Eylül Ertaş / Mynet Haber
Her ne kadar araştırmalar beş çiftten ikisinin ayrılacağını ve ancak yüzde otuz çiftin mutlu bir evlilik sürdürebileceğini söylese de biz bunların bizim başımıza gelmeyeceğine inanmayı sürdürürüz. İşler kötüye gittiğinde ise karşımızda doğal olarak üzüntü ve hayal kırıklığını buluruz.
Hayatı bize zindan eden bu duygulardan korunmayı öğrenmeden önce nasıl oluştuklarına bakıp sorunun köküne inmekte fayda var. Öncelikle kaybetmek istemediğimiz birini kaybettiğimizde veya değer verdiğimiz biri artık aynı pozisyonda olmadığında güçlü bir duygu olan üzüntüyü deneyimleriz. Aynı zamanda üzüntü, yaşanan kayıplarla bizi bir boşluk hissine de sürükler. Bu güçlü hisler yaşadığımız kaybı bize unutturmak yerine hatırlatırlar ve yaşadığımız kaybın şiddetini hatırlamayı sürdürmek bizi gelecekteki hedeflerimizi tekrar gözden geçirmeye iter. Bir araştırmaya göre üzüntü, insanların ilk izlenimlerine güvenme oranlarını azaltıyor ve bu da aslında diğer bütün duygular gibi üzüntünün de bizi korumak için çalıştığını gösteriyor.
Hayal kırıklığı da içinde gerçekleşmemiş umutların ve hedeflerin üzüntüsünü barındıran güçlü bir duygu. Tam da bu gerçekleşmeyen hayaller ve olması beklenenlerin tam tersini yaşamamız sebebiyle hayal kırıklığı en fazla yüzleşmekten kaçtığımız duygu olma özelliğini koruyor. Çünkü hayal kırıklığı içinde bir imkansızlık barındırıyor ve bu yüzden belki de bizi en zorlayanı ilişkilerde yaşadığımız hayal kırıklığı oluyor.
Hayal kırıklığı sebebiyle kıvranırken, genellikle başkasına söylemesi çok kolay olan “oluruna bırak!” tavsiyesini çok fazla duymaktan bıkkınlık gelmesi normal. Çünkü bize bu üzüntü ve hayal kırıklığı duygularını yaşatan olaylar herkes için aynı değerde olamaz ve herkes aynı hızda unutup hayatına devam edemez. Tam da bu yüzden kendimize dönüp hissettiklerimizin sebeplerini tespit etmeyi ve olumsuz his ve düşüncelerle nasıl başa çıkabileceğimizi en iyi kendimiz becerebiliriz. Bunu yaparken bu beş öneriyi izleyerek hayal kırıklığından korunmayı kolaylaştırabiliriz.
Anlayışlı ve Duyarlı Olun
Zaten dışarda sizi yıpratmaya çalışan bu kadar çok faktör varken bir de siz kendinizi yıpratmayın. Yaşadıklarınızın iyi bir sebep için başınıza geldiğini unutmayın ve kendinize karşı yumuşak davranın. Kendinize suçlamadan ve yargılamadan yaklaştığınızda bakın ne kadar rahatlayacaksınız...
Doğru Soruları Sorun
Duygularınızı tam olarak ne tetikledi? Hayal kırıklığı size ne ifade ediyor? Sizi hayal kırıklığına uğratan kişiye katıldığınız noktalar var mı? Negatif duyguların gitmesine izin verirseniz siz nasıl biri olursunuz ya da dünya nasıl bir yer olur? Sorularınızın cevaplarına dikkatli bir şekilde kulak verin.
Bakış Açınızı Değiştirin
Bir hayal kırıklığı yaşadığımızda aşırı tepki göstermeye eğilimli olabiliriz. Belki de artık ihtiyacımız olmayan bir şeyi kaybetmenin üzüntüsü büyük resmi görmemizi engelleyebilir. Bu yüzden durumu farklı açılardan değerlendirmek asıl yararınıza olan sonucu almanızı sağlayabilir. Örneğin, biten bir ilişkinin ardından sizi üzen kişiyi geri kazanmanın mutluluğunuzu geri getireceğine saplanıp kalmak yerine, mutlu bir ilişkiyi hedefleyip adımlarınızı ona göre atmanız uzun vadede sizi küçük hayal kırıklıklarının büyük etkilerinden korumayı başarabilir.
Daha Çok Gülün
Yaşadığınız üzüntüyü içinize kapanarak atlatmaya çalışmak yerine daha çok gülün, eğlenin. Evet, duygularınıza sahip çıkmak ve hissettiklerinizin farkında olmak önemli ama bazen o anda öyle hissetmeseniz bile sizi neşelendirecek şeyleri yapmaya kendinizi zorlarsanız sonunda gerçekten neşelendiğinizi göreceksiniz!
Değişiklik Yapın
Ölenle ölünmez. Olanı değiştiremezsiniz ama şu anda kendiniz için küçük değişiklikler yapmaya başlayabilirsiniz. Günlük rutininizi değiştirin, spora gidin, dans edin… Hayatınıza katacağınız ufacık bir pozitif değişiklik bile sizi sıkıştığınız yerden çıkarabilir. Her şeyin birbirine bağlı olduğunu unutmayın ve hayatınızdaki engelleri kaldıran büyük akıntıyı başlatmak için küçük dalgalar yaratın.
Kaynak: psychologytoday.com