United Press International'ın (UPI) haberine göre, "Annals of Internal Medicine" dergisinde yayımlanan çalışmaya Ontario eyaletinden, vücut kitle indeksi 47 olan, aşırı obez 26 binden fazla kişi katıldı.
Bu kişilerden yarısı kilo verme ameliyatı geçirirken, yarısı ameliyat olmadı.
Operasyon geçirenlerin yaklaşık 10'da 9'una, midenin büyük bölümü ile ince bağırsağın bir kısmının devre dışı (bypass) bırakılarak, hem yiyecek miktarı hem de tüketilen gıdaların emiliminin azaltıldığı "gastrik bypass" uygulandı. Diğerlerine ise "sleeve gastrektomi" adı verilen tüp mide (mide küçültme) ameliyatı yapıldı.
Katılımcıların sağlık durumlarını yaklaşık 5 yıl boyunca takip eden araştırmacılar, bariatrik cerrahi (obezite ameliyatı) geçirenlerin herhangi bir nedenle ölüm riskinin beş yıl içinde yaklaşık üçte bir oranında azaldığını tespit etti. Bu olasılılık, 55 yaş ve üstü kişiler için yaklaşık yarı yarıya düşük çıktı.
Çalışma ayrıca, ameliyat olan bu kişilerin kalp hastalığı ve felç (kardiyovasküler hastalık) ya da kanserden ölüm riskinin de yaklaşık yüzde 50 oranında azaldığını ortaya koydu.
Çalışmanın lideri, Kanada'nın McMaster Üniversitesinden bariatri cerrahı Doçent Doktor Aristithes Doumouras, ameliyatın kendi başına belirli faydaları olup olmadığının ya da sadece kilo vermenin mi yarar sağladığının henüz belli olmadığını belirtti.
Bunun cevaplanması zor bir soru olduğunu söyleyen Doumouras, ameliyat olan kişilerin önemli miktarda kilo kaybı yaşadığını ve ameliyat olmadan büyük miktarlarda kilo vermenin zor olduğunu söyledi.
Doumouras, "Kişisel görüşüm, ameliyatın tip 2 diyabet ve kalp hastalığı için belirli faydaları olduğu yönünde. Ameliyatla kişiler, genellikle diyabet ilaçlarını, bazen ameliyattan sonraki saatler içinde bırakabiliyor. Bence ameliyat kilo vermenin ötesinde metabolik etkiler sunuyor." değerlendirmesinde bulundu.