Neo-nazi davasında flaş gelişme

Almanya'da Çarşamba günü görülecek dava 6 Mayıs'a ertelendi.

Almanya’da 2000-2007 yılları arasında sekiz Türk, bir Yunan ve bir Alman kadın polisi öldürdükleri ortaya çıkan aşırı sağcı “Nasyonal Sosyalist Yeraltı” (NSU) hakkında Münih Eyalet Yüksek Mahkemesi’nde görülecek dava 6 Mayıs'a ertelendi. Daha önce davanın Çarşamba günü başlayacağı açıklanmıştı. Alman medyasında davaya ilişkin özel program ve yayınlar yapılırken, NSU'nun fail ve destekçi zanlıları hakkındaki davanın 2.5 yıl sürmesinin beklendiği açıklandı.

‘Asrın davası’ olarak da adlandırılan Münih'teki aşırı sağcı terör hücresi hakkındaki davaya baş hâkimin yanı sıra dört yardımcı hâkim katılacak. Deutsche Welle, davayı yönetip gidişatını belirleyecek baş hâkim Manfred Götzl'ün, 1980'li yıllarda savcılık yaptıktan sonra hâkimliği seçmiş olan tecrübeli bir hukukçu olduğunun altını çizdi. Hakimin, davayı izleyecek gazeteciler için usul hatası yapmamaya ve mutlaka tarafsız davranmaya özen gösterdiği belirtildi. Yer sorunu nedeniyle hangi medya kuruluşunun salona alınacağına kendisinin karar vermek istemediğini söyleyen hakimin ‘Önce başvuran oturur’, formülünü uygun gördüğü, elektronik postayla yapılan başvurularda hata yapıldığının daha sonra ortaya çıktığı kaydedildi.

Reklam
Reklam

280 BİN SAYFA OKUNUP DEĞERLENDİRİLDİ

Davaya hazırlık amacıyla 280 bin sayfalık zabıt ve delil okunup değerlendirildi. Sadece savcılık iddianamesinin 500 sayfa tuttuğu belirtildi. Beş sanığın yargılanacağı dava sırasında 600 tanık dinlenecek. 22 tıp uzmanına bilirkişi olarak danışılacak. Sanıklardan en önemlisi olan, NSU'nun hayatta kalan tek üyesi Beate Zschaepe'yi üç avukat savunacak. Mahkeme heyeti baş sanıktan, cinayetlere doğrudan katılıp katılmadığını ve cinayetleri neden önlemediğini öğrenmek isteyecek. 85 celsede tamamlanması umulan davanın iki buçuk yıl sürmesi bekleniyor.

Alman Hâkimler Birliği Başkanı Christopher Frank, hakimlerin kolay etkilenmesinin söz konusu olmadığını, bütün dosyalardan haberdar olma gibi bir avantaja sahip bulunduklarını söyledi. Frank, “Hakimler kamuoyu oluşturmada ve yönlendirmede izlenen stratejileri de tanıyor. Savunma gibi davadan önce mahkûm etmenin de kamuoyu oluşturma stratejisinin bir parçası olduğu unutulmamalı. Hâkimler bu gibi oyunlardaki art niyeti anlamayacak kadar saf değildir” dedi.

Reklam
Reklam

“ONUR KURTARILDI”

Mahkemenin katı tutumu üzerine Sabah gazetesinin Anayasa Mahkemesi'ne yaptığı başvuru sonunda Türk gazeteciler için üç kişilik kontenjan ayrılması kararlaştırıldı. Mitteldeutsche Zeitung'ta yer alan ‘Onur Kurtarıldı’ başlıklı yorumda Federal Anayasa Mahkemesi’nin çarşamba günü başlayacak davaya kısa süre kala Alman adaleti, hatta ülkenin onurunu kurtardığını yazdı. Gazete, aşırı sağcı terör hücresinin hayattaki tek ismi Beate Zschäpe'nin hazır bulunacağı bu davanın, Almanya’da 1970’li yılların ortalarındaki (sol terörist) Kızılordu ‘RAF’ davalarından bu yana en önemli siyasî dava konumunda olduğunu vurgularken, “Polis ve Alman iç istihbarat kuruluşu olan Anayasayı Koruma Teşkilatı, aşırı sağcı örgütlerin takibatında başarısız kaldı, hatta yıllarca bu eylemleri görmezden geldi. Münih Eyalet Yüksek Mahkemesi de dava öncesinde bu konuda yetersiz kaldığını sergiledi. Davayı izlemeleri için Türk medya mensuplarından hiç birine salonda yer ayrılmadı. Bu kurbanlara hakaret anlamına geldi. Türk ya da Yunan medyası bu davayı yerinde izleyebilmelidir. Bu dava, Almanları ilgilendiren bir içişleri sorunu değildir” diye yazdı.

Reklam
Reklam

Lübecker Nachrichten de Federal Anayasa Mahkemesi’nin şimdi topu bir anlamda Münih Eyalet Yüksek Mahkemesi’ne attığını, mahkemenin duruşma salonunda yabancı gazeteciler için üç ek yer ayrılmasının, bilgi alma ihtiyacını tamamen gidermeyeceğini yazdı. Gazete, “Soruna bulunabilecek en zarif ve adil çözüm basın mensuplarına yer ayrılması prosedürünün ‘havuz-çözümü' yöntemiyle yeniden organize edilmesi olabilir. Böylece gazetecilerin sadece kendi yayın organlarını değil, tüm medya gruplarını bilgilendirmeleri, gelişmelerden haberdar etmeleri gündeme gelebilir. Münih Eyalet Yüksek Mahkemesi gazeteci örgütleriyle birlikte bu konuda bir an önce görüş birliği sağlamalıdır” yorumuna yer verdi.

Öte yandan Türk gazetecilerin akreditasyon sürecinin yeniden değerlendirileceği belirtildi. AA, DHA

Anahtar Kelimeler: