CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM Genel Kurulu'nda bütçe hakkında konuşma yaptı.
Kılıçdaroğlu şunları söyledi: "Başbakan'a sesleniyorum. Niçin 37 gün gecikmeyle yasayı ihlal edip programı açıkladığınızı açıklamak zorundasınız. Eğer bir hükümet kendi çıkardığı yasaya uymuyorsa bu hükümete ne denir?
Sayıştay yasasının sonunda 'TBMM'ye raporlar sunulur' yazıyor. Bu raporlar bütçeyle beraber Meclis'e gelmek zorundadır. Saygıdeğer milletvekilleri bütçe harcamalarının doğru yapılıp yapılmadığını Sayıştay denetleyecek. Biz ona göre oylayacağız, yasa doğrudur diye. Nasıl el kaldıracaksınız? Vicdanları kilitlemeyelim. Sayıstay yasasında değişiklik yaptınız. Başbakan gelin, o raporlar Sayıştay'dan niye gelmedi açıklayın. Ya bu yasama organı hiçbir iş yapmıyor, ya da yasama organı yürütmeyi takmam diyor. Sayıştay raporları gelmeden bütçe görüşülemez. Neden gelmiyor o raporlar?
Sayın Başbakan en sonunda saman ithal ettiniz. Nasıl oluyor da Türkiye Cumhuriyeti saman ithal hale geliyor. Bizim meramız mı yok? Her şeyi ithal etmeye başladık. Tarımı da öldürdük. 2002'de tarımda kullanılan arazi 24 milyon hektar, şimdi 20.5 milyon hektar. 3.5 milyon hektar ekilmiyor.
10 yıldır işsizlik kol geziyor. Başbakan işsizlik sorununa mucize bir çözüm buldu. Okuduğuma inanamadım ama Başbakan söylediyse doğrudur dedim. Her işveren bir işsizi işe alsın sorun çözülsün. Çözüldü mü, çözülmedi. İşveren verimlilik olursa işçi çalıştırır. Kim bu öğüdü size verdi merak ediyorum. Onu da açıklarsanız mutlu olurum.
KART BORCU 16 KAT ARTTI
AKP iktidarı döneminde ekonomi o kadar hızlı büyüdü ki yetişmek mümkün değil. Bir ülke uluslararası arenada söz sahibi çıkacaksa sizinle benzer ekonomilerle kıyaslarsınız. Daha önceki hükümetler dünya ortalamasının üstünde büyümüş. Bu hükümet ortalama altında büyümüş. Büyüme mucizemiz bu. Doğan her çocuk 1963 dolar borçla doğuyordu. Başbakan sizin iktidarınızda her çocuk 4320 dolar borçla doğuyor. Vatandaşın kredi kartı borcu 16 kat arttı, 68 milyar lirayı buldu. Vatandaşların bankalardan çektikleri tüketici kredisi borcu da 82 kat arttı. Hükümet ne yaptı? İcra dairelerinin sayısını artırdı. Niçin icra daireleri sayısını artırıyorsunuz, vatandaş borcunu ödeyemiyor. 2001'de icra dairelerindeki dosya sayısı 9 milyondu, şimdi 20 milyona çıktı. Bu konuda kimse elinize su dökemez, başarılısınız.
ÖDEME YAPANI TEHDİT ETTİNİZ
Üretirseniz, büyürsünüz. Üretim odaklı büyüyeceksiniz. Bunu yapmazsanız işsizliği çözemezsiniz. Üretimin önündeki bütün engelleri kaldıracaksınız. 7 kez mali af çıkardınız. Niçin 7 kez çıkardınız Başbakan? Bir soru daha onları niçin şantaj unsuru olarak kullandınız. Düzgün ödeme yapana tehdit yaptılar. Devlet vatandaşına şantaj yapmaz.
Dünyanın en pahalı benzinini kullanan ikinci ülkeyiz. Meksikalı sanayici yüzde 48, Polonya'daki sanayici yüzde 33 avantajla başlıyor. Polonyalı yüzde 12 daha ucuz elektrik kullanıyor. Başbakan ve ekibinin kullandığı klasikleşmiş cümle var, 2023'te ilk 10'a gireceğiz. Sayın Başbakan 1987'de 14. büyük ekonomiydik. Şimdi 17., neden geriye gidiyoruz? Kimin döneminde geriledik, iktidarınız döneminde geriledik.
CARİ AÇIK DÜŞTÜ, ZİL TAKIP OYNAYACAKLAR
Türkiye 2011'de en yüksek cari açığı veren ikinci ülke. Ekonomi şimdi soğutmaya alındı, büyüme düştü, cari açık düştü. Zil takıp oynayacaklar. Hani cari açık sorun değildi? Bir ülke üretmeden tüketiyorsa cari açık verir. Cari açık tehlikesini sıcak parayla gideriyoruz. 10 yıllık borçlanma ABD'de olsaydı faiz yüzde 1.62. Almanya'da 1.37. Bizde 11 ayda yüzde 20.8 getirisi var kamu kağıdının.
