Geçmişin hüzünlerini geleceğin endişelerini içimizden atıp o anın duygularını fark etmek. İşte bizim günlük hayatımızda bir türlü başaramadığımız, ama mutluluğun anahtarı olan çok önemli yaşam sanatı. Gezmek, yepyeni yerler keşfetmek insan beynini o anda tutan en önemli deneyim. Bu yüzden günlük hayatta stresle yüklendiğiniz anda kendinize kaçamaklar yapma alışkanlığını edinmelisiniz. Büyük kaçamaklar olması da şart değil, yakınınızdaki hiç gitmediğiniz bir sahil kasabasına kaçamak yapın, hafta sonu görmediğiniz bir şehre yemeğe gidin. Ya da dünyanın öbür ucuna gidin, yeter ki gitmeyi alışkanlık haline getirin.
Toplum psikolojisi çok önemlidir. Hep aynı konuları konuşmak, olayları hep aynı şekilde yaşamak sizi sürekli aynı sonuçlara ulaştırır. Aynı sorunlara farklı tepkiler veren insanları görmek size yeni fikirler verecektir. Hayatınıza yepyeni bir bakış açısıyla dönersiniz. Bulamadığınız çözümler dönünce kafanızda beliriverir, yolda karşılaştığınız bir insanın bir cümlesi size dokunur bir kıvılcım oluşur. Yola çıkarken kafanızda olan fikirlerin tamamen değişmiş haliyle eve dönmeniz, yada en büyük sorununuza yollarda çözüm bulmanız çok büyük bir ihtimaldir.
Yollarda, hiç bilmediğiniz yerlerde hele dilini hiç bilmediğiniz bir ülkedeyseniz yeniden çocuk olursunuz. Kalacak güzel bir yer bulmak, güzel bir yemek keşfetmek, gideceğiniz yeri anlatabilmek. Yani esasında günlük hayatta her gün yaptığımız şeyleri plansız bir gezide yeniden yapabilmek size mutluluk verecek. Eğer biraz farkındalığınız arttıysa eve döndüğünüzde de aynı keyfi hissedebileceksiniz.
Her gün aynı görüntüler bizi duyarsızlaştırır. Ama yeni bir yere gittiğimizde şu güzelim gezegenin mucizeleri içimize işler. Gün batımının renkleri, insan zekasının yansıması olan mimari ve doğanın eşsizliği bir anda çarpar bizi. İçimizi muhteşem bir enerji ve eşsiz bir neşe ile doldurur. İyi ki deriz her nefeste.