Diyarbakır'da öğrencisi 13 yaşındaki kızla otomobilinde polis tarafından yakalanan öğretmen 39 yaşındaki S.C.’nin, nitelikli cinsel istismarı’ ve ’cinsel amaçlı çocuğu hürriyetinden yoksun kılmak’ suçlamasıyla 50 yıla kadar hapis istemiyle yargılanmasına başlandı. Diyarbakır 5’İnci Ağır Ceza Mahkemesi’nde tutuklu yargılanan evli ve 4 çocuk babası S.C., "O beni baştan çıkardı. Ben mağdurum" diyerek öğrencisini suçladı.
Diyarbakır’da bir ilköğretim okulunda İngilizce öğretmeni olarak görev yapan S.C., geçen öğretim yılında 23 Nisan kutlamalarının yapıldığı gün, Nevruz Parkı yakınlarında, 13 yaşındaki 5’nci sınıf öğrencisi S.T.’ye, kendine ait otomobilde cinsel istismarda bulunurken polis tarafından yakalandı. Hakkında, ’çocuğun nitelikli cinsel istismarı’ ve ’cinsel amaçlı çocuğu hürriyetinden yoksun kılmak’ suçlamalarıyla 16 yıldan 50 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılan 4 çocuk babası öğretmen S.C.’nin yargılanmasına Diyarbakır 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugün başlandı.
Mahkeme heyeti çocuğun psikolojik durumunu göz önüne alarak duruşmayı kapalı oturumda yaparken, salona izleyici de alınmadı. Duruşmaya tutuklu sanık S.C., mağdur S.T., Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatı, Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Danışma ve Uygulama Merkezi adına Baro Başkanı Tahir Elçi ve çok sayıda kadın avukat katıldı.
KADIN AVUKATLARIN KATILMA TALEBİNE RET
Duruşmada bilirkişi sıfatıyla ilk söz verilen Psikolog Çağdaş Tekin, öğrenci S.T.’nin olay nedeniyle yoğun ve uç travmalar yaşadığını belirterek, "Şu andaki ruh ve beden sağlığının tam olduğunu söyleyemem. Psikolojik desteğe ihtiyacı vardır" dedi.
Mahkeme, Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Danışma ve Uygulama Merkezi’nin duruşmaya katılma taleplerini, suçtan zarar görmedikleri gerekçesiyle reddederken, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatının katılma talebini kabul etti.
Mahkemenin katılma taleplerini kabul etmediği avukatlar duruşma salonundan dışarı çıkarılırken, S.T.’nin ailesinin avukatı Gazal Bayram Koluman, duruşmadan çıkarılan avukatlara yetki belgesi vererek yetkilendirdi. Durumu görüşen mahkeme heyeti bunu kabul edince, salondan çıkarılan avukatlar yeniden duruşma salonun alındı.
"ÖĞRENCİM BENİ TACİZ ETTİ"
Duruşmada taciz ettiği ileri sürülen öğrencisi S.T.’yi suçlayan İngilizce öğretmeni S.C., öğrencisinin kendisine cinsel içerikli dokunmalarda bulunduğunu iddia ederek, "Öğrencim beni taciz etti" dedi. Öğrencisi S.T.’nin kendisine mektuplar yazdığını ileri süren öğretmen S.C., duruşmada şunları söyledi:
"Bana not ve mektuplar yazmasından düşüncesinin farklı olduğunu anladım. Daha sonra okul içinde bunun hoş olmadığı kanaatiyle kendisi ve kardeşiyle görüşmeye karar verdim. 23 Nisan törenlerinden sonra okulun dışında S.T. geldi. Yanında kardeşi yoktu. Arabanın ön sağ koltuğuna bindi. Giderken yaptığının yanlış olduğunu söyledim. Bir müddet sonra aracı yolun sağına park ettim. Bu esnada beni taciz etmeye başladı. Engel olmaya çalıştım, ancak sonra kendimi kaybettim. Daha sonra arka koltuğa geçtik, ben kesinlikle cinsel ilişkiye girmedim. Polis geldiğinde kemerlerimiz açıktı, ikimiz de çıplak değildik. Bir hata yaptım, ancak kesinlikle ilişkiye zorlamadım. Kesinlikle derslerinde zayıf not vermekle tehdit etmedim. Zaten o başarılı bir öğrencidir. Bu durumu ailesine söyleyip rencide etmek istemedim. Benim farklı bir düşüncem olsa dışarıda değil başka bir yerde görüşürdüm. Çok pişmanım."
Bu sırada avukatı araya girerek sanık öğretmene, oral yolla ilişkiden ne anladığının sorulmasını istedi. Bunun üzerine S.C., "Benim ondan kastım dudak dudağa öpüşmedir. Toplumun anladığı gibi ağız yoluyla ilişki değildir. Benim oral seksten anladığım sevişme, İngilizcede oral seks ağız yoluyla yapılan öpüşmedir" diye konuştu.
