Numan Kurtulmuş: “demokratik Yollarla Hükümeti Yıkmanın Hazırlıklarını Takdirle Karşılarız”

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, “Demokratik yollarla hükümeti yıkmanın bütün hazırlıklarını biz takdirle...

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, “Demokratik yollarla hükümeti yıkmanın bütün hazırlıklarını biz takdirle karşılarız, herkesin hakkıdır. Parlamentoda laf söyleyecek, meşru bir miting yapacak başımızın üstüne” dedi.Kurtulmuş, MÜSİAD’da düzenlenen “Milli İrade-Küresel Sermaye” konulu toplantının ardından soruları yanıtladı. “Kıbrıs’ta çözüm sağlanırsa ne olacak? Sınırlar netleşecek mi? Türk askeri Kıbrıs’tan ayrılacak mı?” sorusu üzerine Kurtulmuş, Türkiye’nin başından itibaren tavrını çok net ortaya koyduğunu ve çözümden yana olduğunu söyledi. Kurtulmuş, “Türkiye, KKTC halkının garantörü olduğunu da ne unutuyor, ne de unutturuyor. Kıbrıs’ta Türk halkının geleceğinin aleyhine olacak hiçbir adımın atılması mümkün değil. Görüşmeler bu çerçevede sürüyor. Sonuçta biz orada Kuzey Kıbrıs’taki Türk halkının kimliğini, siyasal varlığını da garanti altına alacak bir şekilde Türkiye garantörlüğü devam ettiriyor. İnşallah hayırlı bir sonuç ortaya çıkar. ‘Çözüm olsun da ne olursa olsun’ kabilinden bir düşüncenin içerisinde Türkiye asla olmayacaktır. Türkiye baştan beri ortaya koyduğu iki toplumlu bir Kıbrıs tezinden hiçbir zaman vazgeçemeyecek. Dolaysıyla orada Türk toplumunu yok sayan veya önemsizleştiren hiçbir çözüm Türkiye tarafından kabul edilmeyecektir. Ümit ederiz ki Kıbrıs’taki çözüm ciddi şekilde ortaya çıksın, oradaki Türk vatandaşlarının hiçbir şekilde tehdit altında olmayacağı bir barış süreci oluşsun” dedi.“MHP VE BDP’NİN TABANI BU OLAYLARA GELMEDİ”Kurtulmuş, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde Gezi olaylarına benzer olayların yeniden alevleneceği yönündeki iddiaların hatırlatılması üzerine ise, “Karanlık odakların sahipleri hangi tertipleri yapıyorlar bunu bütünüyle bilmek mümkün değil. Türk devletinin istihbarat birimleri gerekli istihbaratları almaya gayret ediyorlar. Önümüzde 8 Mart gibi, 21 Mart gibi bir takım potansiyel olarak toplumsal hareketliliğin gündeme gelebileceği tarihler var. Allah korusun bunlar olmaz, başka şeyler de yapılabilir. Türk devletinin yönetilemez hale getirilmesini arzu ediyorlar ve Ukrayna benzeri bir sürece Türkiye’nin girmesini planlıyorlar. Çok şükür hükümetimiz ferasetle bu süreçlere hakim oldu ve şu anda bütün mesele hükümetin kontrolü altında. Herhangi bir endişeye mahal olmadığı kanaatindeyim. Gezi olaylarında da gördük çok şükür Türkiye’de politik sorumluluk sahibi olan, siyasal sorumluluk sahibi olan çevreler var. Gezi olayları sırasında BDP ve MHP seçmenini de sokaklara çıkarak, sokakların harp haline dönmesi yönünde belki istekleri olan vardı. Ama gördük ki ağırlıklı olarak her iki partinin siyasal tabanları da bu olaylara gelmedi ve sokak olaylarının içerisinde yer almadı. Yine aynı şekilde Türkiye’de Gezi olaylarından sonra Alevi kardeşlerimizin üzerinden bir senaryo geliştirmek isteyenler oldu. Büyük bir sevinçle söyleyebiliriz ki; barıştan, huzurdan yana olan Alevilerin büyük çoğunluğu böyle bir oyununa gelmedi. Dolayısıyla kitlesel olarak Türkiye’de bir büyük mahşeri vicdanın sorumluluk duygusunun yüksek olduğunu görüyoruz” diye konuştu.“PARLAMENTODA LAF SÖYLEYECEK, MEŞRU BİR MİTİNG YAPACAK, BAŞIMIZIN ÜSTÜNE”“Hükümeti değiştirmek isteyebilirsiniz. Hatta bir saniye bile bu hükümetin işbaşında durmasını istemeyebilirsiniz. Bunun yolu kirli pasaklı eski Türkiye’nin kirli işlerini ortaya koyarak, bir takım suikastler, toplumsal olaylar, kargaşalar ortaya çıkararak Türkiye’yi yıkmak olmamalı” diyen Numan Kurtulmuş, şöyle devam etti:“Sabredin 2015’te sandık gelecek. Kim muhalifse, kim bu hükümeti istemiyorsa, bu partileri beğenmiyorsa yeni partiler olabilir, partiler arası koalisyon olabilir, demokratik yollarla hükümeti yıkmanın bütün hazırlıklarını biz takdirle karşılarız, herkesin hakkıdır. Parlamentoda laf söyleyecek, meşru bir miting yapacak, başımızın üstüne. Ama 100 kişiyi, 500 kişiyi ortaya çıkararak illegal bir takım gösterilerle bu ülkenin huzurunu bozmaya, hükümete zarar vereceğiz diye devlete ve millete zarar vermeye kimsenin hakkı yok. Demokratik meşruiyet sahibi bir hükümet olarak buna müsaade edilmez. Bir takım oyunların olacağını belli aklınıza hayalinize gelmeyecek başka şeylerin yapılacağı mümkündür. Bunların hepsine hazırlıklı olarak hükümet tedbir almaya devam edecektir. Bütün muhalefet partilerinin, legal muhalefet partilerine de şu çağrıyı tekrarlıyorum; hükümeti değiştirmek isteyebilirsiniz, hükümetin yerine siz iktidara gelmek isteyebilirsiniz, kim milletin helal oyuyla iktidara geliyorsa bir saniye bile tereddüt etmeden onların iktidarını saygıyla selamlarız. Ama hiç kimse illegal, gayrimeşru yollarla ülkeye zarar verme hakkı yoktur. Muhalefetin de bu bilinç içerisinde olması lazım. Sonuna kadar muhalefete eleştiriye eyvallah ama hükümete zarar vereceğiz diye millete zarar vermeye asla rıza göstermeyeceğiz.”“Dinleme skandalında, koca kulak skandalında binlerce insan dinlenmiş. Hangi gerekçeyle, kim emir vermiş, neden böyle bir dinleme talebi olmuş, hangi soruşturma kapsamında olmuş belli değil” diyen Kurtulmuş, “Yeni gelen savcı beyin söylediğinden anlaşılıyor ki, bunların kayıtları yok edilmiş. Böyle bir devlet ciddiyeti olabilir mi? Eğer ciddi bir soruşturma varsa bunların kayıtlarını nasıl yok edersiniz? Yasal bir dinleme kararı aldıysanız, bunun gerekçeleri nelerdir, bizim karşı çıktığımız şeyler bunlar. Türkiye’de yasama, yürütme ve yargının birbirinden ayrı, bağımsız olması gerektiğini söylüyoruz, herkes söylüyor. Yasama, yürütme ve yargı birbirinden ayrı, bağımsız olacak, hepsi milletin kontrolünde olacak” dedi.Kurtulmuş, Türkiye’de askeri vesayetin büyük oranda sonlandırılmış olmasının önemli bir gelişme olduğunu da belirterek, “Türkiye asker devleti olmayacaksa, yargı devleri de olmayacak, polis devleti de olmayacak. Devler dediğiniz şeyin bir tane sahibi olur oda milletin kendisi. Bunlar eski Türkiye’nin alışkanlıkları. Bunlar kurumlar üzerinde ki hakimiyet, bir güç kavgası. Bu memlekette cumhurbaşkanı da, başbakanda, anayasa mahkemesi başkanı da, milletvekili de, köşe başında ki memur kardeşimizde, milletin adına kim iş yapıyorsa hepsi milletin karşısında milletin hizmetkarıdır. Hiç kimse milletin efendisi değildir. Dolayısıyla, seçilmiş ya da atanmış insanların milletin efendisi olmasını önlemenin yolu bütün sistemi milletin nüfuzunu sağlamaktır. Bunun yolları var. Samimi olunursa bunlar oturulur konuşulur. 2 günde bunların metotları gerçekleştirilir. Türkiye bir yargıçlar devleti olma riskinden uzaklaştırılır” diye konuştu.

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: