59. hükümette 2005 yılında yapılan değişiklikle kabineye girerek Devlet Bakanı olan, 60. hükümette 2009 yılında yapılan değişiklikle de Türkiye’nin ilk kadın Milli Eğitim Bakanı olan Nimet Çubukçu, geçen hafta açıklanan yeni hükümette yer almadı. Çubukçu’nun yeni kabinede yer almaması sürpriz olarak yorumlanırken, kulislerde TBMM Başkanvekili olacağı konuşuldu ancak Çubukçu’ya bu görev de verilmedi.
Milli Eğitim Bakanlığı grevini Ömer Dinçer’e devrederken duygulu bir burukluk yaşayan Çubukçu’nun kabine dışı kalmasının nedenleri konusunda farklı iddialar ortaya atıldı. İddialara tepki gösteren Çubukçu ise “Neden sorgulanıyor, neden gerekçe aranıyor, bunu da anlamadım” dedi.
Çubukçu, “Nuray Mert’le yakın arkadaş olmanız nedeniyle görevden alındığınız iddia ediliyor” sorusunu da şöyle yanıtladı
“Saçma sapan iddialar. Olur mu öyle şey? Eskiye dayalı bir arkadaşlığımız olabilir ama ‘arkadaşı ’ diye gerekçe aramak doğru değil. Üstelik bunu söylemek istemiyorum ama 1.5 yıldır kendisinin (Nuray Mert) duruşuyla ilgili aramızda bir mesafe vardı. Ama bunları söylemeyi de ağır buluyorum. Bakın ben görevi devrederken de söyledim: Gülümseyerek geldim, gülümseyerek gidiyorum.”
‘Gerekçe aranmamalı’
Çubukçu uzun zamandır bakanlık yaptığını ve Türkiye’nin ilk kadın Milli Eğitim Bakanı olduğunu da hatırlatarak, “hükümette bu tür değişiklikler olabilir. Sayın Başbakan çok doğru bir karar aldı. Kabineye yeni kan geldi. Bu karar son derece doğru. Ama insanların bir gerekçe araması, gerekçe bulup onun üzerinden yorum yapması anlamsız bence” dedi.
“Yeni kabineye girme ihtimali en yüksek görünen isimlerden biriydiniz. Bu sürpriz nedeniyle gerekçe aranıyor olasbilir mi?” sorusunu ise Çubukçu, “İnsanlar iç dünyalarında bunu düşünebilirler. Ama diğer iddialar ve gerekçe aramalar doğru değil ” diye konuştu.
Namert tartışması
Başbakan seçim sürecinde, Konya mitinginde tartışma yaratan açıklamaları şöyleydi:
“Bir bayan gazeteci, köşe yazıları yazıyor. Son yıllarda kendini kaybetmiş şekilde kin kusuyor. PKK’nın yayın organına açıklama yapıyor, ‘yol ve zor politikaları hep beraber gidiyor’ böyle diyor.
Neymiş 1935 yılında Dersim Katliamı öncesinde buraya yapılacak harekat için yol inşa edilmiş. AK Parti’nin duble yollarını da işte bu şekilde yorumluyor. Söylemek istediği şu, güya biz duble yolları, Dersim’de olduğu gibi kolay harekat yapılsın diye inşa ediyormuşuz. Bu mertlik değil namertliktir.”