Ne takımını sattı ne de Alex'i

Alex'in tercümanı Samet Güzel, Fenerbahçe'de olanlar karşısında susmayı tercih etti. Aziz Yıldırım'ın bir Doğru mu Samet sorusuyla herşey altüst oldu. Alex'i satmak istemedi, istifayı bastı. Tutkusu Fenerbahçe, rol modeli Mourinho'ydu. Hep kitap yazmak istedi, sanırım şimdi zamanı geldi.

Doğumhanenin kapısında bekliyordu Samet Güzel. Bir hemşire Hadi, sen de doğuma giriyorsun dedi. O bir tercümandı, doğum yapacak kişi de tercümanlığını yaptığı Alex'in karısı Daianne. Eşinin doğum sancıları geldiğinde maç için kamptaydı. Hemen Samet'i de alarak hastaneye koşmuştu.

[*\ SÜPER LİG PUAN DURUMU İÇİN TIKLAYIN

**](http://iddaa.mynet.com/puandurumu?ligid=1)

CANLI MAÇ SONUÇLARI İÇİN TIKLAYIN

Alex'in İstanbul'da ilk yılıydı. Dilini bilmediği insanların arasında zorluk çekiyordu. Bir imza gününde Portekizce konuşan bir gençle karşılaştığında çok sevinmişti. Alex, onun telefon numarasını aldı.
Yine de aramasını beklemiyordu Samet. Birkaç gün sonra Merhaba dostum, ben Alex diyen sesi duyunca şaşırdı. Alex De Souza mı, şaka yapmıyorsun değil mi? dedi. Şaka yapmıyor, hem de yemeğe çağırıyordu.Alex ile tanışması Fenerbahçe'nin kapılarını açacaktı ona.
En büyük şansı takımın tercümanı Ali Orçun Tunçsoy'un 2006'da askere gitmesiydi.

Reklam
Reklam

ZİCO İLE HÂLÂ DOST
Takımda en yakın olduğu, saha içinde ve de dışında sürekli birlikte olduğu kişi Alex'ti. Ama Alex'in yanı sıra Nobre, Aurelio gibi Brezilyalı diğer futbolcuların da tercümanlığını üstlenmişti. Brezilyalı antrenör Zico gelince onun tercümanı kimliğiyle çıkmaya başladı gazetecilerin önüne.
Kısa sürede çekingenliğini atmış, kendine güveni yerine gelmişti. Bazen maçtan önce tribün önüne çağrılıyor, alkışlanıyordu. Onun da futbolcular gibi uğuru olmuştu zaman içinde. Her maçtan önce küçük bir şeker fırlatıyordu sahanın ortasına.
Elbette eleştirenler oluyordu arada. Fiilleri çekemiyor, köylü gibi konuşuyor Portekizceyi diyordu kimileri. Sözlerini çevirdiği kişiden fazla konuşması da dikkat çekiyordu.Bir spor yazarı, Zico, Alkmaar maçında Kezman'ı oynatmayı düşünüyor mu? diye sormuş, Zico ise sadece No diye yanıt vermişti. Bu yanıtı alan Samet gazetecilere döndü; Mateja Kezman, kendisinin sevdiği ve beğendiği bir futbolcu diye başladı konuşmaya. Tam altı uzun cümle kurdu. Sonunda da Fenerbahçe kardelen çiçeği gibi karların arasından açmak için Kezman olmadan da kazanmasını bilmeli diye bitirdi sözlerini. Kimi gazeteciler kendini tutamayıp gülmeye başlamıştı.