Merkez Bankası'nın rezervleri çok iyi deniyor. 2002'de rezervler 26.8 milyar dolar. Aynı dönemde kısa vadeli borç 16.4 milyar dolar. Şimdi rezerv kısa vadeli borçları karşılamaya yetmiyor bile. İthalatı hiç görmezler, ihracatı görürler.
RUSYA'YA YILBAŞI HİNDİSİ HEDİYE ETTİ
Hükümetin enerji politikası var mı, onu bilmiyorum. Savaşların merkezinde enerji kavgaları yatar. Başbakan kürsüye gelip Rusya'ya bizim kadar bağlı olan ikinci bir ülke varsa açıklayın. Nükleer santrali de oraya verdiler. Siz ne yaptınız, Sayın Başbakan, Rusya'ya armağan olarak bir yılbaşı hindisi verdiniz. Karadeniz'den Avrupa'ya doğalgaz transferine izin verdiniz. Nabucco'yu çöpe attınız. Hangi gerekçeyle verdiniz? İstanbul'un doğalgaz tüketiminin sonuna mı gelmiştik? Apar topar, koşa koşa niye Rusya'ya gidip anlaşmaya imza attınız. Bunu sormak hepimizin hakkı. Güney Kıbrıs, doğalgaz ve petrol arıyor. Bu hükümet savaş nedeni, müdahale ederiz dedi. Bir Rum bakan çıktı bunlar konuşurlar hiçbir şey yapamazlar dedi, onların dediği oldu. Türkiye Cumhuriyeti'ni bu hale düşürmeye hakkınız ve yetkiniz var mıdır, yok mudur? Komşularla sıfır sorun olacaktı. Çok şükür bütün komşularla düşmanız.
BAŞBAKAN GELİN, ÖZÜR DİLEYİN
Kürecik'e radar istasyonu kurduk. Niye kurduğumuz belli. Kapalı kapılar ardında İsrail'le yapılan pazarlıkları niçin gelip burada anlatmıyorsunuz? O kalkanın İsrail kalkanı olduğunu bilmeyen mi var? Başbakan 'Türkiye NATO toprağıdır' dedi. Gelin burada vatandaştan özür dileyin, Türkiye Cumhuriyeti'nin toprağı NATO'nun değildir.
Başbakan Pınarhisar Cezaevi'ne giderken, adalet istiyorum diyordu. Kendisi seçimlere giremedi, yasal engeli vardı, cezaevine girdi. Biz bir siyasal partinin liderinin hapiste olması doğru değildir dedik. Yasayı değiştirdik, geldi koltuğa oturdu. 8 vekilin seçimlere girme yasağı yoktu, Başbakan'ın vardı. Bu demokrasi ayıbını bu parlamentonun gidermesi lazım. Milletvekili tutuklu olmaz. Mahkum edilmemişlerdir, gelip görevlerini yapmaları lazım.
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı. Adı üstündü bayram. Kutlanmak için izin istenmez. Siz misiniz kutlayan. Biber gazına müracaat. Böyle demokrasi olmaz. Demokrasilerde özgürlük vardır. Birisini dövdük mü, hayır. Vay sen misin kutlayan. Başbakan polis görevini yapmadı diyor. Yani adam öldürmedi, kaşını gözünü yarmadı. Birisinin burnu kanamamışsa oradaki polislerin sağduyusundan.
ULUDERE'NİN SORUMLUSU ARKAMIZDA
Uludere'de 34 yurttaşımız öldürüldü. Uludere'nin sorumlusu arkamızda oturanlardır. Sınırötesi yapma yetkisini Meclis yürütme organına verdi. Onlar da gittiler 34 vatandaşımızı imha ettiler. Fail kim diye kapatmaya çalışıyoruz. Bu hükümet saydam bir hükümet değildir. Halka hizmet eden bir hükümet değildir. Bu hükümet bütün Türkiye'ye baskı uygulayan hükümettir.
Bu bütçe halka bir şey vermiyor. Sıcak paranın diyetini ödemek üzere bu bütçe getiriliyor. Mazota yüzde 208 zam yapıldı. Dolmuş ücretine yüzde 183 zam, kuru soğana yüzde 134, çaya yüzde 139. Memura gelince 4+4. Emekliye gelince 3+3. Dolmuş yüzde 183. Emekli geçinemiyor. İşine devam edecek. Sen misin işine devam eden yüzde 15 kesiyorum. Çalışan insanın cezalandırıldığı bir ülke gördünüz mü? Türkiye Cumhuriyeti. Bir bütçenin parlamentoda objektif tartışılması lazım. Bütçe hakkı yasama hakkıdır. Hakkınızı kullanacaksınız ve yürütme organını sorgulayacağız. 3Y'yle mücadele edeceğiz dediler. 3Z çıktı zam, zulüm ve zindan."