Nijerya bölünecek mi?

Nijerya'da Müslümanların çoğunlukta olduğu kuzey ve Hristiyanların yaşadığı güney bölgeleri arasındaki gerilim artıyor. Özellikle Hristiyanları ve kiliseleri hedef alan Boko Haram örgütünün saldırıları dini ve etnik fay hatlarını derinleştiriyor.

Mark Lobel

BBC, Abuja

İslamcı militan örgüt Boko Haram'ın saldırıları ardından Nijerya'nın kuzeydoğusundaki Maiduguri kentinden kaçan John Nubrim'in hala korku içinde olduğu görülüyor.

"Maiduguri'den nasıl kaçtığımı bir Tanrı bilir. Bombalıyorlar orayı. Barakamı yaktılar. Herşeyim oradaydı." diyor genç elektronik eşya satıcısı. Annesi, babası, erkek kardeşi, oğullarından biri orada ölmüş.

Kuzeyde yaşayan Müslümanların, güneylilere ve Müslümanlara yönelik tehditleri ardından, güneydoğuda yaşayan Igbo topluluğu bedava otobüs seferi düzenlemiş Hristiyanları tahliye etmek için. Nubrim de, tahliye edilebilen 2000 dolayındaki insandan biri.

Reklam
Reklam

Kuzey Nijerya'da kiliselere ve Hristiyanlara yönelik saldırılarda 100 dolayında insan öldürüldü. Imo eyaletinde, evlerini bırakıp kaçmak zorunda kalan göçmenler için kurulan kampta bir kadın, "Kiliseye gitmiştim. Bombaladılar kiliseyi. Çalılık arazide saklandım üç gün boyunca." diyor. Kocası, bombalama sırasında ölmüş.

Boko Haram'ın dehşeti

Hristiyanlara yönelik ültimatomu yayımlayan Boko Haram grubu, ülkede istikrararı bozmayı ve bazı bölgelerde hiç Hristiyan bırakmamayı hedefliyor.

"Boko Haram" sözcüğü "Batılı eğitim haramdır" anlamına geliyor. Örgüt Nijerya'nın şeriat yönetimi altına girmesini hedefliyor ve acımasız yöntemler izliyor. Ocak başlarında, kuzeydoğudaki Adamawa eyaletinde, bir önceki gün öldürülen Hristiyanlar için yas tutan yerel toplum, ikinci bir saldırıya hedef oldu.

Kamptaki bir adam, o topluluğu yakından tanıyormuş; "15 kadar genç erkeği katlettiler. Geldiler ve birer birer kafalarına ateş ederek öldürdüler. Bu yaptıklarını gördükten sonra, varımı yoğumu toplayıp ayrıldım. Korkunç bir gündü." diye anlatıyor. Kiliselerin hala saldırılara hedef olduğunu, Igboların gizlice öldürüldüğünü ekliyor.

Reklam
Reklam

Orta kesimdeki Plateau eyaletinde yer alan Jos kentindeki kiliseler de intihar bombacılarının saldırılarına hedef oldu. Boko Haram, bu bölgede, dua eden üç kişinin öldürüldüğü saldırının sorumluluğunu üstlendi. Pazar günü de en az 10 kişinin ölümüyle sonuçlanan saldırıdan, aynı örgütün sorumlu olduğuna inanılıyor.

Düzenli şekilde Müslümanlara ve devlet çalışanlarına da saldırılar düzenleyen örgüt, Jos kentinde odaklanan dini ve etnik fay hatlarını suistimal etmek için Hristiyanları özellikle hedef alıyor.

Jos'ta geçen hafta sonundaki bombalama olayları ardından, misilleme olarak, Müslümanlara ait dükkan ve evler yakıldı.

'Savaşı kazanıyoruz'

Cumhurbaşkanı Goodluck Jonathan, son kilise bombalamalarını kınadı ve Nijeryalıların umutlarını kesmemelerini istedi.

Cumhurbaşkanı, "Aksi yönde bir manzara olmasına rağmen, hükümet gerçekten de teröristlere karşı yürütülen savaşı kazanmakta." dedi ve halkı, sabırlı olmaya, güvenlik sağlama işini üstlenmekten kaçınmaya çağırdı.

Ancak aylardır süren şiddet olaylarıyla, 1960'lardaki Nijerya iç savaş arasında koşutluklar çizenler de var.

