Netflix Türkiye Kamu Politikaları Direktörü Pelin Mavili ile Netflix Türkiye Kıdemli İletişim Müdürü Özgür Artanç Savaş, sunum yaptı, milletvekillerinin sorularını yanıtladı. Netflix Türkiye Kamu Politikaları Direktörü Pelin Mavili, Netflix'in kreatif endüstrinin ekosisteminde olduğunu, bir platform değil, yayın hizmeti sunan bir şirket olduğunu söyledi. Mavili, dahil olduğu sektör açısından istihdam potansiyelinin yüksek olduğunu anlatarak, reel ekonominin geri kalan paydaşlarından daha hızlı büyüyen kreatif ekosistemde 2030'da istihdamın yüzde 3'ünün bu ekosistemden sağlanmasının beklendiğini aktardı.
Türkiye'de RTÜK'ün lisansıyla faaliyet gösteren küresel bir eğlence şirketi olarak hizmet verdiklerini bildiren Mavili, içeriklerin editoryal kontrollerden geçtiği bilgisini paylaştı. Mavili, Türk dizi ve filmlerine dünyada en çok mecra ve erişim sağlayan şirket olduklarını savunarak, "Türk dizi ve filmleri Netflix'te yayımlanmaya başladığı gün, orijinal içeriklerimizin tamamı, aynı anda 190 ülkede kendine izleyici bulabiliyor." diye konuştu.
Bazı milletvekilleri, yetkililere platformun ödediği vergi miktarı, bilanço ve Türkiye'deki abone sayısını sordu. Netflix yetkililerinin bu rakamları basın ile paylaşmak istememesi nedeniyle komisyon basına kapalı olarak devam etti. "ticari sır" olduğu gerekçesiyle, basın önünde bilgileri paylaşmak istemeyen Mavili'ye daha sonra şirket yetkililerine sorularını yönelten milletvekilleri, bazı verileri "ticari sır" diyerek kamuoyu önünde paylaşmamalarını eleştirdi.
"Türk içerikleri çok sıklıkta, dünyadaki global Top 10 listelerinde kendilerine yer buluyor." diyen Mavili, şöyle konuştu:
"Bu husus çok önemli çünkü ne kadar Türk içeriklerimiz orada yer bulursa, Türk içeriklerinin tekrar önerilmesi ve tekrar bir izleyicinin karşısına çıkması o kadar önemli oluyor. Mesela sadece 2024'te, yıl içindeki 52 haftanın 27'sinde bir Türk içeriği global Top 10 listesindeydi. 92 ülkede, ülkelerin Top 10 listelerine girmeyi başardı. Netflix'te çıkan bir içerik ilk 4 haftasında izlenmesinin yüzde 80'ini yurt dışından alıyor. Dolayısıyla ciddi miktarda yurt dışında tüketilen bir Türk içeriğinden bahsediyoruz."
Mavili, orijinal ve lisansladıkları ciddi sayıda Türk içeriği bulunduğunu belirterek, "Bunların izlenmesinden kaynaklı artık yurt dışında bir Türk içerik izleyicisi profili var." dedi. "60'a yakın yerli yapımımız var. Proje ortaklarıyla birlikte setlerimizde bugüne kadar 13 bin kişiye istihdam sağlandı. 80 yapım ve dağıtım partneriyle çalışıldı. Bunların arasında da ilk defa yeni bir iş yapan 16 kreatif var." bilgilerini paylaştı.
