“neden 36 Dakika Geç Bildirdin” Davası

25 Haziran 2012 tarihinde Yatağan’a bağlı Madenler Köyündeki benzin istasyonunda yaşanan iş kazası sonrası elektrik...

25 Haziran 2012 tarihinde Yatağan’a bağlı Madenler Köyündeki benzin istasyonunda yaşanan iş kazası sonrası elektrik çarpması nedeniyle kaldırıldığı Yatağan Devlet Hastanesi’nde hayatını kaybeden gence Tıbbi müdahaleyi gerçekleştiren dört doktor ve bir tıbbi sekreter hakkında adli bildirimi 36 dakika geç bildirdikleri iddiası ile haklarında kamu davası açıldı.

Muğla Tabip Odası Başkanı Opr. Dr. Murat Akgül, yaptığı açıklamada, “Bir iş kazası yaşanmış, 16 yaşında genç bir işçi elektrik çarpması sonucu ağır yaralı olarak Yatağan Devlet Hastanesi Acil Servisine getirilmiştir. Elektrik çarpmasına bağlı kalbi duran işçi, dört hekim arkadaşımız tarafından yaşama döndürülmeye çalışılmış, ne yazık ki tüm müdahaleler sonuçsuz kalmış, bir gencimiz daha iş kazası sonucu kaybedilmiştir. Öncelikle yakınlarına başsağlığı dileriz. Adli makamlar tarafından yaralı genç işçiyi yaşama döndürmeye çalışan dört hekim arkadaşımız ve bir tıbbi sekretere Türk Ceza Kanunu’nun Görevi Kötüye Kullanma suçunu düzenleyen 257. maddesinin 2. fıkrası uyarınca cezalandırılmaları istemiyle kamu davası açılmıştır. Davaya söz konusu olan mesele, adli bildirimin geciktirilmesidir. Gerekçe, hekim arkadaşlarımızın ve tıbbi sekreterin görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstermiş olması. İdari sorumluklarımız kapsamında adli bildirim işlemi de gerçekleştirilmiştir, dava gerekçesi 36 dakikalık gecikmedir. Suçlamayı anlamakta güçlük çekiyoruz. Ağır yaralanma ile gelen hastanın yaşama döndürülmesini hedefleyen tıbbi müdahale değil, idari bir işlem olan adli bildirimin öncelikli olarak yapılması bizden istenmektedir. Aldığımız eğitim, etik değerlerimiz, 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı Sanatlarını Tarzı İcrasına Dair Kanun, Tıbbi Deontoloji Nizamnamesi, Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliği, vb. birçok düzenlemeye göre temel görevimiz 16 yaşında genç bir hastayı hayata döndürmek için elimizden geleni yapmaktır. Cumhuriyet Savcısı haklarında hazırladığı iddianame ile hekimlerin görev tanımlarını Yasaya ve Tüzüğe rağmen yeniden belirlemiştir. Sigortasız, iş güvenliği, can güvenliği olmayan koşullarda çalıştırılmasına ilgili bütün makamların göz yumduğu bir çocuğu hayata döndürmek için saniyelerin önemli olduğu bir çabayı sürdürmek iddianameye göre, hekimlerin öncelikli görevi değildir. Bunun yerine hekimlerin öncelikli görevi çocuğun ölümüne neden olan kişilerle ilgili delillerin toplanmasını, sağlamaktadır. Hekimlere yönelik böylesine hatalı ve yanlı bir yorum ile iddianamenin hazırlanması en başta Cumhuriyet Savcılarının objektif ve tarafsız olması zorunluluğuna aykırıdır. Son yıllarda hekimler hakkında benzer olaylar nedeniyle Türk Ceza Kanunu’nun 279. ve 280. maddelerinde düzenlenen Suçu Bildirmeme ile yine aynı Kanunun 257. maddesinde düzenlenen Görevi Kötüye Kullanma suçlarından çok sayıda kamu davası açılmaktadır. Bu davaların tamamına yakınında hekimlerin birincil görevinin yaşamı kurtarmak, sağlık hizmet vermek olduğu unutulmakta ve hekimin adli vakalardaki mevzuattan kaynaklı yükümlülükleri bizzat yapması veya hastayı bir yana bırakarak adli bildirimlerin takipçisi olması beklenmektedir. Konu ile ilgili mesleki tutumuzu yetkililer ve kamuoyu ile bir kez daha paylaşmayı önemli buluyoruz. Tıp camiasının bir üyesi olan biz hekimlerin öncelikli görevi yaşam hakkının korunmasına yöneliktir, böyle de devam edecektir” dedi.

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: