Nevruz'da ne yapılır? Newroz ibadeti var mıdır?

Nevruz Bayramı'nın Türkler ve Kürtler için önemi nedir? Nevruz (Newroz) Bayramı'nda neler yapılır? Nevruz'da hangi dileklerde bulunulur? Nevruz günüyle ilgili tüm bilgiler haberimizde.

Nevruz Bayramı; Orta Asya’da ve Balkanlardaki bir çok ulusun kutladığı bir bayramdır. Her toplum kendi kültür değerleriyle zenginleştirdiği ve baharın gelişiyle kutlanan bu bayram oldukça eski bir geçmişe dayanır. Nev(yeni) ve ruz (gün) kelimelerinin birleşmesinden oluşan yeni günün geldiğini haber veren bu bayram birçok Türk toplumunda yılbaşı olarak kutlanır.

NEVRUZ BAYRAMI'NIN ÖNEMİ

Gece ile gündüzün eşitlendiği 21 Mart’ta havalar ısınmaya, karlar erimeye, ağaçlar çiçeklenmeye, toprak yeşermeye, göçmen kuşlar yuvalarına dönmeye başlar. Bu ise bahar mevsiminin gelişinin habercisidir. Tüm bunlar sayesinde 21 Mart bütün varlıklar için uyanış, diriliş ve yaradılış günü olarak benimsenmiş ve yeni gününün gelişi bayram olarak kutlanılmaya başlanmış.

Reklam
Reklam

Orta Asya’da yaşayan Türkler, Anadolu Türkleri ve İranlıların yılbaşı olarak kabul ettikleri güne Nevruz adı verilir. Bu tarih Miladi 22 Mart, Rumi 9 Mart gününe denk gelir. Nevruz Bayramı kimi toplumlarda Nevruz-i Sultani, Sultan Nevruz, Sultan Navrız, Navrız, Mart Dokuzu gibi adlarla da bilinir.

TÜRKLERE GÖRE NEVRUZ'UN ÖNEMİ

Bu bayramın bir diğer önemi ise Türklerde Nevruzun kurtuluş günü olarak kabul edilmesidir. Yani Ergenekon’dan çıkıştır. İşte bu nedenle bugün Türklerde Nevruz, yeni yılın başlangıcı olarak kabul edilmiş ve günümüze kadar bayramlarla etkinliklerle ziyafetlerle kutlanılmıştır. Orta Asya’daki Türk topluluklarından Azeri, Kazak, Kırgız, Türkmen, Özbek, Tatar, Uygur Türkleri, Anadolu Türkleri ve Balkan Türkleri Nevruz Bayramını hiç aksatmadan günümüze kadar taşımayı başarmıştır.

KÜRTLERE GÖRE NEVRUZ'UN ÖNEMİ

Birçok Kürt şair ve yazarın da eserlerinde yer alan Nevruz'u Kürtler 21, 22 ve 23 Mart'ta kutlarlar. Bu bayram ile Kürtler çoğunlukla şehir dışındaki bölgelerde ve açık alanlarda bir araya gelir ve gelmekte olan ilkbaharı kutlarlar. Kadınlar rengarenk elbiseler giyerler ve başlarına pullarla süslenmiş ışıltılı örtüler örterler. Topluluk büyük bir ateş yakar ve bu ateşin etrafında dans ederek ya da üstünden atlayarak büyük bir coşkuyla bu bayramı kutlarlar. Kürt yazar Musa Anter'e göre Nevruz aslında Kürtlerde ilk başlarda 31 Ağustosta kutlanıyordu ancak daha sonra Arap Takviminin kabul edilmesiyle bu kutlamalar Mart ayına kaymıştır.

Reklam
Reklam

"Nevruz kutlu olsun" Kürt dillerinde şöyle söylenir:
Kurmanci: Newroz pîroz be!, Zazaca: Newroz pîroz bo, ve Sorani: Newroztan pîroz bêt.

NEVRUZ BAYRAMI'NDA NELER YAPILIR?

Yumurta Dövüştürme: Bayram günlerinde ikinci Çarşamba’dan sonra sokaklarda, köşe başlarında ve belirli mekânlarda toplanan çocuklar, gençler soğan kabuğu veya samanla boyanan yumurtaları dövüştürülür (tokuştururlar).

Ateş Yakma: Bu gecede “tongal” denen ateşler yakılır, üzerinden atlanır. Eskiden bu ateşler evlerin damında yakılırdı. Ancak, yaşam şartlarının değişmesiyle bu ateşler şimdilerde bahçelerde veya boş meydanlarda, sokak aralarında yakılmaktadır. Ateşin yakılmasıyla içlerinden bir dilek tutarak ateşin üzerinden atlayan kimseler bu dileklerinin gerçekleşeceğine, tüm hastalıklarının bu ateşe dökülüp yanacağına, yeni yıla bu hastalık ve kötülüklerden arınarak girileceğine inanılır.

Ateşin üzerinden atlanırken genellikle şöyle bir tekerleme okunur:

“Ağırlığım, uğurluğum (üzerimdeki kötü enerjiler) dökülsün, odda(ateşte) yanıp kül olsun”

Reklam
Reklam

“Yansın alev saçılsın, benim bahtım açılsın”

Bu arada yağlı paçavralardan yapılan ateş topları da bir telle bağlanır ve birkaç defa sallandıktan sonra havaya atılır. Daha sonra tongalın külleri bolluk getirsin diye evin bahçesine serpilir. Dışarıdaki ateş şenliği bittikten sonra eve gelinerek Nevruz sofrasına oturulur. Bu sofrada pilav, kavurga(kavrulmuş buğday), yarma yemeği, et v.s gibi milli yemeklerin yanında boyanmış yumurta, çeşitli kuruyemiş (yedil evin)çeşitleri ve semeni bulunur. Sofra başında aile fertleri birbirini tebrik eder, evin aksakallarının işaretiyle yemeye başlanılır. Nevruz/Yeni yıl bayramında aksakallar bütün dargınları barıştırır, gençlere öğüt nasihat verirler.

Semeni: Nevruz bayramı sürecinde bir kap içine konan buğdayların sulanarak yeşillenmesinden elde edilen yeşertilmiş çimene Semeni adı verilmektedir. Nevruz aynı zamanda yeşilliğin ve doğanın da bayramıdır. Onun için “SEMENİ”NİN yeşillik ve bereketi temsil ettiğine inanılır. Semeni’den Helva ve tatlılar da yapılmaktadır. Semeni için birçok şiirler yazılmış, şarkılar bestelenmiştir.

Reklam
Reklam

Baca Baca/Şal Sallama: Yeni güne en çok sevinenlerin başında çocuklar gelmektedir. Baca baca günü (bu bayramdan bir gün öncesidir.) Bu günde çocuklar bayram paylarını almak için mahallelerine ve yakın mahallelere gidip kapı kapı dolaşılarak, kapılar çalınır ve bayram payları istenir. Baca baca gecesi ateşler yakılarak üzerinden atlanır ve gece olunca da herkes beline bir Şal (atkı) bağlayarak komşu evlerin yolunu tutar. Eskiden evlerin bacaları olduğu için bacadan sarkıtılan bir Şal’a (atkıya) bayram payı bağlandığı için bu âdete “baca baca” denilmektedir.

Kulak Asma (Kapı dinleme): Yeni günden önceki gece, yani baca baca gecesi, komşu ve akrabaların kapı ve pencerelerine gizlice yaklaşılıp, içeride konuşulanlar dinlenilmeye çalışılır. Tamamıyla iyi niyetle yapılan bu dinleme hadisesinde kapı dinlemeye gidenler içlerinden bir dilek tutarlar. İçeride konuşulanlara dayanarak duyduklarından dileklerine göre çeşitli yorumlar yaparlar. Bu yorumların gerçek olduğuna inanılır. Genç kız ve erkekler dileklerinin yerine gelmesi için sabah erkenden kalkıp soğuk suda yıkanırlar. O gün herkes kapılarının dinleneceğini bildiğinden bayram gününe uygun olarak iyi şeylerden bahsedilir.

