Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Barack Obama, devlet sırlarını ifşa etmekle suçladığı eski CIA ajanı Edward Snowden'ın iadesini sağlamak üzere pazarlık ve 'takas' gibi yöntemlere başvurulmayacağını söyledi.
Batı Afrika'daki Senegal'e yaptığı bir ziyaret sırasında konuşan Obama, durumun rutin yasal kanallar üzerinden ele alınacağını belirtti.
Hakkında casusluk suçlamasıyla dava açılan Snowden geçen hafta sonu Moskova'ya gitmiş ve Ekvador'a sığınma başvurusunda bulunmuştu.
Konuyla ilgili olarak Çin ve Rusya devlet başkanlarını aramadığını da belirten Obama, "Aramam gerekmemeli" dedi.
Amerikan başkanı, Snowden'a sığınma hakkı tanıyıp tanımayı değerlendiren Rusya ve diğer ülkelerin "uluslararası toplumun bir parçası olduklarını ve uluslararası hukuka uymak zorunda olduklarını hatırlamalarını" beklediğini söyledi.
Snowden'ın durumu, ABD ile Rusya ve Çin arasında diplomatik krize yol açmıştı.
30 yaşındaki bilişim uzmanı Snowden, NSA'in gizli telefon dinleme faaliyetleriyle ilgili bilgileri Guardian ve Washington Post gazetelerine sızdırdıktan sonra geçen ay Mayıs'ta Hong Kong'a kaçmıştı.
Snowden'a yöneltilen suçlamalar arasında devlet malını çalmak da var.
Edward Snowden'ın sızdırdığı belgeler, Amerikan istihbarat örgütlerinin Prizma adı verilen bir program çerçevesinde dokuz internet şirketinin veri tabanlarına girdiğini ve internet üzerinden gönderilen tüm postaları, yapılan sohbetleri, internet telefonu aracılığıyla yapılan görüşmeleri, görüşmeyi yapan kişilerin isimlerini, bulundukları yeri ve diğer ayrıntıları izlediğini ortaya çıkarmıştı.
Snowden, Ulusal Güvenlik Kurumu'nun Hong Kong'da ve Çin'de bazı kurumları hedef aldığını da iddia etti.
Snowden'a göre, Kurum'un hedefleri arasında Hong Kong'daki Çin Üniversitesi, kamu görevlileri ve öğrenciler vardı.
Edward Snowden, Ulusal Güvenlik Kurumu'nun küresel olarak 61 bin dinleme operasyonu düzenlediğini de savundu.
Hükümet yetkilileri ise uygulamalarını ve kullandıkları sistemi savunarak telefon dinleme ve internetteki faaliyetleri izlemenin onlarca terör komplosunu engellediğini savunuyor.