Nevruz olaylarının arkasında PKK var

ANKARA (ANKA) -Meclis İnsan Hakları'nı İnceleme Komisyonu bünyesinde Nevruz olaylarını araştırmak üzere kurulan alt komisyon raporunu hazırladı. Raporda Nevruz öncesinde ve sonrasında yaşanan olayların arkasında terör örgütü PKK'nın olduğu vurgulandı. Raporda bayram kutlaması bahanesiyle terör örgütünün propagandasının yapıldığı kaydedildi.

Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu tarafından Nevruz kutlamalarında yaşanan olayları araştırmak üzere kurulan alt komisyon raporunu tamamladı. 6 Kasım Perşembe günü yapılacak İnsan Hakları komisyonu toplantısında ele alınması beklenen raporda, Siirt, Van, Hakkari ve Yüksekova'da yapılan Nevruz kutlamalarına ilişkin incelemelere yer verildi.

Reklam
Reklam

-"OLAYLARIN ARKASINDA PKK VAR"-
Nevruz'da yapılan kutlamaların ‘bayram kutlaması ve bayramlaşma' görüntüsünden uzak olduğu, kutlama bahanesiyle terör örgütünün propagandasını yapma amacı taşıdığı ifade edilen raporda şu görüşlere yer verildi:
"Nevruz öncesi ve ağırlıklı olarak sonrasında meydana gelen bu olay ve protestoların arkasında terör örgütü PKK vardır. Bu gösteriler halkın nevruz kutlamak için yaptığı masum gösteri olmaktan uzaktır. Hiçbir demokratik hak ve özgürlük, terör ve terör örgütleri lehine kullanılamaz ve bir hakkın kötüye kullanılmasına hiçbir hukuk sistemi cevaz vermez."

-"BİRDAL'A YÖNELİK EMNİYET MÜDÜRÜ'NÜN TAVRI KABUL EDİLEMEZ"-
Alt komisyon raporunda, DTP Diyarbakır Milletvekili ve İnsan Hakları Komisyonu üyesi Akın Birdal ile Siirt Emniyet Müdürü arasında yaşanan tartışma da yer aldı.
Emniyet Müdürü'nün olayların verdiği gerginlikten kaynaklı bir agresiflik içinde olduğu belirtilen raporda, "İl Emniyet Müdürünün, o anki ortamın ve öncesindeki olayların verdiği gerginlik içinde olmasından kaynaklandığı düşünülen bir agresiflik içinde olduğu ve olayların büyümemesi, kimsenin zarar görmemesi için birlikte hareket etmek arzusuyla elini uzatan Diyarbakır Milletvekili Akın Birdal'a karşı sarf edilen söz ve tutum, değil TBMM'nin bir üyesine, hiç bir kimseye karşı kabul edilemez niteliktedir" denildi.

Reklam
Reklam

-"KULLANILAN GÜÇ ÖLÇÜLÜ OLMALI"-

Raporda, Hakkari'deki Nevruz olayları sırasında polisin güç kullanması sonucu Cüneyt Ertuş'un kolunun kırılması konusunda ise "Polislerin çocuğun kolunu burkmaları zor kullanma yetkisinin aşılmasıdır" tespitinde bulunuldu. Kullanılan gücün hedefle orantılı olarak ‘ölçülü' olması gerektiği belirtilen raporda, Van'daki olaylarla ilgili de şöyle denildi:
"Olaylarda göstericilerden ve polislerden yaralananların olduğu, güvenlik güçlerinin maddi güç yanında göstericileri dağıtmak için 26 bar'lık plastik mermi atan silahlar kullandığı, müdahale esnasında, 852 adet gaz fişeği, 572 adet gaz el bombası, 16 adet sis el bombası, 405 adet FN 303 savunma fişeğinin kullanıldığı, yaralanan göstericilerden Zeki Erinç ve Ramazan Dal'ın isabet eden mermilerden dolayı yaşamlarını yitirdikleri anlaşılmıştır."

-"İKBAL YAŞAR'IN KİM TARAFINDAN ÖLDÜRÜLDÜĞÜ TESPİT EDİLEMEDİ"-
Raporda ayrıca Hakkari'nin Yüksekova İlçesindeki olaylarda İkbal Yaşar'ın ölmesiyle ilgili de Yaşar'ın ölümüne neden kurşunun nerden ve kimin tarafından atıldığının henüz tespit edilemediği sonucuna varıldığı kaydedildi. Komisyon raporunda "bu yaralama ve ölümlerin nasıl ve kimler tarafından gerçekleştirildiğinin ortaya çıkarılması büyük önem taşımaktadır. Yoksa, kolluk tarafından meydana getirildiği gibi bir şüphenin her zaman kişilerin zihninde olması muhtemeldir" görüşüne yer verildi. Olaylarda yaşamını yitirenlerin ölüm nedenleri konusunda etkin bir soruşturmanın gerekliliği vurgulanan raporda, polisin güç kullanımı konusunda ise şöyle denildi:
"Polislerin göstericilere aşırı ve orantısız güç kullanması şeklinde Türkiye'yi dünya kamuoyu önünde de zor duruma sokacak davranışlarda bulunmalarının önüne geçebilmek amacıyla ciddi ve sürekli eğitim altında bulundurulmaları zorunluluktur. Güvenliği sağlayacak olan kolluk görevlilerinin psikolojilerinin de düzeltilmesi ve görevin yapılması esnasında devlet adına hareket edildiği unutulmadan onun vakarına ve ciddiyetine uygun hareket edilmesinin, sessiz halk kitlesi üzerinde çok olumlu etkilerinin olacağı unutulmamalıdır"

Reklam
Reklam

-KOMİSYON ÖNERİLERİ-

Alt komisyon raporunda öneriler de yer aldı. Komisyon şu önerilerde bulundu:
"-En kısa zamanda Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri ile ilgili olarak Anayasanın 34. maddesine uygun yeni bir düzenleme yapılmalı.
-Kolluk kuvveti, kullanacağı kuvvetin derecesini ayarlarken, kuvvet kullanacağı kişinin vücut yapısını ve cinsiyetini dikkate almalı.
-Yakalanan veya tutuklanarak bir yerden diğer bir yere nakledilen kişilere, ancak kaçacaklarına ya da kendisi veya başkalarının hayat ve beden bütünlükleri bakımından tehlike arz ettiğine ilişkin belirtilerin varlığı hallerinde kelepçe takılmalı.
-İşkence ve kötü muamele iddialarının soruşturulmasında, soruşturmayı yürüten yetkililer, kötü muamele iddiaları konusunda polis veya güvenlik güçleri mensuplarını sorgulamaktan veya ifadelerini almaktan kaçınmamalı.
-Savcılar, başvurucular veya tanıklardan ifade alınması sürecinde herhangi bir gecikme olmasına izin vermemeli, kötü muamele şikayetleri ve gözle görülen kötü muamele izleri karşısında derhal harekete geçmeli, kötü muamele uygulayan devlet görevlilerini sıkı ve ciddi takibe almalı.
-Ölen kişilerin yeterli adli tıp muayenesi yapılmalı ve ayrıntılı raporları düzenlenmeli, yeterli deneyim sahibi olmayan hekimlere muayene yaptırılmamalı, vücutta görülen izlerin fotoğrafları çekilmeli.
-Personel toplumsal olaylara müdahale konusunda daha sık eğitilmeli.
-Kolluk personelinin kimliğinin bilinebilmesi için kask ya da kıyafetleri üzerine numara veya sicilleri, görülecek şekilde yazılmalı." (ANKA)

Reklam
Reklam