Numan Kurtulmuş: "büyük Güçlerin İşgalleri Beraberinde Terörü Getirdi"

Terör sorunun uluslararası bir sorun olduğunu söyleyen Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "İşgaller, örgütlerin ortaya çıkmasının...

Terör sorunun uluslararası bir sorun olduğunu söyleyen Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "İşgaller, örgütlerin ortaya çıkmasının sonucudur. Bugün terör örgütlerine destek veren güçler desteği çekerse terör sorunu da çözülür" dedi.Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Anadolu Aslanları İş Adamları Derneği (ASKON) tarafından düzenlenen İstişare Toplantısı’na katıldı. Toplantıda gündeme ilişkin konuşan Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, özellikle terör olaylarına ve örgütlerine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu."UMARIZ GERÇEKTEN ATEŞKES SAĞLANIR"2’nci Dünya Savaşı sonrası dünyadaki siyasal sistemin çöktüğünü belirten Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, "Bunun yerine dünyada yeni bir siyasal sistem kurulamamıştır. Sadece güçlülerin hakim olduğu bir sistem öngörülmüştür. Soğuk savaşın sona ermesinden sonra tek kutuplu bir dünya sistemi kurulamamış, Avrupa’nın göbeğinde Ukrayna krizi çözülememiştir. Krizin çözülememesi Rusya tarafından oldu bitti ile geçiştirilmiştir. Bu durum zaten pamuk ipliği ile ayakta duran dünya siyasal sitemine büyük darbe vurmuştur. Suriye sorunun çözülememesi, küresel terör tehditleri haline dönmüştür. Suriye krizini çözemeyen bir siyasal sistemden bahsediyoruz. Bunun sonucu Suriye’de iç savaş başladı. Arkasından vekalet savaşları geldi ve 3 yıl sürdürüldü. Amerika ve Rusya başta olmak üzere bu vekalet suçlarına katılan bütün güçleri uyarıyorum. Eğer Suriye sorununa insani bir çözüm bulunamazsa artık vekalet savaşları sona erer ve bu ülkeler doğrudan doğruya savaşın tarafı haline gelirler. Bunun yüreğimiz yanarak ifade etmeye çalışıyoruz. İnşallah Cuma günü bir barış sürecinin başlangıcı ile ilgili bir mutabakat öngörülüyor. Umarız gerçekten ateşkes sağlanır ve 6 aylık süre içinde Suriye’de barış görüşmelerine imkan sağlanır" dedi."KÜRESEL SİSTEM, SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR SİSTEM DEĞİLDİR"Bugün Suriye sorunu çözülse bile dünya sisteminin böyle devam etmesi halinde yarın başka ülkede kriz çıkacağını belirten Kurtulmuş, "Haklının değil güçlünün her imkana sahip olduğu küresel sistem sürdürülebilir bir sistem değildir. Biz sürekli Birleşmiş Milletler yapısının değişmesi gerektiğin ifade ediyoruz. Hep dünya büyüktür 5’ten diyoruz. 5 ülke dünyayı istediği gibi şekillendirecek, peki diğer ülkeler ne olacak? Kimin gücü varsa onun düzenini sürdürdüğü bir sistem var. Bu sistem herkesi daha fazla güç toplamaya sevk eder. Bu soğuk savaşın sona ermesiyle ortaya çıkan süreci tam tersine çevirir. Suriye’de çözüm bulunsa bile küresel sistem hakkaniyet içinde olan bir sisteme dönmezse dünyada daha fazla silahlanma olacak. Nükleer silahlar artacak ve maalesef sürekli krizler olacak. Güçlerin çatışma ortamına döneceği tablolarla karşı karşıya kalacağız" diye konuştu."OLUMSUZ TABLOLARA RAĞMEN TÜRKİYE GÜÇLENMEYE DEVAM EDECEK"Dünyadaki olumsuz tablolara rağmen Türkiye’nin güçlenmeye devam edeceğini de sözlerine ekleyen Kurtulmuş, "Türkiye’nin kişi başına milli geliri 3 bin dolarlar seviyesinde iken, ’Dünya 5’ten büyüktür" demesinin bir kıymeti olmazdı. Allah nasip eder siyasi istikrarımızı sürüdürür, yolumuza devam eder, kişi başı milli gelir seviyesini 25-30 bin dolarlar seviyesine çıkarırsak, o zaman dünya sistemine ilişkin söyleyeceğimiz her söz daha fazla ilgi görecektir. Dünya sisteminin krizler ortamında olması, problem çözme yeteneğinin bulunmaması bir sorunu ortaya çıkardı. Sorunu biraz daha geniş görmek lazım. Dünya sistemini bugün bu hale getiren güçler, bir asır evvel yarım kalan hesabı kapatmaya çalışıyorlar. Osmanlı cihan devleti iken bugünkü Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne küçüldü. O zaman 20 yıl içerisinde 4.5 milyon kilometrekareyi etnik ayrıştırmalarla, Balkan Savaşları’nda insanları etnik gruplara ayırıp birbirine düşman ettiler" şeklinde konuştu."SINIRLAR BUGÜNLER DÜŞÜNÜLEREK ÇİZİLDİ"Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Osmanlı’nın kaybetmesiyle yeni bir dünya düzeni kurulduğunu belirterek, "Bu düzen kurulurken toprakları ve sınırları cetvellerle çizdiler. Savaş bitti haritalar çıkardılar. Haritalara suni sınırları çizerek bugünkü haritayı şekillendirdiler. Örnek olsun diye söylüyorum. O kadar anlamsız ayrımlar oldu ki, mesela Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesinin karşısında Resulayn var. Arapçası Ceylangözü’dür. Bunların hiçbiri birbirinde ayıran doğal sınırlar değildir. Cetvelle çizdiler. Mesela Hakkari sınırını neden mevcut yerinden geçirdiler. 30 kilometre aşağıdan veya 10 kilometre yukarıdan geçirebilirlerdi. Ancak onlar bugünleri hesap ederek bunları yaptılar. Cetvelle çizdikleri sınırların her yanında problemli şekilde çizip ayrıldılar. Pakistan’ı doğu ve batı diye ikiye ayırdılar. Arada binlerce kilometre vardı. Bir gün Doğu Pakistan’ın Bangladeş diye bir ülke olacağı belliydi. Bugünleri hesap ederek bu sınırları böyle yaptılar. 1 asır evvel yarım kalan hesabı tamamlamak istiyorlar. Bu bölgeyi şimdi bir kere daha bölmek istiyorlar. Bugün Irak fiilen 3’e bölünmüş vaziyettedir. Suriye 33 parçaya ayırmış durumdadır. Libya fiilen çok zor süreç geçiriyor. Yemen tekrar ayrışma sürecine girdi. Coğrafyanın her yanında ya siyasi, ya fiziki bölünmeler söz konusudur. Bizim yıllardır uyardığımız mesele yine karşımıza çıktı. Bir tarafta mezhep çatışmaları, diğer tarafta etnik çatışmalar üzerinde bu bölgedeki fay hatlarını derinleştirmeye çalışıyorlar. Sünniler, Şiiler, Türkler, Kürtler ve bu bölgenin bütün ana unsurları arasında çatışma ortamı oluşturmaya çalışıyorlar. Bunları karanlık bir tablo olsun diye söylemiyorum. Biz önce gönüllerimizi birleştirerek sınırları anlamsız hale getirmeliyiz. Onlar bütün ekonomik çıkarlarımızı birbirine aykırı hale getirmeyi mi istiyorlar? Biz de bu bölgenin ortak bir coğrafya fikrinden hareketle ekonomik çıkarlarımızı örtüştüreceğiz. İnşallah bu savaşlar bitecek ve ondan sonra müşterek projelerle Türkiye, Irak ve Suriye halkı ortak ekonomik projelerle gönüllerini birleştirecektir" ifadelerini kullandı."TÜRKİYE, TERÖRÜ YENECEK VE ARKASINDAKİ GÜÇLERE GEREKEN CEVABI VERECEKTİR"Türkiye ne zaman ayağa kalksa birileri ayağından tutup aşağıya çekmeye çalışıyor diyen Kurtulmuş, "Bu bazen darbeler şeklide olmuştur. Menderes, devleti milletle bütünleştirme çabası sonucu dar ağacında almıştır. Özal ve Erbakan’ın da yapmış olduğu bütün katkılar bir takım operasyonlarla durdurulmuştur. Ya da Türkiye ne zaman herhangi bir potansiyel ortaya koysa Türkiye’de iç çatışmaları körükleyen bir takım karanlık odaklar ortaya çıkmıştır. 20 Temmuz’dan sonra DAEŞ, PKK ve DHKP-C tarafından eş zamanlı bir terör dalgası estirildi. Bunlar eski senaryoların tekrarlanmış versiyonudur. Türkiye 1 Kasım’dan sonra istikrar sürecine girmiştir. Hükumetimiz programını açıkladı. Yarım kalan reform sürecinin tamamlanması esas alındı. Türkiye olumlu bir hava ile harekete geçtiği anda eş zamanlı olarak düğmeye basıldı ve silahlar, canlı bombalar hareket geçti. 27 Mayıs’ta Menderes’i darağacına gönderen iradeyle, Sur’da PKK’lı teröristlere bombaları patlatan irade aynı iradedir. Büyük resmi iyi görmemiz gerekiyor. Türkiye, yeniden ayağa kalkıp ’Ey ahali, yeniden ayağa kalkalım, işbirliğimizi geliştirelim’ dediği zaman hep bir şeyler olmuştur. Ama bunların hepsini aşan bir şey var. Bu milletin kararlılığı, feraseti, inancı ve özgüveni bunu aşacaktır. Hiç şüpheniz olmasın yoğun ve zor günler geçiriyoruz ama sonuç itibariyle Türkiye bu terör belasını yenecek ve bu terörün arkasından güçlere gerekli cevabı verecektir" şeklinde konuştu."GÖÇMEN KRİZİ 3. DÜNYA SAVAŞINDAN DAHA BÜYÜK TEHDİT HALİNE GELEBİLİR"Dünya’nın bugün birbiri ile aynı sorunları ortaya çıkaran iki büyük insani kriz ile karşı karşıya olduğunu ifade eden Kurtulmuş, "Bu krizlerin birisi göç meselesi, diğeri terör meselesidir. Birisi diğerini artırıyor ve bir şekilde dünyanın başına bela oluyor. Türkiye yaklaşık 3 milyon mülteciyi kabul etmiş olan bir ülkedir. Türkiye 2011 Nisan ayından itibaren Suriyeli kardeşlerimizin meselesi ile bir dost olarak sahip çıkmıştır. Dünyanın seyrettiği dönemlerde de sahip çıkmıştır. Almanya dışında dünyada temenni cümlelerinin dışında hiçbir görüş gelmemektedir. Türkiye Nisan’dan bu ayna 8.5 milyar dolarlık bir harcamayı göçmenler için yaptı. Kimseden avucumuzu açarak para dilenmiyoruz. Türkiye diğer ülkelerden daha zengin değildir ancak gönlü daha zengin olduğu için bu işin üstesinde gelmiştir. Bu sorunun çözülmesi sadece Türkiye’nin alacağı tedbirlerle olmaz. Sadece Suriye’de değil dünyanın başka yerlerinde de krizler var. Dolayısıyla bir çok göçmen Avrupa’ya göç etmeye çalışıyor. Bugün iç savaşlar olmasa dahi, dünyadaki küresel adaletsizlik devam ettiği sürece göçmen sorunu devam edecektir. Avrupa ülkeleri sınırları duvarlarla örseler de bu mülteciler gitmeye devam edecekler. Kapıdan kovsalar pencereden girecekler. Çünkü böyle gayri adil bir sistemi dünyada taşıyamaz. Bu insanlar zengin ülkelere gitmek için mutlaka hayatlarını tehlikeye atacak. Dünya bu göçmen gerçeğini Aylan bebek fotoğrafını görünce anlamaya başladı. Dünyadaki küresel adaletsizliğin boyutlarını anlamak istiyorlarsa Aylan bebek fotoğrafına değil, istatistiklere baksınlar. Bu sistem devam ederse dünya için göçmen kriz 3’üncü Dünya Savaşı’ndan daha büyük bir tehdit haline gelir. Herkesin temennilerinin dışında Türkiye’nin yaptığı gibi somut tedbirler almaya davet ediyorum" dedi."BÜYÜK DEVLETLERİN İŞGALLERİ OLMASAYDI BUGÜN EL KAİDE, DEAŞ OLMAYACAKTI"Kurtulmuş, terör sorunun uluslararası bir sorun olduğunu belirterek, "Terör, bugün uluslararası hale geldiyse, Fransa’da dünyanın en iyi korunan şehirlerinden birinde eş zamanlı 8 terör eylemi meydana geliyorsa, Londra’da, Madrid’te, İstanbul’da ve dünyanın birçok şehirleri terörün küresel tehdidi altında ise herkes başını iki eli arasına alıp düşünmelidir. Bir taraftan yoksulluk, diğer tarafta işgaller sürdüğü için terör bu duruma gelmiştir. Penteagon istihbarat şefi de aynı şeyi söyledi. Afganistan’da önce Rusların ardından Amerikalıların işgali olmasaydı bugün El-Kaide diye terör örgütü olamayacaktı. Irak’ta Suriye’de DEAŞ olmayacaktı. Bunların sadece sonuç olduğunu görmek lazım. Bu örgütleri yarın bitirsek dahi bu şartlar devam ettiği sürece bu örgütlerin yerine başka örgütler gelir. Bu örgütler olduğu sürece, bunlardan istifade etmek isteyenler de olur. Küresel terörün arkasındaki en önemli nedenlerden biri de işgallerdir. Açlık, kıtlık doğru ama bir şeyi daha sormak hakkımız değil mi? Bu canavarların eline silahları kim veriyor? Bir bardak su bulmaktan aciz bu insanların eline değerleri yüz binlerce dolarla ifade edilen ölüm makinelarini kim veriyor? Yolda yürümesini bilmeyen insanlara verdikleri talimatlar ile terör eylemi zeminini kimler hazırlıyor? Suriye’de yüzlerce farklı silahlı gruptan bahsediliyor. Bu gruplar, silahları ve gücü nereden buluyor? Ancak biz aynı zamanda teröre küresel ölçekte verilen siyasi, istihbaratı ve ekonomik destekler olduğunu da biliyoruz. Bazı devletler bir an için bu örgütler ile aralarındaki işbirliğini sonlandırmalıdır. Bugün bu olursa yarın hiçbir terör örgütü hareket edemez. Senaryoyu iyi görmeliyiz. Meşru hiçbir gücün terörden medet ummaması lazım. Bu anlamda terörün iyisinin kötüsünün olmadığını iyi biliyoruz. Bizim için terör örgütünün dini dili rengi olmaz. Bize yakın hiçbir terör örgütü olamaz. Çünkü terör insanlık suçudur" şeklinde konuştu.

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: