Namık Durukan
Ankara
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, İçişleri Bakanlığının yasaklama genelgesine rağmen başta Diyarbakır olmak üzere birçok kentte düzenlenen Nevruz gösterilerinin Kürt siyaseti tarafından nasıl algılandığının anahtarını konuşmasında verdi.
Kısaca hatırlarsak, hükümetin “Açılım” adı altında başlattığı Kürt reformu kapsamında Öcalan ve PKK ile sürdürdüğü dolaylı “Diyalog”, diğer adıyla “Müzakere” görüşmelerini kesip KCK adı altında kapsamlı operasyonlar sürdürmesi ve binlerce kişinin gözaltına alınıp tutuklanması “Açılım şekil değiştirdi” yorumlarına neden oldu.
Açılımda BDP ve PKK’nın “devre dışı” bırakılması Güneydoğu’da hükümetin farklı bir çözümü planını uygulamaya geçirdiği iddialarını da beraberinde getirdi. Kapsamlı operasyonlarla çok sayıda partilinin gözaltına alınması, KCK’ya yönelik güvenlik güçlerinin dağda ve şehirde sürekli operasyon halinde olması hükümetin Kürt sorununun çözümünde “inisiyatifi ele geçirme” amacı taşıdığı yorumlarına neden oldu.
PKK ise “Kapalı olan müzakere kapısını” Arap baharı gibi bir intifada, diğer adıyla sokak eylemleri ile açmaya zorlayacak. İddiaya göre BDP, şehirlerde sürekli bir sokak eylemleri ile halk kitlelerini canlı tutacak, örgüt ise baharla beraber dağlarda ve kentlerde saldırı ve değişik şiddet eylemlerini arttırarak sürdürecek.
Yasağı dinlemeyerek Nevruz alanını dolduran büyük kalabalığa Selahattin Demirtaş’ın verdiği mesaj, planı doğrular nitelikte:
Demirtaş konuşmasında, ilk kez yeni bir süreçten söz etti; müzakereler başlayıncaya kadar sokak eylemleri yapılmasını istedi. Demirtaş şunları söyledi: “Bu Nevruz öyle bir zamana rastladı ki önümüzdeki yüzyılın tarihi yazılıyor. Yüz yıl önce bize kölelik statüsü tanıdınız. Şimdi önümüzdeki yüzyılın tarihi yazılıyor. Bize düşen kölelik mi özgürlük mü olacak? Buna siz karar vereceksiniz. … Diyalog ve müzakere direnişle olacak.”
Hatırlanırsa, geçen yılki Nevruz programı BDP tarafından bir haftaya yayılmıştı. Sadece 21 Mart değil 10 gün süresince program dâhilinde, hatta programı da aşan kutlamalar yapılmıştı. Yasak da söz konusu olmamıştı.
Nevruz kutlamalarının bu yıl sadece 21 Mart’ta olması koşuluyla kutlamalara izin verileceği en yetkili ağız olan İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin tarafından açıklanmıştı. Hükümet yasak kararını kararlı bir şekilde açıklarken BDP’den de aynı kararlılıkla yanıt gelmişti: “Ayın 18’inde alanlarda olacağız…”
KCK operasyonları adı altında binlerle ifade edilen ve aralarında belediye başkanları, Belediye Meclis üyeleri, il ve ilçe başkanlarının tutuklanması ve operasyonların aynı hızla devam etmesi BDP’yi derinden sarstı.
Bu durum BDP’nin düzenlediği etkinliklerde kendini gösterdi. Son dönemlerde BDP beklenen kalabalıkları toplayamaz olmuştu.
BDP Nevruz’la birlikte yeniden direniş ruhunu yakalamak için kutlama programı belirledi; Diyarbakır ve İstanbul’daki kutlamalara günler öncesinden hazırlık yaptı.
Amaç bir milyon insanı İstanbul ve Diyarbakır’daki Nevruz alanlarına toplamaktı. Hükümet ise BDP’ye büyük moral verecek bu girişimi engellemek aynı zamanda kutlamayı hafta içine çekerek gövde gösterisinin önüne geçmek için kutlama için 21 Mart tarihine işaret etti.
BDP yasak kararını tanımayarak İstanbul ve Diyarbakır’da Sokak savaşına yol açsa da alanlara girerek Nevruz’u kutlayıp hükümete mesaj verdi.
Bu durumun önümüzdeki günlerde sokak eylemlerini tetikleyebileceği endişesini de beraberinde getirdi diyebiliriz.