İran'ın önde gelen ulusal gazetelerinden Hemşehri'de yer alan habere göre, tutuklanan Ukraynalı nükleer tesiste görevliydi. Ukraynalı uzmanın sabotaj şüphesiyle tutuklandığı haberde yer aldı ancak sabotajın tarihi ve içeriği ile ilgili detaylı bilgi verilmedi.
İran Atom Enerjisi Başkanı Ali Ekber Salihi, geçen hafta Almanya'yı ABD ve İsrail'le İran'ın nükleer programına zarar vermek için bu ülkenin endüstrisine sabotaj planlamakla itham etmişti.
Dört yıl kadar önce Stuxnet solucanı ile yapılan siber saldırı sonucunda Natanz nükleer tesisindeki gaz santrifüjleri ağır hasara uğramış, ardından İran bilgisayarlarında Flame ve Duqu casus virüsleri ortaya çıkarılmıştı. İran yönetimi siber saldırıların arkasında ABD, İsrail ve bazı Avrupa ülkelerinin bulunduğunu iddia ediyor.
Amerika ve bazı müttefikleri İran'ın programının barışçı olmasından kuşku duyuyor ve vazgeçirmek için çeşitli yaptırımlar uyguluyor. Yaptırımlar, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) tarafından ve ABD, AB ve bazı müttefiklerinin aldığı kararlar uyarınca, İran'a nükleer ürünlerin ihracı, doğalgaz ve petrol sanayisine yatırım yapılması ve İran ordusu ve banka ve şirketleriyle işbirliğine yasak getirilmişti.
Geçen yıl İran'la BMGK'nın 5 daimi üyesi ve Almanya'nın (5+1) temsilcileri arasında gerçekleşen ve uluslararası yaptırımların azaltılması karşılığında Tahran'ın da nükleer programını kısıtlamasını öngören görüşmeler sonucunda, 24 Kasım 2013'te Cenevre'de varılan geçici anlaşmayla yaptırımlar hafifletilmişti. Kapsamlı anlaşmanın 20 Temmuz 2014'e kadar yapılması öngörülmüş ancak daha sonra defalarca bir araya gelen taraflar, bu anlaşmanın 24 Kasım 2014'e kadar uzatılmasını kararlaştırmıştı.
Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK) de cuma günü yayınladığı son raporunda, İran'ın 5+1 ile Cenevre'de vardığı anlaşmaya uyduğunu ve 20 Ocak 2014 tarihinden bu yana nükleer tesislerinde yüzde 5'in üzerinde uranyum zenginleştirme faaliyeti yapmadığını açıklamıştı.