Öcalan: "Barış Manço'yu kim öldürdü?!"

İmralı’daki ilk sorgulamayı yapan emekli Albay Hasan Atilla Uğur, Öcalan’ın ifadelerini kitaplaştırdı. Teröristbaşı, PKK’yı destekleyen devletleri tek tek anlattı.

Şu anda Ergenekon tutuklusu olan Albay Uğur’un piyasaya yeni çıkan kitabında çarpıcı iddialar yer alıyor.
[** **](https://www.mynet.com/pkk-kacacak-delik-arayacak-110100595392)

1999 yılında Kenya'da yakalanarak Türkiye'ye getirilen Abdullah Öcalan'ı İmralı'da sorgulayan ilk subay olan Emekli Albay Hasan Atilla Uğur, devletin açıklamadığı, sorgu tutanaklarını yıllar sonra kitaplaştırdı. Halen Ergenekon davasından Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan Emekli Albay Hasan Atilla Uğur'un "Abdullah Öcalan'ı Nasıl Sorguladım" isimli kitabında yok yok.

Uğur’un kitabında ilginç anektodlar var...

Reklam
Reklam
- Apo, ‘Benim söylediklerime söz verdiğim hususlara inanıyor musunuz?’ diye sordu. Ben cevap vermeyince kalktı ve arkasındaki duvara asılı Türk bayrağını öptü. - Barış Manço'nun öldürüğü duyan Apo, Öldüğüne çok üzüldüm, peki kim öldürmüş' diye soruverdi. Tabiri caizse o anda hepimiz koptuk. **İşte kitaptan bazı bölümler...**
“Sorgunun ikinci günü mülakata başlamadan önce Apo, ‘Benim söylediklerime söz verdiğim hususlara inanıyor musunuz?’ diye sordu. Ben cevap vermeyince kalktı ve arkasındaki duvara asılı Türk bayrağını öptü. ‘Bana inanın, bu oyunu hep birlikte bozalım’ dedi.”
“Turgut Özal’ı çok sevdiğini ve takdir ettiğini, Necmettin Erbakan’ı da beğendiğini dile getiriyordu. Ama açıkça görülüyordu ki nefret ettiği bir tek isim vardı: Tansu Çiller... Çiller’den söz ederken yüzündeki damarlar adeta şişiyordu. Neden sadece Çiller’den nefret ettiğini sorduğumda ‘Onunla uzlaşmak mümkün değildi, bize çok zarar verdi’ dedi.” **BARIŞ MANÇO'YU KİM ÖLDÜRMÜŞ?**
Uğur, Öcalan’la yaşadıkları ilginç bir anıyı da şöyle anlattı: “Sorgunun son gününde çay molası vermiştik. Odadaki pilli radyoyu açtık. Barış Manço şarkı söylüyordu. Çayları getiren arkadaşımız radyoda Barış Manço’nun sesini duyunca, ‘Yazık oldu, iyi sanatçıydı, kaybettik’ dedi. Evet anlamında başımı sallamıştım ki Apo bir müddet yüzüme baktıktan sonra suratı asıldı ve ‘Öldüğüne çok üzüldüm, peki kim öldürmüş diye soruverdi. Tabiri caizse o anda hepimiz koptuk. **MAHKEMEYİ REDDETMEM**
Kitapta Öcalan’ın duruşmaya çıkmadan bir gece önce Atilla Uğur ile konuşmak istediği belirtiliyor ve duruşmanın başlamama tehlikesi yaşandığı şu ifadelerle anlatılıyor: Apo’ya ‘Seni dinliyorum’ dedim. ‘Benden mahkemenin birinci günü kimlik bildirimi yapmamam istendi. Böylece mahkeme başlamamış olacaktı. Ayrıca mahkemeyi reddediyorum gibi dayatmalar sergilemem istendi. Ama ben böyle bir gerginlik olmasını istemiyorum. Kimlik bildiriminde bulunacağım. Sizce de uygunsa genel bir konuşma yapacağım’ dedi. Ben araya girdim. ‘Sizce uygun lafı doğru değil. Örneğin yakalandığından bu yana herhangi bir manevi veya fiziki dayatma ve baskı gördün mü?’ dedim. Cevap verdi: ‘Kesinlikle böyle bir şey yaşamadım. Ayrıca salonda şehit aileleri olacaksa gelecekteki barışımız için onlara hitaben de acılarını paylaştığımı söylemek istiyorum.’ **YARDIMCILARIN ZAAFİYETLERİ**
Kitapta Öcalan’ın ağzından şu ifadeler yer alıyor: Benim yardımcılarım, Cemil Bayık, Duran Kalkan, Mustafa Karasu, Halil Ataç, Murat Karayılan, Ali Haydar Kaytan... Bunlar en üst düzey elemanlardır. Yerime bırakma diye bir şey yoktur. O kadar uğraş vermeme karşın hepsinde de çeşitli eksiklikler hala devam etmektedir. Cemil Bayık, askeri ve pratik alanda zayıftır. Duran Kalkan pratik alanda güçsüzdür, eğitim ve ideolojik söylemde güçlüdür. Ali Haydar Kaytan örgütlenmede dağınıktır. Şemdin Sakık konumu en zayıf olandır. Halil Ataç yüzde 10 kapasite çalışıyor. Murat Karayılan eski kaçakçıdır, halkla ilişkileri iyidir ama köylüdür. Mustafa Karasu harekat tarzında laçkalık fazla, askeri formasyondan uzaktır. **TALABANİ-BARZANİ MAŞA**
