Obezitede mide ameliyatları sihirli bir değnek değil

Anadolu Sağlık Merkezi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Tuğrul Tansuğ, obezitede mide küçültme ameliyatlarının sihirli bir değnek olmadığını, ameliyattan sonra da diyet ve egzersizin önemli olduğunu söyledi.
Baltürk Otel’de düzenlenen toplantıda Anadolu Sağlık Merkezi uzmanları obezitenin insan sağlığına verdiği zararı anlattı. Doç. Dr. Tuğrul Tansuğ, obezitenin ölümcül hastalıklara sebep olan önlenebilir hastalıklar sıralamasında sigaradan sonra ikinci sırada yer aldığını söyledi. Bu gün dünyada 400 milyonun üzerinde obezite hastası olduğunu, yine dünya nüfusunun yarıya yakının şişmanlık sorunu ile karşı karşıya olduğunu vurgulayan Tansuğ, “Ülkemizde de durum farklı değil. Obezite, Türk toplumunu da tehdit eder düzeye geldi. Şişmanlık düzeltilmediği takdirde ölümcül olabiliyor. Sağlıklı beslenme ile obezite engellenebilir bir hastalıktır. Bunun için hamilelik döneminden tutunda çocukluk ve diğer dönemlerde de sağlıklı beslenilmesiyle obeziteden korunabiliriz. Kilolu bir annenin çocuğu da kilolu olmaya yatkın oluyor.” dedi.

ÖNCE DİYET VE EGZERSİZ
Obeziteden kurtulmak için diyet ve egzersizin çok önemli olduğunu kaydeden Tansuğ, bu hastalığın doğrudan doğruya cerrahi tedavi gerektiren bir durum olmadığını vurguladı. Diyet ve egzersizle başarılı olunamıyor ve kişinin vücut kitle endeksi 40 kilo gram/metre karenin üzerinde ise o zaman cerrahiye uygunluk söz konusu olduğunu vurgulayan Tansuğ, şunları kaydetti: “Cerrahi tedavi hastalık derecesinde şişmanlık için en hızlı kilo verdiren ve sonuçları kalıcı olma açısından en önemli yöntemdir. Ameliyat sihirli değnek mi, hayır. Sadece zayıflama konusunda çaba gösterecek kişiye destek olacak yöntemdir. Ameliyattan sonra yine enerji kısıtlaması var. Gıdasını yine kısıtlayacak. Bunu yapmazsa eski haline dönmesi kaçınılmazdır.”

Şişmanlık cerrahisinde ameliyat yönteminin seçilebilmesi için kilolu hastanın ameliyattan önce her yönüyle incelenmesi gerektiği anlatan Tansuğ sözlerine şöyle devam etti: “Şişmanlık cerrahisinde tedavi; besinlerin geçişini engelleyerek veya midenin hacmini küçülterek uygulanan kısıtlayıcı yöntemler ve besinin bağırsaklardan emilimini önleyici (bypass-atlatma) yöntemler olmak üzere ikiye ayrılıyor. Üçüncü grupta da, her iki özelliği de içeren uygulamalar bulunuyor. Kısıtlayıcı yöntemlere ayarlanabilir mide kelepçesi (gastrik bant) ve tüp mide (sleeve gastrektomi) giriyor. Laporoskopik cerrahinin getirdiği kolaylıklarla artık kapalı olarak, hatta göbekten tek kesiden bile yapılabiliyor. Şişmanlığın tedavi edilmesiyle hayati risk oluşturabilecek birçok hastalığın düzeltilmesinde büyük başarı sağlıyoruz.”

Anadolu Sağlık Merkezi Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Haluk Duman ise kişinin kilo vermesinden sonra vücudunun çeşitli bölgelerinde sarkmaların olacağını ve bu sarkmaların cerrahi yöntemlerle düzelebileceğini dile getirdi. Prof. Duman, şişmanlık cerrahisini takiben yapılan plastik cerrahi ameliyatları hakkında şu bilgileri verdi: “Kişi sadece estetik cerrahi ile kilolarından kurtulabileceğini düşünürse hata eder. Takım çalışması gerekir. Bu takım çalışmasının odağında hasta vardır, diyetisyen, endokrinolog, şişmanlık cerrahı ve estetik cerrah bir arada çalışmalıdır.”

Estetik cerrahi kararının hastanın klinik gidişine bakarak verildiğini söyleyen Prof. Dr. Duman sözlerine şöyle devam etti: “Şişmanlık cerrahisi sonrasında hastaya mutlaka estetik cerrahi yapmak gerekmiyor. Kişide şişmanlık cerrahisi uygulamasından sonra sarkan karın kendi kendine düzelmiyorsa estetik cerrahi işlemi yapıyoruz. Kilolu hastalarda liposuction, karın germe, meme küçültme, dikleştirme, bacak ve kol germe gibi uygulamaları tek başına ya da ihtiyaca göre kombine şekilde yapabiliyoruz.”

Anadolu Sağlık Merkezi Kurumsal Hizmetler Müdürü Dr. Uğur Keskin, sadece obezite değil, merkezde zorlu vakalar ve zorlu ameliyatların gerçekleştirildiğini belirterek, dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanından hasta ağırladıklarını kaydetti.