NYT'den Türkiye sürprizi!

The New York Times'ta yayımlanan `2010'da gidilmesi gereken 31 yer' listesinde Türkiye'den de 2 yer var.

ABD'nin en önemli gazetelerinde, günlük 1 milyonun üzerinde tirajı olan The New York Times'ta yayımlanan `2010'da gidilmesi gereken 31 yer' listesinde Türkiye'den İstanbul'un yanı sıra Çeşme'nin de yer alması sevinç yarattı.

Çeşme ve Alaçatı'nın listede İstanbul'un da önüne çıkıp sekizinci sırada sunulması turizm ve tanıtım açısından büyük bir fırsat olarak nitelendirildi, 2010 yılı için beklentileri artırdı.

Çeşme Kaymakamı Cafer Sarılı, böyle gurur verici bir haberin dünyanın en önde gelen yayın organlarından birinde yer almasının inanılmaz güzellikte bir fırsat olduğunu, haberin fuarlarda tanıtım amaçlı kullanılması gerektiğini belirterek, "Böyle bir fırsat her zaman ayağımızın önüne yuvarlanmaz. Üstelik küresel krizin yaralarının sarılmaya başladığı bir döneme denk gelmesi ise ayrıca güzel bir tesadüf olmuştur. Etkilerini en kısa sürede pozitif olarak göreceğimize inanıyorum. 2010 yılında turizmden beklentilerimizi yükseltmiştir" dedi.

Reklam
Reklam

29 yıldır İlçe Turizm Mdürü olarak Çeşme'de görev yapan Osman Kabasakal bu tanıtımın parayla verilecek ilanlardan çok daha etkili olduğunu söylerken, "Kalenin Gölgesinde Çeşme" ve "Alaçatılı" gibi romanların yazarı Mehmet Culum da "Çeşme için güzel bir reklam fırsatı yakalandı. Parayla elde edilemeyecek kadar önemli bir fırsattır. Bir Çeşmeli, Alaçatılı olarak şükranlarımı sunuyorum. Neticesini yaz sezonunda göreceğimizi umarım" diye konuştu.

'2010'A FIRTINA GİBİ GİRELİM'

Çeşme Belediye Başkanı CHP'li Faik Tütüncüoğlu ise "Dünyada görülmesi gereken 31 yer arasında 19'uncu sırada yer alan İstanbul'dan önce Çeşme'ye yer verilmesi çok önemli bir olay. Bunu Çeşme ve Alaçatı'nın tanıtımlarında kullanılacak güzel bir armağan olarak değerlendiriyorum. Fırsatı iyi değerlendirerek, tanıtımlarla yerli ve yabancı turistlerin dikkatini ilçemize yönlendirmeliyiz. Burada görev turizmden para kazanan herkese düşüyor. Belediye para versin, kaymakamlık stand tutsun, otelciler fuarlara gitsin ama esnaf camiası da işin bir kenarından tutsun. Herkes elini taşın altına koysun. Birlikte 2010'a fırtına gibi bir giriş yapalım, her kesim bundan faydalansın" dedi.

Reklam
Reklam

'ALAÇATI DÜNYA MARKASIDIR'

Alaçatı Belediye Başkanı CHP'li Muhittin Dalgıç da Alaçatı'nın yazıda yer alan övgüleri gerçekten hak ettiğini vurgularken, "Göreve geldiğimiz 2004 yılından beri hep söylediğimiz şey Alaçatı'nın çok farklı bir yapısının olduğuydu. Türkiye'de rüzgar enerji türbünlerini kuran bir beldedir. Burada Türkiye'de ilk açık deniz balık avcılığı turnuvasına imza attık, Bodrum geçen yıl bizi taklit etmeye çalıştı ama buradaki gibi olmadı. Türkiye sörf şampiyonaları ile World Cup (Dünya Kupası) ayaklarını her yıl yapıyoruz. 2004 yılında ne söylediysem, onların hepsinin bir bir gerçekleştiğini görüyoruz. Hep üzerine basarak söylediğim, klasik turizme yönelik yatırımlarla birlikte Alaçatı'nın tipik, tarihsel korunan mimarisi ve coğrafyasıyla farkımızı ortaya koymalıyız. Beldemizin bundan sonra da dünyada adından daha çok söz ettireceğine inanıyorum. Alaçatı bir dünya markasıdır. Bunu bir yere oturtmak için de çok uğraşıyoruz" görüşünü dile getirdi.

'POTANSİYELİMİZİN YÜZDE 10'UNDAYIZ'

Reklam
Reklam

Alaçatı'nın 2014'e kadar çok mesafe katedeceğine inandığını belirten Dalgıç, "Planlarımızı, programlarımızı yaptık. Klasik bir laf olacak ama ben Alaçatı için çok daha kalabalık olacak, bilmem ne olacak anlamında bir şey söylemiyorum. Alaçatı sosyal donatılarıyla, yaşayan insanların standartının yükselmesiyle, ekonomik yapısının güçlenmesiyle potansiyelinin daha yüzde 10'undadır. 2014'e kadar hedeflediğimiz oran ise yapmaya çalıştığımız çalışmalarda yüzde 50'dir. Umarız 2014'ten sonra çok daha değişik şeyler konuşacağız. Onun için de çalışmalarımız devam ediyor. Temelde iki tane çok önemli projemiz var. Bir tanesi Alaçatı Port ki karayı oyarak deniz oluşturuyoruz. Bu çok alışılmış veya kullanılan bir tarz değil. Genelde tam tersi olur, deniz doldurulur, yer kazanılır. Bizde ise tam tersi yapılıyor. Bir ikincisi de İzmir Türk Alman Üniversitesi. Yaklaşık üç yıldır da onunla uğraşıyoruz. Bu uğraşlar 2010 yılında daha bir şekillenecek" dedi.