"KIZIMA ÖZEL DERS VERMEK İSTİYORDU"
Duruşmada hazır bulunan S.T.’nin annesi Z.T. de ifadesinde, "Oğlum bir gün sanığın kardeşi S.’ye özel ders vermek istediğini söyledi. Ben de bu durumu S.’ye sordum. O da doğruladı, ancak ben buna onay vermedim. 23 Nisan’dan önce oğlum sanığın kendisine gelmemesini söylediğini bana iletti. Benim kızım 13 yaşında, sanık ise 39 yaşındadır. Kızımın kendi rızasıyla gittiği düşünülemez. Zorla tecavüz edildiği kanaatindeyim" dedi.
NOT TEHDİDİ İDDİASI
Duruşmada sıra cinsel istismara uğradığı belirtilen S.T.’nin ifadesine geldi. Hazır bulunan sosyal hizmet uzmanı S.T.’nin sanığın bulunduğu ortamda ifade vermek istemediğini mahkemeye söyledi. Bunun üzerine sanık S.C., duruşma salonundan dışarı çıkarılarak, S.T.’nin ifadesinin alınması için kamera sistemi kuruldu. Sanık öğretmen S.C.’nin kendilerine çok iyi davrandığını belirten S.T., "Ben ve iki arkadaşım dersi çok iyi anlattığı ve bize iyi davrandığı için kendisini çok sevdiğimizi söyleyen bir mektup yazdık. Hepimizi çok sevdiğini söylüyordu. Bir defasında sınıfta yalnız kaldık. Bana bir arkadaşımın kendisine karşı hisleri olduğunu söyledi. Okulda öğretmenim bana hiç sarılmadı. Ben de kesinlikle kendisine sarılmadım" dedi. S.T. olay gününü de şöyle anlıttı:
"Olay tarihinden önce bana 23 Nisan’da gelmemi ve çalışacağımızı söyledi. 23 Nisan sabahı ben çalışma sayfamı hazırlayarak, arkadaşımla birlikte okula gittim. 23 Nisan töreninden sonra arkadaşımdan ayrılarak eve doğru yürümeye başladım. Sanık arabasıyla geldi. Ben arka koltuğa oturdum. Bir süre gittikten sonra durduk. Arabayı üstüme kilitleyerek gidip su ve kek getirdi. Nevruz Parkının orada yeşillik ve suyun olduğu yerde durduk. Arabadan inerek arka koltuğa geldi. Yanıma oturarak pantolonumu çıkarmaya çalıştı. ’Bana izin vermezsen sözlü notundan sıfır veririm’ dedi. Pantolonumu soydu. Ben bağırdım ancak çevrede kimse yoktu. Kendi pantolonunu da yarıya kadar indirdi. Benim üstümü çıkarmaya çalıştı. O sırada polisler geldi. Beni yan tarafa doğru itti ve kendi pantolonunu giymeye çalıştı."
"ERKEKLERLE İLGİLİ BİR BİLGİM YOKTU"
Mahkeme heyeti, S.T.’nin annesinin yanında ifade vermekte zorlandığı için annesi Z.T.’yi de dışarı çıkardı. Daha sonra ifadesine devam edilen S.T., sanığın arabanın arkasına geçtikten sonra pantolonunu çıkarmaya çalıştığını belirterek, "Ben kaçmaya çalıştım ama sanık kapıyı kapatarak içeriden kilitledi. Bu nedenle kaçamadım. Sanık bana tokat atmadı. Benim erkeklerle ilgili bir bilgim yoktu. Polis abiler bana değişik sorular sordular ama ben anlamadım. Sordukları soruları ablama sordum, o bana izah etti. Sanık cinsel organını zorla benim ağzıma sokmaya çalıştı. Ben ağzımı kapatarak, buna izin vermedim. Ben sanık S. C.’yi öğretmen olarak çok seviyordum. Ben tek başıma hiç mektup yazmadım. Mektupların üzerinde de kalp işareti yoktu. Onu bir büyüğüm olarak sevdiğimi yazmıştım" dedi.
"O BENİ BAŞTAN ÇIKARTTI, BEN MAĞDURUM"
Yeniden salona alınan sanık öğretmen S.C.’ye, taciz ettiği ileri sürülen öğrencisi S.T.’nin ifadesi okundu. Bunun üzerine sanık S.C., "Bana daha önceden elle dokunmak suretiyle tacizde bulunmuştu. O gün aramızda sevişme oldu ancak bir ilişki yaşanmadı. Ben cinsel organımı ağzına sokmak için zorlamadım. O beni baştan çıkardı" diye konuştu.
Duruşmaya kısa bir ara veren mahkeme, sanığın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Öğretmeninin cinsel tacizde bulunduğu ileri sürülen S.T.’nin beden ve ruh sağlığının bozulup bozulmadığının saptanması için duruşma ertelendi.