PERİŞAN HALLER (ŞANSAL BÜYÜKA)
Müthiş bir başlangıç oldu... İlk çeyrekte Başakşehir‘in inanılmaz temposuna, bindirmelerine, paslaşmalarına ve gollerine tanık olduk... Fenerbahçe savunmasının da “perişan“ hallerine... İlginç olan, Rize maçı sonrası çıkan olaylarla morali ve motivasyonu “dip“ yapan Başakşehir’in maça bu kadar iyi başlaması, üç gün önce deplasmanda Galatasaray’ı yenerek morali “zirve“ yapan Fenerbahçe‘nin de bu kadar kötü başlamasıydı... Sanki iki takım arasında roller değişmişti...
VOLKAN'IN HAKKI...
Son maçlar için kaptan Volkan’ın da hakkını teslim etmeliyiz... Her savunma yanlışında, her savunma zaafında ya da rakibin her yaratıcı pozisyonunda ortaya çıkıyor, tehlikeyi önlüyor... Sezon sonu gelirken, gerçek Volkan da sahalara döndü gibi...
LENS'İ ANLAMIYORUM
Ancak Lens’i anlamakta zorluk çekiyorum... Caminanın sevgilisi gibi, bunu da açıkcası hak ettiğini düşünüyorum... Ama son maçlarda ortada hiç yok, adeta kayıpları oynuyor... Lens kendine bağlanan umutların ve gösterilen sevginin hakkını ve karşılığını daha iyi vermeli...
İLGİNÇ BİR DURUM
Fenerbahçe bu futboluyla halen lig ikinciliği için iddiasını sürdürüyor, kupa finali için avantajlı duruma geçiyorsa ortada ilginç bir durum var demektir... Zaten bu Türk futbolunun sağı-solu belli olmuyor...
EN RAHAT MAÇ (UĞUR MELEKE)
Hikayeyi biraz da bireysel arızalar belirledi elbette: Genç Faruk, hava toplarında Van Persie’yle baş edemedi; ilk dakikadan itibaren genç kaleciyi zorlayan Hollandalı, sonunda da golü kafayla buldu zaten. Başakşehir’in Faruk dezavantajını Fenerbahçe’de Şener-İsmail dengelediler, Cengiz-Visca’ya hayatlarının en rahat maçını oynattı iki bek.
UMUT VERİCİ
Tabii Başakşehir’in sağdan yaptığı bindirmelerde soldan içeri girip gol arayan Cengiz’e ayrı bir parantez açmak gerek. Türk kenar oyuncularının kronik eksikliğidir bu konu. Kuyt bu işi harika yapardı, soldan gelişen hücumlarda sağdan girip 15 gol atardı sezonda. 19 yaşında bir Türk gencinin, Cengiz’in bu işleri yapıyor olması, ülke futbolu adına umut verici.
SÜREGELEN ÇİRKİNLİKLER
Ülke futbolu adına can sıkıcı olansa, maç boyunca süregelen çirkinlikler... PFDK’nın verdiği komik cezaların etkisi daha geçmemişken, Avcı-Advocaat polemiği eklendi bir de üstüne. Başakşehirliler yedikleri ikinci golde atışın yerinden kullanılmadığı yönünde itiraz ediyorlar da, esas konsantre olmaları gereken konu bence o faulün nasıl yapıldığı.
UCUZ KURTULDU
Ozan, Emre’ye iki dakika önce sıradan bir faul yapmıştı, Emre o faulün intikamını 3 karşı faulle aldı! Golün geldiği serbest atış da, Emre’nin üçüncü intikam faulünün sonucuydu zaten. Emre kırmızı kart görmek için çok uğraştı ama Mete Kalkavan, Salih’e faulünü kaçırınca bir kez daha ucuz kurtuldu doğrusu.
BAŞKA DEVRAN (GÜRCAN BİLGİÇ)
Maç kendi içinde gerilimini üretmekte çok zorlanmadı. Lig yarışının "kopuk" takımı Fenerbahçe için en önemli hedef haline gelen kupada "yoldan çıkma" şansı yoktu. Başakşehirli oyuncuların Rize'de gazeteci linç etmeye kalkması ile birlikte, birden bire başka bir "devran" oluştu.
İLMİK İLMİK ÖRDÜ
Sezonun en önemli, en beğenilen ve en takdir edilen takımı, bir anda "hedefsiz" hale gelebilecek ortamı yaşamaya başladı. Fenerbahçe'ye avantajı verebilir, Beşiktaş ile lig finalinde ikinciliğini bile tehlikeye sokabilirdi. Abdullah Avcı ilmik ilmik ördüğü takımıyla, bir anda tüm hesaplarının boşa çıkabileceğini gördü.
HESAP RÖVANŞA KALDI
Hesap, Kadıköy'deki rövanşa kaldı. Başakşehir için oynadığı stat çok fark etmiyor. Ama Fenerbahçe kendi sahasında daha güvenli oynuyor. Finalin adını koyamadan bitirdiler 90 dakikayı...
CEZAYI ÇEKTİ (İLKER YAĞCIOĞLU)
Ligde aldığı Galatasaray galibiyetinin morali ile Başakşehir maçına çıkan Fenerbahçe, Türkiye Kupa'sını ne kadar çok istediğini dün bir kez daha belli etti. Teknik direktör Advocaat da derbi 11'inden farklı olarak sadece Ozan ve İsmail'i sahaya sürerek, maçın ciddiyetinin bilincinde olduğunu gösterdi. Maça daha organize başlayan taraf Başakşehir oldu. Fenerbahçe ise ilk bölümde bireysel yetenekleri üst seviyede olan futbolcularının ayağına baktı. Başakşehir'in genç yıldızı Cengiz'i kontrol edemeyen Fenerbahçe, cezayı kalesinde gördüğü iki golle çekti..