Reklam
Reklam

İğne İğne (İyne İyne diye bilinir): Yeni gün/Nevruz gecelerinde çok güzel oyunlar ve adetler vardır. Bunlardan birisi de “iğne iğne” oyunudur. Nevruz gününden bir gün önce yani baca baca gününde bir kızla bir erkek hiç konuşmadan köy çeşmesinden veya evlerinin bahçesindeki çeşmeden su doldurarak getirirler. Bu su leğen içinde evin ortasına konur. Komşulardan gelen kız ve oğlanlar evin gençleriyle beraber su dolu leğenin etrafına toplanarak herkes sırasıyla dilek tutar. Bu dilekler genellikle gençlerin sevdikleri ile ilgili olur. Dilek tutuldukta sonra arka kısımlarına küçücük pamuk sarılarak suda batması engellenen iki adet iğne suya bırakılır. Leğenin içinde bir halka şeklinde hızla dönen iki iğneden birisi kızı diğeri de erkeği temsil eder. Eğer iğneler gidip birleşir ve birbirine yapışırsa o dilek olacak ve gençler evleneceklerdir demektir. Eğer iğnelerin her birisi bir kenarda kalırsa o zaman gençler birleşemeyecek demektir. Dilek olumsuzdur.

Suya Yüzük Atma: Suya yüzük atma oyunu da iğne iğne oyunu gibi bir dilek oyundur. Yine bu oyunda da bir leğen su getirilir, herkes yüzüğünü leğene atar ve leğenin üstü bir yaylık (başörtüsü) ile kapatılır. Bu sırada bir dilek tutulur ve sırayla yüzükler sudan çekilir. Eğer yüzüklerini leğene atanlar kendi yüzüklerini ilk çekişte alabilirlerse dileklerinin gerçekleşeceğine inanırlar. Herkes sırayla sudan yüzük çekme işlemini tekrarlar.

Reklam
Reklam

NEVRUZ/YEN, GÜN İNANIŞLARI

Nevruz/Yeni yılla ilgili birçok inanış vardır. Yeni günün ilk dört günü yılın mevsimleriyle alakalıdır. Eğer, birinci gün güneşli geçerse demek ki, ilkbahar ayları güzel geçecektir. İkinci gün yağmurlu geçerse yaz ayı yağmurlu olacaktır. İkinci günler de aynı şekilde sonbahar ve kış aylarına ışık tutmaktadır. Eğer yeni günün üçüncü ve dördüncü günleri yağmurlu geçerse “godu godu” denilen bir tören düzenlenir. Şaman inancından kaldığı düşünülen bu inanışa göre “Godu godu” meydanlarda dolaştırılır ve güneşi çağıran çeşitli nağmeler okunur. İnanışa göre Godunun doğayı etkileme ve iklimi iyileştirme güçleri bulunmaktadır. Diğer Nevruz/Yeni gün gelenekleri gibi Godu Godu inanışı da, zarif bir Türk milli geleneğidir. (Nevzat Erdağ)

NEVRUZ'DA GÜNÜ BUNLARI YAPIN

Yeni günde/Nevruz’da üzerlik denen bir bitki yakıp dumanını eve, mala, cana ve çocuklara v.s. şeylere verirler,
Yeni elbiseler alınır,
Yakınlara hediyeler alınır,
Kız beğenmeğe giderler,
Küsülüler barıştırılır,
Misafirliğe gidilir,
Nişanlı kızlara Nevruz payı götürülür,
Kötü söz söylenmez,
Mezar ziyaretlerine gidilir,
Başkaları hakkında konuşulmaz,
Şeker dağıtılır,
Kızlar kırmızı giyinir,
Ev sahipleri evde birisinin bulunmasına gayret ederler,
Kavga etmezler,
Hasta olanlar ziyaret edilir, onlara pay götürülür,
Güneş çıkmadan suyun üzerinden atlanır,
Son Çarşamba’da düğün için ayrılmış koyunların boynuzlarına kırmızı bağlanır,
Son Çarşamba’da evden para vermezler,
Son Çarşamba’da borç ödemezler,
Son Çarşamba’da komşuya elek vermezler,
Son Çarşamba’da mum yakmazlar,
Son Çarşamba’da eğer mum yanıyorsa bitmeden yarım söndürmezler,
Son Çarşamba’da evden ateş, kibrit gibi şeyler vermezler,
Son Çarşamba’da evden ekmek vermezler,
Son Çarşamba’da erkenden yatmazlar.

Reklam
Reklam