Bülent Ecevit hükümetinin ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Hikmet Uluğbay, tabancasıyla başına ateş ederek giriştiği intihar teşebbüsünü, 12 yıl sonra Gazeteport'a anlattı. Uluğbay, 6 Temmuz 1999 gecesi meydana gelen olayla ilgili ‘’İnsanların bireysel olarak yaşadıklarını ben ülkem için yaşadım. Çıkış yollarından biri intihardı’’ dedi.
Özal hükümetinin Devlet-Maliye ve Dışişleri Bakanlarından Ahmet Kurtcebe Alptemoçin ‘’Özal’dan sonra, Kaybolan Yıllar’’ adıyla bir kitap yazdı. Kitabında Turgut Özal, Süleyman Demirel, Bülent Ecevit ve Tansu Çiller’in Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı dönemini anlatan Alptemoçin, Hikmet Uluğbay ile de röportaj yaptı. Uluğbay bu röportajda Alptemoçin’e intihar girişimi konusunda şunları anlattı:
‘’Ülkenin içince bulunduğu ekonomik durum nedeniyle yoğun bir stres içindeydim. 60 milyar dolar borç ödememiz gerekiyordu. Ekonomi bıçak sırtıydı. Bankalara el konulacağı dedikoduları vardı. Günde bir elma yiyerek, öğle yemeğini geçiştiriyor, geceleri iki saat uyuyordum. Develüasyon yapılacağına dair Mesut Yılmaz’a bilgi verdiğim söylentisi ortaya atıldı. Ülkenin içinde bulunduğu sıkıntıları ben 24 saat yaşıyor ve çözüm arıyordum. Evinize icra geldi ne yaparsınız. Çıkış yollarından biri intihardır. İnsanların bireysel olarak yaşadığını ben ülkem için yaşadım. Bir an geldi o irrasyonel kararı uyguladım. Olaydan sonra kendimi toparladım. Bu sefer de oğlumun beni vurduğu spekülasyonu ortaya atıldı. Bu yapılabilecek spekülasyonların en adisi oldu.’’
‘’TANSU’NUN SEÇİLMESİNE SEVİNMEDİM’’ Alptemoçin kitabı için 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile de konuştu. Demirel, Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından, partinin başına Tansu Çiller’in seçildiğini ancak bundan ‘’Memnun olmadığını’’ anlattı. Demirel şöyle dedi:
‘’Tansu Çiller’i ben getirdim. Ben ön safa çıkardım. Ben milletvekili olmaya ikna ettim… Fakat benim Merhum Özal’ın ani ölümü dolayısıyla Çankaya’ya çıkmak mecburiyetim olunca, DYP genel başkanlığı boşaldı. Arkadaşlarım bu genel başkanlığa kendi sağduyularıyla, kendi hür iradeleriyle bir seçim yaptılar. Ben buna karışmadım ve Tansu Çiller’i genel başkan yaptılar. Bundan çok memnun olduğumu söyleyemem. Ama hiç karışmadım. Genel başkan olmasında doğrudan ya da dolaylı bir etkim olmamıştır. Karşısına çıkmadım ama sonuçtan memnun da olmadım.”