Arşivlerden elde edilen ve tarih kokan fotoğraflarla İngiltere’nin 7 şehrinin değişimi gösteriliyor. 19. yüzyıl sonu ve modern zamana dayanan bu fotoğraflarla İngiltere’nin aslında çok da fazla değişmediğini göreceksiniz. Şehirlere 125 yıl içerisinde sadece modern dokunuşlar yapılmış. Zamanın testinden geçen bu görkemli binalar mimarinin kanıtı olarak hala yerinde duruyor. Londra, Liverpool, Manchester, Bristol, Newcastle, Scarborough ve Worthing’e yapılan yolculukta 125 yıl öncesinde mi yoksa içinde bulunduğumuz zamanda mı olmak istediğinize siz karar verin!
Saint Stephen kilisesi, 1470 yılından beri Bristol’da varlığını sürdürmeye devam ediyor. Birkaç yüzyıl öncesinde denizciler kilisenin kulesini Bristol limanına ulaşmak için kullanıyordu. Bugün kilise, Colston Tower (modern görüntünün solunda) gibi oldukça yüksek binaların arasına sıkışmış durumda. Ama eski ve yeni fotoğrafı karşılaştırdığımızda gözler önüne serilebilecek bir gerçek var: River Frome (Frome Nehri). Modern şehrin fotoğrafında nehri göremiyoruz. Nehir en son 1938 yılında gündeme gelmiş ve daha sonra zamanla yok olmuş. Bu nehir, zamanında limanın etrafındaki ticareti artırmak için kullanılmış. Modern fotoğrafla tek fark bu nehir olsa gerek!
İngiltere’nin en fazla değişime uğramış bölgesinin St. George’s Hall olduğunu söyleyebiliriz. St. George’s Hall, Liverpool’un merkezinde Lime Street tren istasyonun karşısında bulunur (fotoğrafın sol tarafında). Bu yapı 1854 yılında açılmış ve içinde konser salonları ve hukuk mahkemeleri içeren Neoklasik tarzdadır. İngiltere Ulusal Miras Listesi’nde, I. Sınıf bina olarak gösterilir. Çevresinde gotik tarzda binalar bulunan Lime Street son birkaç yılda köklü değişimlere uğramış. Şehir merkezine en son 10 yıl önce gelmiş olsanız şuanda tanımayamazsınız.
Fotoğrafların ortasında görülen dikilitaş eski olmasına rağmen hala korunan oldukça köklü bir miras. Bu dikilitaş, Mısır’ın Britanya’ya MS 19. yüzyılda hediye olarak sunduğu 3.500 yıllık “Cleopatra’s Needle” (Kleopatra İğnesi). Fotoğrafta ayrıca dikilitaş kadar eski olmasa da tarihi eskiye dayanan bir diğer yapı ise “Waterloo Köprüsü”. Bu köprü Waterloo Savaşı’nda Britanya, Hollanda ve Prusya zaferinin onuruna verilmiş. Waterloo’nun üzerinde bulunduğu nehrin jeopolitik konumu sayesinde köprüden şehrin istediğiniz yerini rahatlıkla görebilirsiniz. Eski fotoğraftaki hali 1930’larda yıkılmış olsa da daha sonra Birleşik Krallık’ın Almanya tarafından bombalandığı dönemde (The Blitz) bir grup kadın tarafından tekrar inşa edilmiş. Köprü, daha yakın zamanlara geldiğimizde insanlar tarafından küresel ısınma karşıtı protestoların yapıldığı yer olarak biliniyor.
Eski fotoğrafta gördüğümüz tramvay yolu arabaların kullanımına açıldığı için asfalt halini almış fakat bu göze batan ufak bir değişim. Bunun dışında ilk fotoğrafta gördüğümüz ve 1899 yılında dikilen Oliver Cromwell heykelinin ikinci fotoğrafta görülmemesi ise iki fotoğraf arasındaki farklardan en belirgini. Modern fotoğrafta görülmemesine rağmen heykel bütünüyle ortadan kaybolmadı. Heykel, bazı tartışmalar sebebiyle 1980’lerde Wythenshawe Hall’e taşındı. Daha sonra fotoğrafın sağ tarafında görülen gotik tarzdaki 15. yüzyıldan kalma katedralin çevresi düzenlendiğinde ve meydan yakın zamanda ‘Medieval Quarter’ olarak tekrar geliştiğinde heykel hiç kaldırılmamış gibi şehir hayatına dahil edildi.
Newcastle Kalesi, Newcastle şehrinin Tyne kentine ismini veren kale bölgesi üzerine 1250 yılında II.Henry tarafından inşa edilmiş. 842 yıllık bir geçmişi olan bu köprü tarihe tanıklık eden köklü bir mimari yapı olduğu için çok fazla değişime uğramamış. Fotoğrafta görülen en önemli değişiklik ise iki tarihi yapı arasındaki bina. Bu bina 1910’da Northumberland County Hall adını alan klasik bir yapı. Yapı 1933 yılında genişletilmiş ve şuanda bir otel olarak kullanılıyor. Köprü de artık İskoçya’ya giden bir demiryolu viyadüğüne dönüşmüş.
Şehir 17. yüzyıldan kalma tıbbî özelliklere sahip bir şehir olmasıyla bilinir. Scarborough’taki spa merkezi turistlerin uğrak merkezi haline geldi. Şehre demiryolu bağlantısının gelmesiyle fotoğrafın solunda görülen spa merkezi inşa edildi. Merkez 1880’lerde çıkan bir yangında zarara uğrasa da tekrar restore edildi ve genişletildi. Fotoğraflar arasındaki temel fark Sun Court’un kurulması. Sun Court, 1912’den beri orada sahne alan Scarborough Spa Orkestrası’nın performansını izleyebilmek için kesinlikle mükemmel bir yer.
Worthing’teki iskele ilk kez 1862’de açıldı. 1889 yılına ait olan eski fotoğrafın en arkasında görülen yapı ise “South Pavilion” (Güney Köşk). Bu köşk 1914’te çıkan ve iskelenin çoğunu tahrip eden bir fırtınada kayboldu. 1926’da daha modern dokunuşlarla inşa edilmiş bir şekilde iskelenin ucunda yerini aldı. Yaklaşık 4 yıl sonra ise bu sefer çıkan bir yangında köşk alevlere teslim oldu. Yangından sonra tekrar “Streamline Moderne” tarzında inşa edildi. Daha sonra köşk; kafe, eğlence merkezi ve gece kulübü olarak kullanılmaya başlandı. Şuanda modern fotoğrafta görünen haliyle bir tiyatro olarak kullanılıyor.