Bayındır Sağlık Grubu'ndan yapılan açıklamaya göre, akciğer kanseri Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre tüm dünyada en yaygın görülen ve ölüme en çok yol açan kanser türü. Tüm ölüm nedenleri arasında, kardiyovasküler hastalıkların ardından ikinci sırada gelen akciğer kanseri, en sık 50-70 yaş aralığında görülüyor.
Akciğer kanseri hastalarının yüzde 90’ının hekime başvurduğunda semptomatik olduğunu belirten Dr. Tokmak, “Akciğer ve bronş sisteminin ağrı duyusundan yoksun olması ve genellikle ilk semptom olan öksürüğün sigara içen hastalar tarafından bir belirti olarak değerlendirilememesi sonucu akciğer kanseri tanısı çoğunlukla ileri evrelerde konulmaktadır. Bu nedenle düzenli kontroller büyük önem taşır. Ailesinde akciğer kanseri bulunan kişilerin bu hastalığa yakalanma riski 2,4 kat arttığı için daha dikkatli olmaları gerekir." değerlendirmesinde bulundu.
Tokmak, vücudun oksijen almasını ve zararlı olan karbondioksitin atılmasını sağlayan akciğerlerin, yaşamsal öneme sahip bir organ olduğunu vurgulayarak, akciğer dokusundaki hücrelerin kontrolsüz çoğalması sonucunda oluşan akciğer kanserinde, bu kontrolsüz çoğalmanın akciğerlerin bir bölümünü kapladığını, kitle oluşturduğunu ve metastaz adı verilen uzak organlara da yayılabileceğine dikkati çekti.
Akciğer kanserine yol açan faktörlerin başında sigara kullanımının geldiğini belirten Tokmak, “Yapılan araştırmalarda sigarayla akciğer arasında kuvvetli bir bağ kurulmuş olsa da vakaların yüzde 15’lik kısmını sigara içmeyenler oluşturmaktadır." ifadelerini kullandı.
Tokmak, belirtilerin, bölgesel, metastatik ya da yaygın olmasına göre değiştiğini ifade etti. Akciğer ve bronş sisteminin ağrı duyusundan yoksun olması ve genellikle ilk semptom olan öksürüğün sigara içen hastalar tarafından bir belirti olarak değerlendirilememesi sonucu akciğer kanseri tanısının çoğunlukla ileri evrelerde konulduğunu aktaran Dr. Tokmak, belirtileri ve nedenleri şöyle sıraladı:
"Öksürük: Vakaların yüzde 75’inden fazlasında vardır. Hava yolunda tıkanma, enfeksiyon ve akciğer dokusu üzerinde bası etkisinden dolayı gelişir. Kilo kaybı: yüzde 68 oranında görülen bu belirti, ilerlemiş kanser ve karaciğer metastazı durumunda görülür. Solunum sıkıntısı: yüzde 60 oranında görülen bu belirti büyük hava yollarının tümör ile tıkanması, plevra denilen akciğer zarlarının arasında sıvı birikmesi ve diyafram kasının felç olması sonucu oluşabilir. Göğüs ağrısı: yüzde 50 oranında görülür. Kanser göğüs duvarına yayılmış ya da sinirler tutulmuş olabilir. Kan tükürme (hemoptizi): Bu belirtiler hastaların yaklaşık yüzde 25’inde görülür. Hava yolu tümör tarafından tutulur ve nekroze olursa ortaya çıkar. Kemik ağrısı: yüzde 25 oranında ve kemik metastazı olduğunda ortaya çıkar. Çomak parmak: Oksijenlenmenin azalması ve kemik reaksiyonları nedeniyle oluşur. Ses kısıklığı: Ses tellerinin tutulumu nedeniyle olabilir. Yutma güçlüğü: Yemek borusuna bası sonucu oluşur. Daha nadiren olan belirtiler: Sırt ağrısı, sağ yan ağrı, epilepsi, boyunda ele gelen kitle, soluk alıp verirken ıslık sesleri benzer sesler duyulabilir."