BERLİN(ANKA) - Sekizi Türk on kişinin ölümünden sorumlu tutulan Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) terör hücresiyle ilgili dava 17 Nisan'da Münih'te başlıyor. Davanın görüleceği Münih Yüksek Eyalet Mahkemesi'nin açıkladığı akreditasyon listesinde hiçbir Türk medya kuruluşuna mahkeme salonunda yer ayrılmaması kamuoyunda tepki çekti. Salonda, Alman medya kuruluşlarının yanı sıra Reuters gibi uluslararası haber ajanslarının aralarında bulunduğu toplam 50 medya kuruluşuna sabit yer ayrılırken, Türk basınına yer ayrılmadı. Mahkeme Sözcüsü Margarete Nötzel, sürecin daha önce duyurulduğunu, buna alternatifin ancak kura olabileceğini ve bunun daha büyük zorlukları beraberinde getirebileceğini savundu. Mahkeme salonunda başvurusunu en hızlı şekilde gönderen 50 medya kuruluşunun temsilcisine yer ayrıldığı belirtildi. Federal hükümetin kurban yakınlarına danışmanlık yapması amacıyla görevlendirdiği Barbara John ise NSU üyesi Beate Zchape'nin yargılanacağı dava başlamadan önce Mahkeme'den salonda Türk gazetecilere de yer ayrılmasını talep etti.
John, "Mitteldeutsche Zeitung" gazetesine yaptığı açıklamada, "Bu dava sadece Türkiye'de dikkatle izleniyor olmayacak. Almanya'da da çok sayıda Türk kökenli hâlâ Türk gazetelerini okuyor ve Türk televizyonlarını izliyor. Bu nedenle bu medya kuruluşlarının mahkeme salonuna giriş hakkı elde etmesi sadece arzu edilecek bir durum değildir, bu aynı zamanda önemlidir" şeklinde açıklamada bulundu.
-YEŞİLLER PARTİSİ MİLLETVEKİLİ KILIÇ: "YER AYIRMASALAR DA GİDECEĞİM"-
Alman Yeşiller Partisi Milletvekili Memet Kılıç, ANKA'ya yaptığı açıklamada 17 Nisan'da Münih'te görülecek davaya katılmak için mahkemeye başvurduğunu ancak mahkemeden "yer olduğu taktirde" izlemesinin mümkün olabileceği yönünde bir yanıt almasına rağmen, kurban ailelerine destek olmak amacıyla davayı "dışarıdan da olsa" izlemek istediğini ifade etti. Kılıç, "Mahkemenin bu kararını saygı ile karşıladım, hukuk devletinde doğal yargıç ilkesi vardır, bu da bir kişinin suçundan dolayı hangi mahkeme önüne çıkacağının önceden belli olması anlamına gelmektedir. Alman anayasasının 101. maddesi özel yetkili mahkemeler kurulamayacağını öngörmektedir. Ancak mahkeme başka yöntem ile hem bu doğal yargıç ilkesini koruyabilir, hem de daha çok kişi ve basın organına katılım olanağı sağlayabilir. Mahkeme binasında sesli video sistemiyle sorun çözülebilir. Böylece hukuk devleti ilkesi korunur ve hem de daha fazla kişinin davayı izleme olanağı doğar" dedi. (ANKA)