Noel Baba Operasyonu Mağdurları Mazlumder'de Konuştu

MAZLUMDER İstanbul Şubesi, Noel Baba Operasyonu sırasında 'askere karşı isyan' ve 'yangın çıkarma' iddialarıyla 12 yıldır yargılanan mağdurların, 7 ila 10 yıl arasında hapis cezalarının onanması üzerine mağdur ve yakınlarının katılımıyla bir basın toplantısı gerçekleştirdi.

Balyoz Davası'nda hüküm giyen Korgeneral Korcan Polatsu'nun emriyle 1999 yılında Bandırma Cezaevi'nde yapılan 'Noel Baba Operasyonu' sonrası bir dizi hukuksuzlukla mağdur edilen, aralarında Yakup Köse, Tayyar Tercan ve HalilKantarcı'nın da bulunduğu 33 kişi hakkında istenen hapis cezası Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nce onandı.

Konuyla ilgili MAZLUMDER İstanbul Şubesi'nde gerçekleştirilen basın toplantısında ilk olarak konuşan MAZLUMDER İstanbul Şube Başkanı Cüneyt Sarıyaşar, 28 Şubat yargı kararlarının getirdikleri ile ilgili defalarca bir araya geldiklerini, haksızlıklarıntopyekun bir sonuca ulaşması, devam etmemesi ve mağduriyetlerin giderilmesi için bir çözüm önerisi olarak 28 Şubat yargı kararlarının iptal edilmesi için kampanya yürüttüklerini, ancak bu taleplerinin TBMM'de bir karşılık bulmadığını belirtti.Sarıyaşar sözlerine şöyle devam etti: "Bugün yeni bir karar ile karşı karşıyayız. Bu, beklediğimiz bir karardı. Çünkü yargının karakteristiğini artık biliyoruz. Bugünlerde yaşadığımız sıcak ortamı da göz önüne alırsak, yargının sadece adaleti tesis etmek ile ilgili sorumluluğunu yerine getirmediğini söyleyebiliriz. Önümüzdeki süreçte arkadaşlarımızın infazı gerçekleşecek. Yıllarca bir belirsizlik altında hayatlarını organize edemeyen ailelerden bahsediyoruz. Bu belirsizlik ortamı da bir zulümdür. Zulüm ile abad olunmaz".

"Hukuk devleti olmanın yolu hukuk toplumu olmaktan geçer"

Sarıyaşar, 1999'da bazı konulara duyarlılık gösteren, Çeçenistan'daki adaletsizliklere sessiz kalmayan Yakup Köse ve onun gibilerin hapse atıldığını ve hayatlarının değiştiğini ifade ederek "Hala da hayatları kendi ellerinde değil, hayatlarına ipotek kuranların elinde. Bu süreci Yakup köse birçok arkadaşı ile birlikte yaşadı. Noel baba operasyonu ile F tipi uygulamasını hayata geçirmek isteyen devlet, bu operasyonla ilgili süren davada dün 33 kişiyi 7 ila 10 yıl arasında hapse çarptırdı. Yargı ideolojik bir baskı aracı olarak görev yapıyor ve bu karar da onun delilidir. Eğer bir ülkede yargı adaleti tesis etmiyorsa balığın kuyruğu kokmuş demektir. Bir hukuk devleti olmanın yolu hukuk toplumu olmaktan geçer. Bu yüzden toplum olarak bu haksızlıklara karşı çıkmalı, sesimizi güçlü kılmalıyız" dedi.

Daha sonra MAZLUMDER İstanbul Şubesi Hukuk Koordinatörü Av. Ömer Yüzgül basın açıklaması metnini okudu. Açıklamada, söz konusu kararla 28 Şubat'ın bitmediği ve görünmez mağdurlar açısından bir zulüm mekanizması olarak devam ettiği vurgulandı. Ömer Yüzgül, MAZLUMDER olarak, söz konusu hukuksuzluğu kınadıklarını belirtirken "28 Şubat bitmedi! Halen sürüyor. 28 Şubat'ın bitmesi demek, öncelikle halen devam ettiği anlaşılan 28 Şubat siyasi yargılamalarının yok addedilerek tutsakların serbest bırakılması ve zararlarının tazmini demektir" dedi.

