Obama'dan İslam dünyasına yeni çağrı

ABD başkanı Barack Obama, Asya gezisi kapsamında uğradığı Endonezya'da Müslüman dünyasına uzlaşı çağrısı yaptı. Bu çağrı Müslüman dünyasında nasıl karşılanacak?

Roger Hardy

Orta Doğu Uzmanı

2009 Haziran ayında, ABD başkanı Barack Obama, Kahire Üniversitesi'ni tıklım tıklım doldurmuş bir dinleyici kitlesine, Müslüman dünya ile "karşılıklı saygı ve çıkar ortaklığına dayanan yeni bir başlangıç" vaat etmişti.

Obama'nın Jakarta ziyareti Müslüman dünyayla diyalog için yeni bir fırsat

Obama'nın konuşması sıcak karşılanmış, başkan iyi niyet rüzgarlarının esmesini sağlamıştı.

Ancak o günden bu güne durum bir hayli değişti. Güncel kamuoyu yoklamaları, Müslüman dünyasında Obama'nın güvenilirliğinin azalmış olduğunu ortaya koyuyor.

Reklam
Reklam

Şimdi Obama'nın Kahire'de bahsettiği yeni yaklaşımı hayata geçirmesi için yeni bir fırsatı var.

Obama'nın Hindistan, Güney Kore ve Japonya'yı kapsayan Asya turundaki son durağı Endonezya.

Başkan ziyaretinde ABD ile dünyanın en büyük Müslüman nüfusuna sahip ülkesi olan Endonezya arasındaki sıkı bağların altını çizdi.

Konu başlıkları iklim değişikliğinden terörizm karşıtı işbirliğine dek uzanıyor.

Kahire'de verilen mesajlar Obama'nın yardımcılarından Ben Rhodes'a Kahire konuşmasında gündeme gelen vaatlerin gerçekleşip gerçekleşmediğini sorduğumuzda, "bazılarının gerçekleştiği" cevabını alıyoruz.

Rhodes "mesela Irak konusunda, taahhütlerimizin arkasında durduk" diyor.

Obama'nın hedeflediği gibi ağustos ayında, Irak'taki askeri birliklerin büyük bölümünün geri çekilmesinden ve El Kaide bağlantılarının zayıflatıldığından söz ediyor.

Orta Doğu barışının sağlanması konusunda ise yanlış başlayan müzakere sürecinin devam etmesi için Obama yönetiminin çabalarının altını çiziyor.

İran konusunda ise Birleşmiş Milletler yaptırımlarını destekleyen bir ülkeler ittifakının kurulduğunu ve bundan sonraki adımın İran'a bağlı olduğunu ifade ediyor.

Reklam
Reklam

Eleştiriler azalmadı Ancak Washington'daki birçok yorumcu, Obama yönetimine eleştirel bakanların ikna olmadığını düşünüyor.

Gazeteci Bob Woodward'ın son kitabı "Obama'nın Savaşları" bu eleştirel tavrın bir örneği.

Kitapta Obama yönetiminin Afganistan stratejisi konusunda sergilediği tavrın, kendi tercihlerini gördüğü baskı sonucunda uygulayamayan bir yönetim imajı yarattığı ortaya konuyor.

En büyük kanıt ise Afganistan'daki asker sayısının artırılması sürecinde hükümet içinde yaşanan fikir ayrılıkları ve kaos.

Bush-Obama paralelliği Uzmanların bir bölümü Obama yönetimiyle yerine geçtiği Bush yönetiminin, "Müslüman dünyasının sempatisini kazanma" konusunda ne kadar fazla paralellikler sergilediğine şaşırıyor.

Her ne kadar Obama işkenceyi yasaklamak ya da "teröre karşı savaş" jargonunu resmi söylemden çıkarmak gibi bazı adımlar atmış olsa da, güvenlik politikaları açısından Bush yönetiminin birçok yöntemini devam ettirmekte.

Afganistan'daki gizli operasyonlar artış gösteriyor.

Guantanamo mahkumlarının adil yargılanması konusu halen çözümlenemedi.

Reklam
Reklam

Pakistan'da insansız hava araçlarının El Kaide şüphelilerine yönelik saldırıları arttı.

Tüm bunların üzerine bir de ABD içinde yükselen İslam karşıtı söylemi eklemek gerekiyor.

Müslüman dünyasına mesajlar Hiç şüphe yok ki, Obama'nın Kahire ya da Cakarta'da Müslüman dünyaya olumlu measjlar vermeye çabalaması, tüm stratejisini Amerikan askeri varlığına bağlamadığının bir göstergesi.

Küresel sorunlara yumuşak güç kullanarak eğilmek gerektiğine inanıyor, insansız uçaklarla değil.

Ancak İslam dünyasının, geçtiğimiz iki yıllık sürede Obama'nın bu inancı konusunda ikna olduğunu söylemek oldukça güç.