. Baba Ergün Köseoğlu'nun ayağa kalkarak ''Böyle şey olur mu?'' şeklinde bağırması üzerine araya giren mahkeme heyeti başkanı Ahmet Müşteba Özbek, susmamaları durumunda müdahil tarafı duruşma salonundan çıkaracağı uyarısında bulundu.

Reklam
Reklam

Sinem Erköseoğlu'nun dedesi Yusuf Ziya Kural'ın da söz alarak, ''Bu yargılamada yapılanlar soytarılık, maskaralıktan başka bir şey değildir. Bütün taleplerimiz geri çevrilmiştir'' demesi üzerine mahkeme heyeti başkanı Özbek, mahkemeye hakaret ettiği gerekçesiyle Kural'ın salondan çıkarılması için güvenlik görevlilerini çağırdı. Üye hakim Selahaddin Elitaş'ın başkanın kulağına bir şeyler söylemesi üzerine Yusuf Kural'ın salondan çıkarılmasından vazgeçildi.

Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, Adli Tıp Genel Kurulu'na yazı yazılarak, otopsi raporunda belirtilen ''saçlı deri altındaki hipermi ve opsipital bölgede 6x8 santimetrelik ekimozun (morluk) düşme sırasında olmadığı ve önceden gerçekleştirilmiş olabileceğinin” iddia edildiğinin hatırlatılması ve bu konuda yeni bir rapor yazılarak mahkemeye gönderilmesinin istenmesine karar vererek duruşmayı erteledi.

Davanın ardından basın mensuplarına kısa bir açıklama yapan Sinem Erköseoğlu'nun babası Ergün Köseoğlu, Adli Tıp Kurumu’nun mahkemeye gönderdiği rapora tepki göstererek, “Morgda kızımı incelediğimde kızımın vücudundaki morlukları gördüm. Kafasının arkasında ense tarafından sert cisimle vurulmuş gibi var olan izi rahatlıkla görebildim. Gözün gördüğü izi işin üstadı olan Adli Tıp nasıl göremiyor? Her şey çelişki içerisinde, çelişkinin giderilmesini istiyoruz” dedi.

Reklam
Reklam

Müdahil ailenin avukatı Rezan Epözdemir ise, “Maddi gerçeğin ortaya çıkarak, adaletin tecelli etmesini istiyoruz” diye konuştu.

Bu arada davanın ardından sanık Can ve Mahmut Emre Paksoy kardeşler, çıkışta basın mensuplarını görünce yeniden adliyeye girdi.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: