Nefes eş anlamlısı nedir? Nefes kelimesinin eş anlamlıları ile örnek cümleler

Türkçede birçok kelimenin birden fazla anlamı bulunabilir. Bunun nedeni kelimelerin zaman içerisinde kullanım alanlarının farkılık göstermesidir. Nefes kelimesi de birden fazla anlamda kullanılabilen bir kelimedir. Arapçadan dilimize geçen bu kelime yine Arapçada "soluk" anlamına gelen "nefes" kelimesinden alıntıdır. Türkçeye de aynı anlamda geçmesinin yanı sıra farklı anlamlar da kazanmıştır.

Nefes kelime anlamı olarak herhangi bir canlının yaşamını sürdürebilmesi için gerekli olan soluk alıp verme durumu anlamına gelmektedir. Ayrıca nefes kelimesi gündelik yaşamda çokça kullanılan kelimelerden bir tanesidir. Nefes kelimesinin Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre anlamı:

• Soluk
• Şifa amacıyla hastaya okunan dua
• Sigara, pipo içilirken içe çekilen duman
• Canlılık, hayat belirtisi
• Bektaşi ve Alevilerin görüş ve düşüncelerini belirtmek için yazılmış şiir

Nefes kelimesinin eş anlamlısı olan sözcük

Türkçe diğer dillere nazaran çok kapsamlı bir dildir. Türkçe geniş bir kelime yelpazesine sahip olduğu için eş anlamlı kelimeler de oldukça fazladır. Eş anlamlı kelimeler yazılışları farklı anlamları aynı olan kelimelerdir. Türkçede birden fazla eş anlamlı kelime bulunmaktadır. Bu kelimelerin en büyük özellikleri aynı cümle içinde aynı anlamda kullanılıp anlam kaymasına veya anlatım bozukluğuna sebebiyet vermemesidir.

Eş anlamı olan kelimelerden biri de nefestir. Nefes kelimesinin eş anlamı olan bir tane kelime vardır. Nefesin eş anlamlısı olan kelime "soluk"tur. Soluk kelimesi Türkçe kökenli olduğu gibi akciğerlere çekilen, akciğerlerden atılan hava, nefes olarak tanımlanır.

Nefesin eş anlamlıları ile örnek cümleler

Eş anlamlı kelimeler cümle içerisinde kullanılabilirler. Nefes eş anlamlısı bulunan kelimelerden birisidir. Nefes eş anlamlısı soluk kelimesiyle ilgili örnek cümleler:

• Müdür bey odunlar bitene kadar bize soluk aldırmadı.
• Soluk soluğa içeri girdi.
• Soluk soluğa kaldığı için merdivenlerde duraksadı.
• Yaşlı bedeni soluk soluğa kalmıştı.
• Güzelliğiyle hepimizin soluğunu kesti.
• Bu güzel bahçenin içinde soluk aldığını hissediyor insan.
• Kalbi git gide yavaşladı ve soluğu kesilmeye başladı.
• Müsabaka bir hayli uzadı sporcular soluk soluğa mücadele ediyorlardı.
• Soluk alıp verdikçe rahatsız oluyordu.
• Sigara içenler soluk almada zorlanır.
• Soluk alıp veren toprak canlılık saçıyordu.
• Yaşlı insanların soluk alıp verişi gençlere göre daha yavaştır.
• Geçirdiği kazadan sonra soluğu kesildi.
• Yaşanan olaylara karşı artık soluğu yetmiyordu.
• Soluk alıp verdikçe daha da zorlanıyordu.