Reklam
Reklam

LİMA İLE FOTOĞRAF
Çıktığı televizyon programlarında, söyleşilerinde hep bu uzun çevirinin sırrı' soruldu ona. Öyle bir noktaya geldim ki, hocanın cevaplamasından önce ne diyeceğini tahmin edebiliyorum diye savundu kendini. Doğruydu, Zico, onu oğlu gibi seviyordu. Nitekim dostlukları hiç bitmeyecek; Samet, her yıl Brezilya'ya gittiğinde mutlaka hocaya uğrayacaktı.
Kuşkusuz kimi olumsuzluklar da yaşadı. Bir antrenman sırasında Sırp futbolcu Kezman, üzerine yürüdü. Hocanın sözlerini İngilizce'ye çevirmedi diye kızmıştı. Samet de aynı sertlikte yanıt verdi ona. Araya girenler yatıştırdı ikisini. Futbol camiasının tanınanlarındandı artık. Twitter'da 145 bin takipçisi vardı. Adriana Lima ile yanak yanağa fotoğraf çektiriyordu, ünlü futbolcularla kankaydı.
Rakip takım taraftarlarınınsa tepkisini çekiyordu. 2009'da Galatasaray ile oynanan maçın son dakikalarında tribünlerden atılan bir şişe başına isabet etti. Kafası yarılan Samet, hastaneye kaldırıldı, sekiz dikiş atıldı.
Trabzonsporluların nefretini kazanmasının nedeniyse, maç arasında kaleci Tolga Zengin ile yaşadığı kavgadan çok, o sırada hasta annesine küfrettiği haberiydi. Her ne kadar Bütün anneler benim için kutsaldır. Kimsenin annesine küfretmem tweet'leri attıysa da..

Reklam
Reklam

Trabzonluları ikna edemedi
Samet, bir profesyoneldi ama Denizli'de şampiyonluğun kaybedildiği maçta tuvalete kapanıp hüngür hüngür ağlayacak kadar da amatörce bağlıydı takımına. Takımın karakutusu olmuştu yaklaşık sekiz yıl boyunca. Maalesef bu da onu Şike davası' sanıkları arasına soktu. Savcının talebi üzerine maçlara giriş yasağı konulan 68 kişiden biriydi. Sonra mahkeme kaldırdı yasağını. Ama yargılama sonunda Trabzonspor-Bursaspor maçının sonucunu etkilemek amacıyla futbolcu Vederson ile
görüşülmesine yardım ettiği gerekçesiyle şike ve teşvikten mahkum oldu.

KİTAP YAZMA HAYALİ
Hep sustu, ne davayla ilgili konuştu, ne de aldığı bir yıl 15 günlük ceza hakkında... Takımının yara almasıydı kaygısı. Alex'in, Teknik Direktör Aykut Kocaman ile çatıştığı günlerinde en yakın tanıklarından biriydi. Yine susmak istedi; bir yanda takımı vardı, öbür yanda çok sevdiği Alex.
Başkan Aziz Yıldırım, izin vermedi sessiz kalmasına. Yıldırım, Mönchengladbach deplasmanına giderken düzenlediği basın toplantısında Samet'i de yanına aldı. Alex ile ilgili eleştirilerine de onu tanık gösterdi; Doğru mu Samet? diye de onaylamasını istedi her sözünü.
Sosyal medyada anında dillere düştü Samet. Doğru mu Samet? üzerinden geyikler üretildi, gazetelerde manşet oldu. Sonunda dayanamadı, Alex gibi Twitter mesajıyla açıkladı Fenerbahçe'den ayrıldığını: Alex'i satmışım gibi bir hava oluşturuldu. Bu baskıya daha fazla dayanamazdım.
Ne takımını satmıştı, ne de Alex'i. Daha iki hafta önce heykeli açılırken sözlerini ağlayarak çevirdiği Alex'in aleyhine konuşmaz, konuşamazdı. Alex'in veda toplantısında ona teşekkür etmesi, alay edenlere en güzel yanıttı.
Ayrılma kararı ağır gelmişti ona ama bu kadar ani olmasa da bir gün Fenerbahçe'den ayrılacağını biliyordu Samet. Kendisi gibi tercüman olan abisiyle birlikte çeviri ve futbolcuların işlerini takip eden bir şirket kurmuşlardı. Amacı ömrü boyunca tercümanlığa devam etmek de değildi. Asıl hedefi futbol dünyasında kalmaktı. Rol modeli de tercümanlıktan teknik direktörlüğe geçen José Mourinho'ydu. Soranlara, gülümseyerek, Neden olmasın yanıtını veriyordu.
Nitekim bir üniversitede spor hukuku ve spor iletişimi seminerlerine katılmış, hep futbolu öğrenmeye çalışmıştı. Bir hayali de Fenerbahçe'den ayrıldıktan sonra o günlerin kitabını yazmaktı. Sanırım geldi çattı hayallerine yelken açma zamanı... (Hürriyet)

Reklam
Reklam