Amerika’nın bütün meselesi Barzani ve Talabani’yi devlet haline getirmektir. Asıl prensleri Barzani’dir, aynı İsrail’in prensi olduğu gibi. Talabani ve Barzani maşadır. Şimdi benim durumumdan sonra Amerika’nın en büyük yatırımı bunlara olacak ve Türkiye için tehdit bana göre daha da büyüyecektir. Bunların oyunlarını boşa çıkarmak için ben hizmete hazırım, örgütü sizin uygun göreceğiniz şekilde bunların üstüne yöneltebilirim. **VEKİLLERE TALİMAT**
(1991 genel seçimleriyle ilgili): Seçimlerden önce Zübeyir Aydar, Ahmet Türk, Hatip Dicle, Leyla Zana, Sedat Yurttaş ve Sırrı Sakık ile görüştüm. Kimisi ile yüz yüze kimisi ile telefonda görüştüm. Meclis’e kendi kıyafetinizle gidin, Meclis’te Kürtçe konuşun, yani Kürt olduğunuzu belirtin talimatını verdim. Kitapta, Öcalan sorgusunda örgötü destek olan ülkelerle ilgili ilginç itiraflarda bulunuyor. Öcalan, ülkeler hakkında şu bilgileri veriyor:
**Suriye:** Suriye Kürtler arasında örgütlenmeye izin verdi. Sınır geçişlerinde kolaylık sağladı, maddi gelir elde etmemizde engel çıkarmadı. Suriye'de yapılan çalışmalar sonrasında 1 milyon dolar bağış topladık. Muhaberat buna göz yumuyordu. Zaman zaman muhaberatın arabalarını da kullanıyorduk.
**İran:** Türkiye'deki Hizbullah'ın faaliyet alanına müdahale etmemek şartıyla İran ile anlaştık.
**Rusya'dan** alacağımız silahları İran üzerinden teslim alacaktık. İran'daki kamplar, yaralı ve hastaların tedavi edildiği kamplardı. Zağros'ta 2500 civarında PKK'lı vardır. Bu bölge silah, uyuşturucu ve hayvan ticaretinin yoğun olduğu ve rant paylaşımının yaşandığı yerdir. Yani oradaki gelirlerimiz Avrupa'dakine yakındır.
**Almanya:** Almanya ile ilişkilerimiz 1980'de başladı. Alman devleti de ilişkilerimizde örgütü yanına alma politikası izledi. Örneğin Kani Yılmaz'ın sığınma talebini kabul edip, pasaport verdi. Alman Gizli Servisi'nden Lummer benle Suriye'de görüşerek eylemlerimizi durdurmamızı istedi. Ben Almanya'daki eylemlerimizi durdurma karşısında bize yumuşak davranmalarını istedim. Öyle de oldu. Bir çok arkadaşımıza pasaport ve sığınma hakkı verdiler. Almanya PKK konusunda kendi çizgisinde kadro oluşturmak istemektedir.
**Bulgaristan:** Sofya'nın merkezinde bir büromuz mevcuttur. 100 kadar aile ile ilgileniyorlar.
**Sırbistan:** Sırbistan'da 20 adet Strella füzesi satın aldım. Ama Sırplar çok daha fazlasını bize destek için parasız verdiler.
**İngiltere:** Bakın bizim konumuza en akıllı yaklaşan İngiltere'dir. İngilizlerin esas ilgi alanı Celal Talabani'dir. İngiltere bizimle hiç siyasi ilişki kurmadı ama bazı lordlar benimle görüşüp "sizi destekliyoruz" dediler. Yani aynı Şeyh Said konusu gibi gizli olarak en büyük destek hep İngilizlerindir.
**Hollanda**, bizim üstlenme ve eğitim alanımızdır. En çok destek ve para bulduğumuz ülkedir.
**Fransa'da** özellikle STK'lar çok destek oldu. Orada yaşayan Kürtlerden iyi bağış toplarız.
**Amerika:** ABD'nin bütün meselesi Barzani ve Talabani'yi devlet haline getirmektir. Amerika bize çok yüz vermiyor görünse bile bölge politikası belirlenirken bizim de elinde piyon olmamızı hedefliyor.
**Yunanistan:** PKK ile Yunanistan ilişkileri Suriye -PKK ilişkilerine benzerlik göstermektedir.
1993'te Yunanistan'da PKK kampları açıldı. Lavrion kampında PKK'lılara daha çok ideolojik eğitim veriliyordu. Dimitri Elen kampında elemanlarımıza bomba eğitimi verilir. Yunanistan istihbaratının bize büyük desteği vardır.
**Köylü, beceriksiz, laçka, yeteneksiz**
Uğur'un kitabına göre Öcalan örgüt yönetimindeki kişileri "Köylü", "Beceriksiz", "Laçka", "Yeteneksiz", "Pratiksiz" diye aşağılıyor. "PKK'da ikinci adam yok" deyin Öcalan, "Karayılan köylüdür, Duran Kalkan, güçsüzdür. Cuma kod adlı Cemil Bayık, askeri ve pratik anlamda zayıftır. Fuat kod adlı Ali Haydar Kaytan, örgütlenmede oldukça dağınıktır. Botan Kod adlı Nizamettin Taş, askeri formasyondan uzaktır, biraz köylüdür. Avareş Kod adlı Mustafa Karasu, kırsala çıktığında iradesiz bir görünüm çizdi. Örgüt çizgisini fazla tutturamadı" ifadelerini kullanıyor.
Anahtar Kelimeler: