Nevruz çatışma kültürünün argümanı değil

SAMSUN (İHA) - Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Bekir Şişman, Nevruz'un Türk dünyasının ortak ve vazgeçilmez bir değeri olduğunu belirterek, "Nevruz, Türk bayramıdır. Etnik bakımdan değerlendirmek yanlıştır. Nevruz çatışma kültürünün bir argümanı değildir" dedi.

Nevruz'un Farsça nev (yeni) ve ruz (gün) sözcüklerinin bir araya getirilmesiyle oluşturulmuş bileşik bir sözcük olduğunu ve "yeni gün" anlamına geldiğini söyleyen Yrd. Doç. Dr. Bekir Şişman, Nevruz Bayramı'nın kaynağı İslamiyet öncesine dayanan Türk bayramlarından olduğuna dikkat çekti. Çin kaynaklarına dayanarak Türkler'in milattan önce de 21 Mart tarihinde hazır yemeklerle kırlara çıktıklarının, bahar şenlikleri yaptıklarının ve bu geleneğin daha sonra Hunlar ve Uygurlar tarafından sürdürüldüğünün bilindiğini ifade eden Şişman, "Ünlü Türk devlet adamı Nizamü'l-Mülk de ünlü Siyasetname'sinde Nevruz'dan Türkler'in bayramı olarak bahsetmektedir. Aynı şekilde Kaşgarlı Mahmud da ünlü eseri Divanü Lügati't-Türk'te Türkler'de yılbaşının Nevruz olduğunu belirtmektedir" diye konuştu.
Güneşin 21 Mart'a kadar güney yarımküreye daha çok ısı ve ışık verirken, bu dengenin 21 Mart'tan sonra kuzey yarımküre lehine döndüğüne işaret eden Şişman, şunları söyledi:

Reklam
Reklam

"Bu nedenle kuzey yarımkürede yaşayan Orta Asya Türkleri, Anadolu Türkleri ve İranlılar gibi bazı Ön Asya toplulukları, 21 Mart'ı bütün varlıklar için yeniden uyanış günü olarak kabul etmekte ve bugünü Nevruz Bayramı adı altında kutlamaktadırlar. 21 Mart, Uzun Hasan döneminde vergi toplamaya başlama tarihidir. Ertuğrul Gazi Türbesi başında 21 Mart kutlamaları yapılır ve buna Yörük bayramı denir. 12 hayvanlı Türk takviminin ilk günüdür. Güneşin Koç burcuna girdiği ve gece ile gündüzün eşit olduğu gündür. Bektaşilere göre Hz. Ali'nin doğduğu ve Hz. Fatıma ile evlendiği gündür. Yeni yıl ve baharın başlangıcı olan bu tarih aynı zamanda Türk dünyasında Sultan Nevruz adıyla anılmakta ve Ergenekon'dan çıkış tarihi olarak kabul edilmektedir. Nevruz, Türk kültür coğrafyasına ve Türk insanının dimağına o kadar çok sirayet etmiştir ki; edebiyatımızda nevruziye adı verilen bir tür doğmuş ve gelişmiştir. Yine Nevruz, Osmanlı sarayında davetlilere ikram edilen bir macuna ve Türk musikisinde bir makama ad olmuştur. Ayrıca Türk tarihinde Atabeg Nevruz, Nevruz Han, Emir Nevruz, Nevruz Mirza, Nevruz Ahmet, Nevruz Bay gibi bu adla anılan pek çok hükümdar ve kumandan mevcuttur."

Reklam
Reklam

Anadolu'nun pek çok yöresinde yer adı olarak kullanılan ve bir çiçeğe ad olan Nevruz'un, Türk kültürüne ve töresine mal olduğunu vurgulayan Şişman, "Nevruz sözcüğü coğrafi ağız farklılıkları nedeniyle Azeriler'de ve Türkmenler'de 'novruz', Başkurt ve Kazaklar'da 'navruz', Kırgızlar'da 'noruz', Özbekler'de ise 'növroz' şeklinde telaffuz edilmektedir. Nevruz günü bütün Orta Asya Türk boylarında kutlanmakta olup, bugün resmi tatildir" şeklinde konuştu.
Nevruz kutlamalarının bir kültür ve folklor etkinliği olduğunu, onu dini, siyasi ve etnik bakımdan değerlendirmenin de yanlış olacağını kaydeden Şişman, şöyle devam etti:
"Nevruz; yeniliği, yeni yıla girmeyi, baharın gelişini, tabiatın yeniden dirilişini, sıkıntılardan kurtulmayı, huzur ve kardeşliği, birlik ve beraberliği temsil eder. Zaten bayramların da gerçek işlevi budur. Bugüne ideolojik sahiplenme, onun özüne ve işlevine aykırı düşer. Bu günün, terör ve bölücülük düşüncesiyle de anlamsal olarak hiçbir ilgisi olamaz. Nevruz'u çatışma kültürünün bir argümanı olarak kullanmak, temelde ondan asla nasiplenmemiş olmanın bir göstergesidir."

Reklam
Reklam