"Çevik Bir'lerin dışarı çıktığı, Yakup Köse'lerin içeri girdiği bir dönemde yaşıyoruz"

Yüzgül'nün ardından konuşan mağdur Yakup Köse, ilk olarak MAZLUMDER'e teşekkür ederek "3 sene önce bu meseleleri kimse konuşmazken MAZLUMDER'e geldiğimde bu konuda bana çok destek oldular ve 28 Şubat yargı kararlarının iptal edilmesi için kampanya başlatacaklarını söylediler. Neticede 500.000'in üzerinde imza toplandı ve TBMM Başkanı Sayın Cemil Çiçek'e sunuldu. Ama maalesef içinde bulundukları rahatlıktan başını bizim tarafa çeviremeyen hükümet, bugün 17 Aralık darbe teşebbüsüyle karşı karşıyadır. 28 Şubat yargı kararlarının iptal edilmemesi bizi bu günlere getirdi. 28 Şubat yargı kararları iptal edilseydi bugün yaşananlar yaşanmayacaktı. Ben Erbakan döneminde idam cezası aldım. Tayyip Erdoğan döneminde ise cezaevine giriyorum. Yeni bir Adalet Bakanımız oldu, bugün koltuğuna oturdu. Umarım o koltuğun hakkını verir. Hükümet 28 Şubat yargı kararlarının iptal edilmesi için bir çalışma yapmalı. Çevik Bir'lerin dışarı çıktığı, Yakup Köse'lerin içeri girdiği bir dönemde yaşıyoruz. Bu karar benim ve arkadaşlarım için hayırlı olsun. Biz bir darbenin daha mağduru olduk: 17 Aralık darbesi" dedi.

"İşkence sonucu terlikleriyle konuşur hale geldi"

Daha sonra mağdur yakınlarından Olcay Gök söz aldı. Gök şunları söyledi: "Ben mağdur yakınıyım, ancak onun yaşadıklarından dolayı ailece mağdur olduk. Kendisi buraya gelemeyecek kadar ağır hasta. Daha 17 yaşında iken örgüt üyesi suçlamasıyla hapse atıldı, işkencelere maruz kaldı. Noel Baba operasyonunda yaralandı ve bize öldüğü söylendi. 6 ay bağırsakları dışarıda tedavi gördü. Cezaevinde terlikleriyle konuşacak kadar psikolojisi bozuldu. Annesi de bu olaydan duyduğu üzüntüden dolayı çaresiz bir hastalığa yakalandı. Şuanda hiçbir şey yapamıyor, maddi-manevi rahatsız. Biz yarın onu verdiğimizde içeriden bir ceset alacağımızı biliyoruz".

"T.C. Yargısında 2x2=5 ediyor"

Gök'ün ardından konuşan mağdur Mehmet Fırat ise cezaevindeyken kendilerine Ramazan Bayramında yapılan Noel Baba operasyonunda kendisi ile birlikte 12 arkadaşının vurulduğunu söyleyerek "Bir arkadaşımız şehit oldu. Ölen arkadaşımızı bile bizim öldürdüğümüzü söyleyerek hakkımızda dava açtılar. 13 senedir yargılanıyoruz. Bu sürede 8 hakim değişti ve hepsi de bizim dosyalarımızı incelemeden yola devam ettiler. Ölen arkadaşımızı bizim öldürmediğimizi ancak 8 sene sonra kabul ettiler. Bize iki kere iki beş diyorlar. Biz, Müslüman olmanın haysiyetini dün nasıl yaşattıysak bugün de yaşatacağız yarın da yaşatacağız. Biz, bu sisteme karşı değişiklik taleplerimizi dillendirmeye devam edeceğiz. İnanmadığımız bir sistemde yaşayacağımıza ölmeye de razıyız. Hükümet bir takım darbecilerle mücadele ettiklerini söylüyor ama bizim hayatlarımızda bir şey değişmedi. Biz, hakkımızda verilen karara tevekkül ile yaklaşıyoruz. Rabbim bize güç versin" dedi.