Reklam
Reklam

O savaş sırasında, kuzeyde binlerce Igbonun öldürülmesi ardından, doğu bölgesinde ayrılıkçı bir mücadele yaşanmıştı.

Biafra'nın bağımsızlığı için yürütülen mücadeleye önderlik eden Igbo albayının oğlu Emeka Ojukwu Jr. şimdiki şiddet olayları durmazsa, ülkenin bölüneceğini söylüyor.

"İşler böyle devam ederse, bölünme hızla gerçekleşecek." diyen Emeka Ojukwu Jr.'a, tam olarak ne anlatmak istediğini soruyorum. "Kâhin değilim ama bu böyle giderse, 3-5 yıl içinde, hatta 3 yıl içinde bölünme olur." diyor.

"Biafra Egemen Devletini Gerçekleştirme Hareketi"nin lideri Ralph Uwazuruike'ye şimdi kabile liderliği ünvanı verildi. Uwazuruike artık Igbo topluluğunun lideri konumunda ve Hausaların egemen olduğu kuzey bölgesindeki Igboları tahliye etmek için otobüs seferleri düzenliyor.

Igboların şefi Uwazuruike, "Ne olduğu belirsiz Boko Haram grubu, kuzeyde bazı Igboları öldürdü diye, burada yaşayan masum bir Hausayı öldüremezsiniz. Bu ilkelliktir. Ancak ben, Nijerya'nın sorunlarına bulunacak kesin çözümün, bölünmeye, ikiye ayrılmaya ve kendi kaderini belirleme hakkı tanınmasına dayalı olduğunu düşünüyorum." dedi.

Reklam
Reklam

Çalılık arazide saklananlar çaresiz

Güneydoğudaki en büyük ticaret merkezi olan Onitsha'da pazar esnafı olan Hausa toplumundan Tanimu Hamed Ibrahim, yerel Hausa ve Igbo topluluklarının gayet iyi geçindiklerini anlatıyor.

"Bir sorun çıktığında bizi kurtarmaya Igbolar gelir." diyor ve krizin kuzeyde yaşandığını, bu bölgede hiçbir kriz olmadığını söyleyerek, "Biz tek bir Nijerya'yız" diye vurguluyor.

Nijerya'yı bölme isteği, hala küçük bir azınlığın düşüncesi. Ama en hoşgörülüler bile, yavaş yavaş sabırlarını yitiriyorlar.

Papaz Oliver Lekwam, kuzeydeki Kano'da 20 kadar zanlının yakındaki bir otelde yakalanması üzerine, kilisesini bırakıp kaçmış. Yöre yetkilileri, söz konusu grubun bölgedeki kiliseleri turlamak için kiraladıkları şoförün uyarmasıyla harekete geçmiş. Papaz Lekwam, bazı yerel politikacıların ve polisin de zanlıların arkasında olduğundan kuşkulanıyor ve toplumdaki gruplar arasındaki ilişkilerin çok kötüleştiğini kaydediyor.

"Çok yakın bir Müslüman arkadaşınız bile olsa, herhangi bir olay patlak verdiğinde o adamın ilk öldüreceği insan siz olursunuz. Bir ayaklanma ya da Boko Haram'ın çıkardığı türden bir arbede olduğunda, sizi tanıyan bu arkadaşınız o adamları evinize kadar getiren kişi olur.." diyor, Papaz Oliver Lekwam.

Reklam
Reklam

Daha çok otobüs gerekli

Kano'dan bu kampa kadarki otobüs yolculuğunun da başlı başına bir tehlike olduğu anlatılıyor.

22 yaşındaki Tina Asiegbu, otobüs garajında beklerken meydana gelen patlamayı duyunca büyük bir korkuya kapılmış. Otobüslerden birine yerleştirilen bomba, planlanandan önce patlatılmış. Askerler, otobüste yolculuk sırasında infilâk edecek 6 bomba daha bulmuşlar arama sırasında.

"Tanrı bizi kurtardığı için sevinçliyim. Tanrı bizi, çocuklarımı, ailemizi korudu." diyor.

Kampta toplanan 40 dolayında insana, kuzeyde kalmış olanların bölgeden ayrılabilmek için başka otobüs seferlerine ihtiyaçları olup olmadığını soruyorum.

Hepsi birden "evet" diye haykırırken, bir adam da, "Otobüs gönderilsin ki, günlerdir aç susuz saklandıkları çalılık araziden çıkabilsinler bu insanlar..." diyor.