Normal doğum mu, Sezaryenle doğum mu?

Hamile hastaların zaman zaman kararsız kaldığı ve sık sık sordukları sorudur. Doğumun sezaryanla olması bazen kaçınılmaz bir zorunluluktur. Bazen de hastalar sosyal endikasyonlarla sezaryeni tercih edebilmektedirler.

Bebeği besleyen plasentaya bağlı kanamalı acil durumlar, göbek kordonuna bağlı kalp atışlarının bozulması, bebeğin makatla gelişi, bebeğin rahim içinde yan durması, bebek başının aşırı büyük olması, bebeğin normalden iri olması gibi daha birçok kesin sezaryen endikasyonunun yanında bir de kesin olmayan sezaryen endikasyonları vardır. Bu durumda, durum değerlendirilmesi yapıp, anne ve bebek için en doğru olan doğum şeklini belirlemek gerekir. Bunlara da örnek olarak, anne yaşının 30'un üzerinde olması, annedeki doğum paniği, önceki doğumun zor olması, doğumun beklenenden uzun sürmesi ve bunlara benzer daha birçok sebep sıralayabiliriz.

Reklam
Reklam

ÖNCEDEN PLANLAMAYI TERCİH EDİYORLAR

Bugün günümüzde artık her şeyi planlı, günü gününe belli bir düzen içinde yaşamaya programlanmış modern aileler, doğumunun da herhangi bir günde, gecenin herhangi bir saatinde başlaması yerine, önceden randevu alarak belli gün ve saatte sezaryen olmayı tercih etmektedirler. Bunun birçok avantajı vardır. Bir kere aile ve doktor kendilerine en uygun zamanı tespit edebilirler. Böylece her iki tarafın da günlük ve gecelik programı aksamadan doğum gerçekleşir. Gündüz ulaşım, erişim ve iletişim daha rahat sağlanabildiğinden doğumdan sonra gerekli olabilecek her türlü ihtiyaç kolayca sağlanabilmektedir.

Gündüz hastanelerde tam kadro ile çalışılmakta, gece acil durumda ise sadece nöbetçi ekip bulunmaktadır. Bu durumda da bazen eleman sıkıntı çekilebilmektedir. Baştan sezaryene karar vermekle, normal başlayan fakat daha sonra sürprizlerle karşılaşılabilen doğum stresinden kurtulmak mümkündür. Normal doğum, doğumun herhangi bir aşamasında oluşabilecek acil bir durumla karşılaşıldığı takdirde her an sezaryenle doğuma dönüşebilir. Baştan sezaryene karar vermekle, oluşabilecek bu acil durumlardan sakınılmış olunur.

Reklam
Reklam

"İKİ TÜR ANESTEZİ MEVCUT"

Günümüzdeki ameliyat teknikleri, kullanılan ameliyat malzemeleri ve anestezideki yenilikler eve gelişmeler artık sezeryani eskisi kadar karar verilmesi güç bir ameliyat şekli olmaktan çıkarmıştır. Anestezinin her iki şekliyle de sezeryeni yapmak mümkündür. Genel anestezi veya spiral yada epidural anestezi olarak hastanın tercihine ve özel durumlarına göre değerlendirilip anestezistle birlikte kararlaştırılabilen iki tür anestezi mevcuttur.

Antibiotikler, kullanılan sütür materyalleri ve sterilizasyondaki gelişmeler ameliyat yaralarının daha çabuk ve iz bırakmadan iyileşmesini sağlamaktadır. Bu da sezaryenla doğumda, eskiden önerilen 2 doğumla kısıtlamayı ortadan kaldırmıştır.

Bütün bunların yanında, gebelik boyunca aylık kontrollerinde bir problem olmayan, 9-10 kilodan fazla kilo almamış, bebeğin fazla iri olmadığı durumlarda herşey normal gidiyorsa, normal doğumu denememek için hiçbir sebep yoktur ve böyle durumlarda normal doğum başarıyla sonuçlanabilir.

Reklam
Reklam
Anahtar Kelimeler: