Nefesler tutulmuş vaziyette tüm gözler ECB'den (Avrupa Merkez Bankası) öğle saatlerinde gelmesi beklenen yeni uzun vadeli kredi kullandırımı ile ilgili detayları bekliyor. Önceki kredi 3 yıllık, yıllık % 1 faizli ve talebe göre sınırsızdı. Bankaların talepleri de toplam 489 Milyar Euro olmuştu.
İlk anda beklenilen ECB'den bu krediyi alan bankaların koşarak % 4-5 faizli sorunlu ülke tahvillerini almasıydı. Ama ilk haftanın sonuçlarında bu kredinin 481 Milyar Euro civarı yeniden ECB'ye yatırıldığı görüldü. Kısacası Avrupa'lı bankaların hiçbiri bırakın sorunlu ülke bankalarına, sorunsuz olanlara dahi güvenmiyorlardı.
Neyse ilk andaki bu korkudan sonra bakıldı ki, başta gelişmekte olan ülkeler olmak üzere, dünya ekonomileri için yapılmış tahminlerin aksine iyi veriler açıklanmaya başlandı. Korkulacağı gibi bir 2012 olmayacağı görülünce bu paralar her ülke sistemlerine akmaya başladı. İşte yorumculara göre yeni yılın ilk iki ayındaki sürpriz yükselişler bu nedenle yaşandı.
Şimdi yine ECB kredi ihalesi var. Bugün önceki gibi ya da daha yüksek olabilecek aynı şartlarla bir kredi kullandırımı tüm borsalarda yeni bir yükseliş dalgası yaşatabilir. Yok eğer önceki tutara göre çok daha düşük bir rakam açıklanırsa, borsalarda yeniden realizeler görürüz.
Aslında işte tam bu noktada kafalar karışmış durumda!
1- Daha az kullandırılabilecek bir kredi borsaları düşürür diye bekleniyor. Peki bu bankaların paraya ihtiyacı olmadığını gösterip, iyi algılanması beklenmez mi? Yani ilk anda realizeler yaşansa da, sonra borsaların düzelmekte olan ekonomileri görünce yükselmesi gerekmez mi?
2- Öncekinden çok daha fazla kullandırılabilecek bir kredi bir bakışa göre, sorunlu bankaların bulunduğunu göstereceği için olumsuz bir sonuç olur deniyor. Diğer bir bakış ise, yüksek kredi tutarı, likidite rahatlaması sağlar ve piyaslara olumlu yansımalar yaptırır deniyor. Ben ikinci görüşe yakınım. Ayrıca, yüksek kredi talebinin illahaki bankaların likidite ihtiyacından olmayabileceğini, gayet güzel şartlarla verilen kredinin avantajlarından yararlanmak için de kullanılabileceğini düşünüyorum. Bu nedenle, yüksek bir kredi kullanımı benim için kötü bir sonuç olmaz.
3- Kredi yüksek olursa yüksek bir yüzdeli görüş Euro'nun değeri düşer, diğer bir grup da yükselebilir de diyor.
Piyasada Euro'nun artması değerini düşürecektir diye olumsuz görüş belirtiliyor. Peki artan Euro likiditesi Avrupa'nın içindeki likidite krizini sonlandırabilirse, aslında bu Avrupa finansal krizinin artık dip buluyor izlenimini verdiğinde yeniden Euro'nun değerinin artmasına sebep olmaz mı?
Görüyorsunuz ya, kafalar nasıl da karışık. Benim de karışık. Artan Euro'nun değeri düşebilir diye düşünmekle birlikte, bu likidite krize merhem olursa ve arkasından da IMF imkanları da devreye girmeye başlarsa, krizi atlatıyor olacak bir Avrupa'nın parası da yeniden değerlenebilir. Peki hangisi olacak? İnanın yazdıklarım gibi kafam karışık bilemiyorum. Teknik olarak ise, eğer Euro 1,3545 gibi seviyeleri geçebilirse 1,3850 civarlarını görebilir ve oradan gevşer diyorum. Yok ama geçemezse, bu seviyeler de bir direnç görüntüsünde olduğu için 1,3250 seviyelerine inebilir.
Tabii bu tahmin ve düşüncelerim Euro'nun Dolar paritesi hakkında. Türk Lirası'na karşı ise, yüksek bir kredi kullanım rakamları hem Euro, hem de Dolar'ı düşürecektir diye düşünüyorum. Bu kredi pastasından yine Türk tahvillerine ve borsasına akışlar olabilir. Böylece kur baskısı azalır. Dolar 1,71 civarlarına, Euro da öncesinde 2,32 ve sonrasında 2,30- 2,29 civarına doğru bir gevşeme yapabilir. Bu tamhminlerim de teknik düşüncelerim.
Lakin, cari açık nedeniyle kurların daha fazla düşmesine müsade edilmez ve döviz alım ihaleleri devreye girebileceği için, olası gevşeme limitleri bu nedenle sınırlı olacaktır. Yaşayıp göreceğiz.
Not: Yazı 09:44'te borsaanalizci.com'da yayınlanmıştır.
Aydın Eroğlu