İSTANBUL (İHA) -Jeofizik Kurumu Genel Başkanı Prof. Dr. Ahmet Ercan, Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü'nce hazırlanan 'İstanbul Metropolitan Alanında Deprem Riskinin Değerlendirilmesi" başlıklı raporun bir yol gösterici olacağını söyledi.
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü'nce hazırlanan ve Marmara Denizi'nden geçen ana fayın kırılması ile oluşabilecek 7.5 aletsel büyüklüğünde bir depremin sonuçlarının ele alındığı 'İstanbul Metropolitan Alanında Deprem Riskinin Değerlendirilmesi" başlıklı raporu İHA'ya değerlendiren Jeofizik Kurumu Genel Başkanı Prof. Dr. Ahmet Ercan, "Deprem senaryosunu konu alan ilk raporu 1970'li yıllarda Bayındırlık ve İskan Bakanlığı hazırlamıştı. Bu rapor günümüz teknik imkanlarına ve yer yapısının bilinen koşullarına göre yenilenmekte" dedi.
7.5 şiddetindeki depremin İstanbul için beklenen en büyük deprem olduğunu kaydeden Ercan, "Bugün açıklanan 400 sayfalık raporda en kötü koşullar altında ne olabilirin senaryosu yapılmış. Bu tür senaryoların yapılması doğaldır.Mühim olan tedbir için yol gösterici olmasıdır" diye konuştu.
Raporda vurgulanan "güçlendirme yöntemi"nin Türkiye'ye çok büyük para kaybettirdiğini dile getiren Ahmet Ercan, "Bunun bir başka yolu var. ABD - Çin ve Japonya'da deprem sönümleyicileri ve yalıtıcıları takılmakta. Bunların masrafı hem daha düşük hem de binanın yeniden yıkılıp yapılmasına ve içerisinin boşaltılmasına gerek yok. Mesela Çapa Tıp Fakültesi'ni boşaltamazsınız. Bina ile temeli arasındaki ilişkiyi kesen sönümleyiciler takılmakta. Maalesef Türkiye'de bu teknoloji viyadükler dışında uygulanmamaktadır" dedi.
Sönümleyici ve yalıtıcılar takıldığında bina çürük olsa dahi depreme karşı büyük bir önlem alındığını vurgulayan Ercan, "Güçlendirme her binada yapılmaz. Çünkü güçlendirme Binanın dengesini boza bilir. Halbuki sönümleme yalıtım sistemi Türkiye'de üretmek mümkün.Depremin ne zaman olacağı belli olmadığı için bunların ilk adımda dışardan alınıp hastane, üniversite, askeri alanlar ve camilere takmamız gerekiyor" diye konuştu.
Raporda sözü edilen 26 hastane için yapılacak harcamanın en fazla iki buçuk milyon dolar olacağını kaydeden Ercan, "Bu bir villanın fiyatı kadardır. Bu paranın bulunmaması diye bir şey yok" dedi. Ülke gündeminin sık sık değiştiğini hatırlatan Ercan, "Depremden bahsetmediğimiz zaman deprem olmayacak diye bir şey yok. İstanbul önünde deprem kaçınılmaz. Kırık nerede, deprem ne zaman ve ne şekilde olacağından ziyade depremi insanların burnu kanamadan nasıl atlatacağı önemli. Bu nedenle bazı yöntemlerin uygulanması gerekiyor. Bunlar raporda dile getirilen güçlendirme yanında, yalıtıcı ve sönümleyicilerin takılması, ana alterlerin yer altına alınması ve kötü binaların yıkılıp yeniden yapılmasıdır. Bu rapor bir yol gösterici olacaktır.Bu yönüyle yararlı buluyorum" diye konuştu.
Jeofizik Kurumu Genel Başkanı Prof. Dr. Ahmet Ercan,açıklamasının sonunda kamuoyunu paniğe sevk etmeden, deprem beklentisini normal bir beklenti şeklinde algılayıp zamanın korku yerine çareleri arayıp uygulayarak geçirilmesi gerektiğini dile getirdi.