Hamile kalmak ve bebek dünyaya getirmek, kadınlar için son derece mutluluk ve heyecan verici bir olaydır. Özellikle doğum yapmak ve karnında taşıdığı bebeği kucağına almak, mucizevî bir olay olarak görülür. İlk hamilelik deneyimi yaşayan birçok anne adayını, gebelik döneminde en fazla düşündüren olay ise bebeğini hangi doğum yöntemiyle kucağına alacağı sorusu olacaktır. Bebekler normal doğum veya sezaryen yöntemi ile dünyaya gelmektedir.
Kadınların hamile kalmasıyla birlikte doğum tarihinin başlangıcı olarak, son adet gördüğü tarih baz alınmaktadır. Bu tarihten itibaren bebeğin büyüyüp tam anlamıyla gelişmesi 40 hafta sürmektedir. 40. Haftasını dolduran fetus ise, doğum sürecine girmiş olacaktır. Normal doğum ise; bebeğin başı aşağıda olacak şekilde, vajinal yoldan anne bedeninden ayrılması olarak tanımlanmaktadır. Plasenta ve zarlarda, aynı şekilde bebek doğduktan sonra kendiliğinden dışarı atılmaktadır. Elbette her gebeliğin normal doğum için 40.haftasını doldurması beklenmemektedir. Çoğu gebelik 37-40 hafta arasında oluşan normal doğum belirtileriyle birlikte sonlanmaktadır.
Normal doğumun avantajları şu şekilde sıralanabilir:
• Kısa bir süre istirahat sonrası ayağa kalkabilir, yemek yiyebilir içebilir ve bebeğini emzirebilir.
• Anne ile bebek arasındaki bağ son derece hızlı kurulur.
• İstedikleri sayıda gebe kalabilmeleri ve bebek dünyaya getirmeleri mümkündür.
• Hastaneden çok daha kısa sürede taburcu olunur.
• Kanama, ağrı veya enfeksiyon riski diğer operasyonlara göre daha az görülür.
• Bebekler, anne memesini daha iyi kavrama becerisi gösterirler.
• Bebeklerin akciğerleri doğum esnasında basıya uğradıkları için, daha az solunum sıkıntısı yaşamaları sağlar.