Türkiye, tutuklu gazeteciler ve basın özgürlüğü meselesi nedeniyle eleştirilmeye devam ediliyor. New York Times gazetesince yayımlanan bir makalede Türkiye'deki basın özgürlüğü sorununa ilişkin Türk hükümetinin, ulusal güvenlik ile siyasi özgürlükler arasındaki dengeyi "çok yanlış" anladığı öne sürülürken hükümeten "ulusal güvenliğe daha mantıklı" bir yaklaşım benimsemesi gereği savunuluyor.
New York Times tarafından yayımlanan, gazeteci Andrew Finkel imzalı makalede Gazetecileri Koruma Komitesince geçen hafta yayımlanan "Türkiye'deki Basın Özgürlüğü Krizi" başlıklı raporun, Türkiye'de tutuklu 76 gazeciden dörtte üçünün mahkum olmadığına, onlardan bazılarının da dört yıldır cezaevinde bulunduğunu belirttiğine dikkat çekiliyor.
Makalede raporun Türk hükümetini "basın özgürlüklerini kısıtladığı ve gazetecileri cezaevinde tuttuğu için kınadığı", hükümetin ise, "Üzgünüm, basına normal özgürlükleri veremem çünkü o zaman herkes aynı şeyi bekler" yönündeki bir yanıt verdiği kaydediliyor.
Andrew Finkel, hükümet, cezaevindeki gazetecilerin habercilikle herhangi bir ilgisi bulunmayan suçlardan dolayı tutuklandığını savunsa da söz konusu raporda tutuklulardan en az 61 hakkındaki suçlamaların meslekleri ile doğrudan ilgili olduğunun belgelerle gösterildiğini belirtiyor.
Medyadaki otosansüre rağmen çok sayıda gazetecinin hala "haksız" yerde tutuklandığını yazan Finkel, "Ancak, mesele, sadece gazetecilerle ilgili bir mesele değil. Hükümet, uluslal güvenlik ile siyasi özgürlükler arasındaki dengeyi çok yanlış anlıyor" yorumunu da yapıyor.
-"TEMEL SORUN, TERÖRLE MÜCADELE YASALARININ GEVŞEK YORUMU"-
Makalede temel sorunu, terörle mücadele yasaların "gevşek" yorumunun oluşturduğu savunulurken "Gazeteciler dahil, savcılar tarafından "ulusal güvenlik ağı' ile yakalananların çoğu, aslında daha fazla Kürt siyasi ve kültürel haklar için ajite ediyor" görüşü dile getiriliyor.
Terörle mücadele yasasının, hayvan hakları savuncuları, sosyalist aşırı sol ile baraj projelerine karşı gösteri yapan köylüleri bile gözaltına almak için kullanıldığına dikkat çekildikten sonra şöyle devam ediliyor:
"Hükümet, ulusal güvenliğe daha mantıklı bir yaklaşımı benimser ve Kürt muhalifleri cezalandırma konusunda daha dikkatli olursa, gazeteciler için durum daha iyi olur. Ankara, barışçıl protesto bir suç olmadığını açıkça belli etmek için ceza kanununda reform yapmalı. Ancak şimdilik hükümet, bunu böyle görmüyor. () Çünkü eğer yargı sistemi, bir istisna yaparak gazetecilere gerçek adalet sağlarsa o zaman öğrenciler, doktorlar, sendikacılar ve öğretmeler de birazını isteyebilir."(ANKA)