Numan Kurtulmuş: Osmanlı Kudüs Kriterleri Ile Sivil Toplumu Çoğulcu Hale Getirdi

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Osmanlı’nın geçmişte Filistin topraklarını bir manga askerle idare ettiğini ve hiçbir mezhep ve din kavgasının yaşanmadığını hatırlattı. Kurtulmuş, “Osmanlı bunu sivil toplumu mümkün olduğu kadar sesli ve çoğulcu hale getirerek temin etti. Ben buna ‘Kudüs Kriterleri’ diyorum.” dedi. Bölge halklarını ayıran suni sınırlara değinen Kurtulmuş, “Bu suni sınırların ötesine geçerek, düşüncelerimizdeki sınırı yıkmak durumundayız. Bütün bölge haklarının ortak bir medeniyetin çocukları olduğumuz inancıyla dünyaya barışı, adaleti, insanlığı öğretecek yeni sözü ve işleri ortaya koymak durumundayız.” diye konuştu.

Mısır, İran, İsrail ülkelerinin yanı sıra Amerika’dan alanında uzman etkin uluslar arası bilim adamları, bürokratlar, Gaziantep’in sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin katıldığı Ortadoğu Sivil Toplum Diyalogu programının açılışı gerçekleştirildi. İçişleri Bakanlığı, Gaziantep Valiliği, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, Şahinbey Belediyesi, Şehitkâmil Belediyesi, Zirve Üniversitesi UCLG-MEVA Teşkilatı tarafından desteklenen organizasyonun Şehitkamil Kongre ve Kültür Merkezi’ndeki açılışına AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş da katıldı.

Burada konuşan Kurtulmuş, Osmanlı’nın sivil topluma verdiği önemi aktararak şunları söyledi: “Biliyorsunuz Osmanlı 400 küsur sene bugün İsrail’in çoğunu işgal etmiş olduğu Filistin topraklarında hüküm sürdü. O 400 senenin içerisinde bir tane mezhep kavgası yok. Bir tane din kavgası yok. Bir tane etnik kavga yok. Osmanlı 400 küsur sene Filistin topraklarını bir manga askerle idare etti. Peki nasıl başardı bunu? Tam da bizim konumuz. Sivil toplumu mümkün olduğu kadar sesli ve çoğulcu hale getirerek bunu temin etti. Ben buna ‘Kudüs Kriterleri’ diyorum. Öyle kriterler ortaya koydular, öyle evrensel doğruları ortaya koydular ki, herkes dininde, inancında serbest oldu. Kiliseler, havralar, bunların hepsi kendi vakıflarını kurdular. Kendi kiliselerini kendileri yönettiler. Herkes dinini dilediği gibi öğrendi, öğretti. Kültürünü dilediği gibi çoğalttı, öğretti. Herkes rahatlıkla ticaret yaptı. Ticaret yapan insanlar istedikleri şekilde Osmanlı topraklarında, bugün serbest dolaşım dediğimiz şeyi 6 -7 asır evvel sağladılar. İnsanlar rahat diledikleri gibi düşünürse, dilediklerini düşündükleri gibi yaşarsa, yaşamları, düşünceleri özgürlük altında olursa, ticaretleri ve serbest dolaşımları özgürlük altında olursa, orada zaten kavga olmaz. Orada zaten bütünlük olur. Orada zaten toplumsal bütünlük dediğimiz, toplumun farklı kesimlerinin bir arada olması olur.”

Bütünleştirici bu anlayışla, bugün dünyada ve bölgede yaşanılan sıkıntılardan, problemlerden, politik ve ekonomik tartışmalardan, çatışmalardan uzak durulabileceğini kaydeden Kurtulmuş, şöyle devam etti: “Bizim medeniyet değerlerimizin, önüne bir takım engeller çekildi. Bu engellerin en başında olanlar ise aslında doğal olmayan sınırlarla bu bölge haklarının birbirinden ayrılması oldu. Bizi Suriye halkından, Irak halkından, Ürdün halkından, Gürcistan halkından, Azerbaycan halkından, Yunanistan halkından, bu bölgedeki halklardan ayıran aslında nedir? Sadece suni olarak çizilmiş sınırlardır. Şimdi bu suni sınırların ötesine geçerek, düşüncelerimizdeki sınırı yıkmak durumundayız. Bütün bölge haklarının ortak bir medeniyetin çocukları olduğumuz inancıyla dünyaya barışı, adaleti, insanlığı öğretecek yeni sözü ve işleri ortaya koymak durumundayız.