DENGEYİ BOZDU
Başakşehir'in attığı ilk golde büyük hatası olan Şener Özbayraklı, 61'de Van Persie'ye yaptığı asistle hatasını telafi etti. Galatasaray debisinde takımına galibiyeti getiren golün ortasını yapan Şener, üst üste 2 kritik maçta, 2 kritik gol pası vermiş oldu. Van Persie'nin golü sonrası eşitliği yakalayan Fener, rakibinin dengesini bozmayı da bildi..
BÜYÜK AVANTAJ
Bu dakikadan sonra oyunu kontrolüne alan sarı-lacivertliler galibiyet golünü atacak pozisyonları yakasala da maçı koparamadı. Ancak buna rağmen deplasmanda 2 gollü beraberlik elde eden Kanarya, sahasındaki rövanş maçı için büyük avantaj yakaladı. Fenerbahçe'nin işi Kadıköy'de daha rahat olacaktır..
DOMİNE ETTİLER (ÖMER ÜRÜNDÜL)
Başakşehir sistemi oturmuş bir takım ve planlı-programlı saha içi parselizasyonuna sahipler. Oyunu domine ederek ilk yarının tek hakimi oldular. F.Bahçe, Cengiz'in üst üste gelen güzel golleriyle çok erken iki farklı skor dezavantajına düştü. Bu durum, kalan bölüm için çok büyük bir handikaptı. Çünkü mecburen risk alınacak, bu da Başakşehir'e istediği ortamı hazırlayacaktı.
ÇİFT SANTRFOR GEREKSİZDİ
F.Bahçe, yine devre sonuna kadar sıkıntılar yaşasa da pozisyon üretemese de başka gol yemeden devreyi bitirdi. İkinci yarıda bana göre Abdullah Avcı, önemli bir hata yaptı. İşler istediği gibi gitse de çift santrfor gereksizdi. Hadi bu düzen ilk yarıda tuttu ama ikinci yarıda mutlaka bir Mustafa Pektemek-Mossoro değişikliği gerekliydi.
PROBLEM OLACAK
F.Bahçe kupanın ilk ayağında başarılı futbol sergileyemese de rövanş için istediği avantajı elde etti. F.Bahçe'nin forvetlerinde zaten büyük fizik problemi var, bir de Lens'te düşüş başladı. Bu da ileriki haftalarda problem olacaktır.
ELİNİN TERSİYLE İTTİ (TAYFUN BAYINDIR)
Fenerbahçe adına sonuç olarak iyi bir maçtı diyebiliriz... Ama oyun anlamında iyi demek Medipol Başakşehir’e haksızlık olur... Sarı-lacivertli ekip biraz tecrübe, biraz şans, biraz da ikinci yarıdaki saman alevi misali ortaya çıkan yüksek tempoyla istediğini aldı. Başakşehir ise tam anlamıyla Advocaat’ın altın tepsiyle sunduğu final şansını elinin tersiyle itti.
G.SARAY MAÇINDA GÖRDÜK
Dirk Advocaat’ın Aatıf ısrarını anlamakta ben de güçlük çekiyorum... Aatıf antrenmanlarda varını-yoğunu ortaya koyabilir, herkesin üç kere yaptığı hareketi o beş kere yapabilir, Samandıra’ya takım arkadaşlarından daha erken gelip daha geç de çıkabilir, ama bunların hiçbirisi Aatıf’ın banko bir oyuncu olduğunu göstermez... Galatasaray maçında da gördük, dün de gördük...
KALİTEDEN UZAK
Van Persie’nin gol atması, sonradan oyuna giren Salih’in istekli görüntüsü, Skrtel’in olağanüstü performansı Fenerbahçelileri en az skor kadar mutlu etmiş olabilir. Ama sarı-lacivertli ekip hâlâ kaliteli futboldan çok uzak...
OBRADOVİC'E AYIP ETTİK (MEHMET DEMİRKOL)
Başakşehir’in iki kalecisi cezalı, stoperi Yalçın yok, bekleri hücumcu yani savunma titriyor. Mahmut’un da burnu kırılıyor. Ama Advocaat durumdan habersiz. Yine kendi sahasına yerleşmiş. Benzer olaylar Fenerbahçe’nin başına gelseydi bu maç nasıl oynanırdı?
Bir dönem medya olarak Advocaat’ın resmini Obra’nın yanına koyup bir denklik, bir benzerlik aradık. Ne ayıp ettik!
Obra kim? Ntvspor için İsmail Şenol’un Obra’yla sezon başında yaptığı röportajdan biliyoruz ki, basketbolun Da Vincisi, Olimpiyatlar’da oynanan tüm savunma ve hücum setlerini ezberlemiş, analiz etmiş. Zaten kendi takımını çoktan yutmuş. Rakipleri ezberlemekle kalmamış. Rakipleri onlardan daha iyi tanıyor. Rakip olmayanları bile ezberlemiş.
KENDİ TAKIMINDAN HABERSİZ
Obra rakipleri ezbere biliyor. Bilmediklerini de biliyor. Advocaat kendi takımında kimin cezalı olduğundan habersiz. ‘Ukraynalı oyuncumuz’ diyor.
Uzatmayacağım. Bu maçı Fenerbahçe rakip ceza sahasının içinde oynamalıydı. Şartları terse çevirelim. Rize’deki olaylar sebebiyle ılıman iklimi terse dönüp kasırga olmuş Başakşehir’in yerinde Fenerbahçe olsaydı, Topal stoperde, U21 kalecisi kalede, Souza’nın maçta burnu kırılıyor... Bu maç nasıl oynanırdı? Ve skor nasıl olurdu? Siz söyleyin...
SPORDA SON 24 SAATTE NELER OLDU?