Netflix Türkiye Kıdemli İletişim Müdürü Özgür Artanç Savaş da Türk dizilerinin izlendiği ülkeler arasında daha önce bilinenlerin yanı sıra ABD, Brezilya, Avustralya ve Avrupa ülkelerinin bulunduğunu ifade etti. Türkiye'nin Kıbrıs Harekatı'nı tamamen çarpıtarak kurgulayan, Yunanistan-Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ortaklığındaki "Famagusta" dizisine ilişkin sorusu üzerine Mavili, dizinin Netflix içeriği olmadığını, ilgili ülke televizyonunda halihazırda yayımlanmış bir yapım olduğunu söyledi. Mavili, şöyle devam etti:
"Bizim Yunanistan'da bir ofisimiz yok, Yunanistan'da çalışan arkadaşlarımız yok. İtalya'daki ekibimiz Yunanistan piyasası için alımlar yapıyorlar zaman zaman ve kendi ülkesinde başarılı olmuş, kendi ülkesinde izleyicisini bulmuş bir içeriği de satın almayı tercih etmişler. Bu konu bizim gündemimize de aşağı yukarı sizin gündeminize geldiği noktada geldi. Hemen kontrollerimizi yaptık, hemen RTÜK'le istişarelerimize başladık. Tabii ki toplumun hassasiyetini onlar da hemen yakaladılar. Haklı olarak bu konudaki serzenişlerini bize dile getirdiler. Şöyle bir çözüme gidildi malumunuz, RTÜK Başkanımız da açıkladı zaten, bu içerik sadece zaten ekranda yerini bulmuş, zaten izleyicisine ulaştığı ülkede sınırlı kalmak kaydıyla bizde yayımlandı. Ayrıca bir bilgi olarak paylaşmak isterim, bu çok duyulmamış olabilir, o içeriğin kendi televizyonlarında üçüncü sezonunu da çıktı, o üçüncü sezon Netflix'te çıkmadı."
"Netflix platformu LGBT'yi özel olarak destekliyor mu?" sorusuna da Mavili, şu yanıtı verdi: "Çok sesli ve çok net olarak bir şey söylemek isterim, Ne Türkiye'de ne de global Netflix'te herhangi bir içeriğin alınması, alınmaması, yapılması, yapılmaması yönünde bir lobi baskısı söz konusu değil. Her kim Netflix'e tıklayıp ekrana bakıyorsa kendini orada görebilsin istiyoruz. Herkesin yansıyabileceği bir ekran olmak istiyoruz. Toplumun tüm kesimlerinde, dünyanın tüm ülkelerinde, tüm sesleri, tüm renkleri bulabilsin istiyoruz, 'Benim hikayem de burada anlatılıyor.' desin istiyoruz. Bizim ekranımızda çok çeşitli şeyler görüyorsunuzdur ama bu bir baskı veya lobi sebebiyle değil herkesin kendini bulduğu bir ekran olabilmek amacıyla."
Bu tür içeriklerin etiket verilmesine ilişkin ise Mavili, "Eğer bir defa bu LGBT ilişkisi içeren bir içerikse zaten +18'dir, bu net. RTÜK'ün çok katı olduğu bir husus. Cinsellik de içeriyorsa zaten cinsellik etiketli ama biz bireylerin görüntüleri, tercihleri, yaşam tarzları, cinsel eğilimleri gibi Uluslararası İnsan Hakları Beyannamesi'yle de korunan özellikleriyle ilgili etiketleme yapamıyoruz." açıklamasında bulundu. Yayından kaldırılan Filistin koleksiyonuna ilişkin de açıklamalarda bulunan Mavili, "Alındığı gün o içeriklerin lisans süresi belliydi. Lisansları bitti. Lisanslama süresi bittiği için, içerikler üzerinde hakkımız kalmadığı için içerikler yayından kalktı." diye konuştu.
Komisyon başkanı AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman ise komisyon olarak dijital telif konusundaki çalışmaların sonuna geldiklerini bildirerek, "Emek hırsızlığının önüne geçmek, gerçek gazetecileri koruyup, birtakım içerikleri alarak başkasının emeği üzerinden gazetecilik yapanları birbirinden ayırmak istiyoruz." dedi. Bütün milletvekillerine Türkiye'nin her yerinden sanal bahis ve kumar siteleriyle ilgili her gün yüzlerce şikayet telefonu geldiğini belirten Yayman, "Artık bu konu gerçekten bir milli güvenlik sorunu haline gelmiştir. Aileler yok olmakta, dağılmaktadır ve kamu düzeni bozulmaktadır." ifadesini kullandı.
Yayman, intihara varan birtakım olayların yaşandığını belirterek, bunların tekil değil, toplumu bir kanser hücresi olarak ele geçiren olumsuz gelişmeler olduğunu vurguladı. Şans oyunları, bahis ve kolay para kazanma yollarının insanlara çok cazip geldiğine işaret eden Yayman, emek vermeden, çaba göstermeden kolay para kazanma anlayışının bir hastalık olarak topluma sirayet ettiği değerlendirmesinde bulundu.