PKK’nın eylemsizlik kararının ardından, “Öcalan ve PKK ile pazarlık yapılıp yapılmadığı” tartışması alevlenirken, Başbakan’ın danışmanlarından Yalçın Akdoğan’dan ilginç bir değerlendirme geldi. Akdoğan, Star gazetesinde “siyaset bilimci” titriyle yayınladığı makalesindeki, “Elbette devletin ilgili kuruluşlarının devletin cezaevinde kalan bir mahkumla ister istemez bir diyaloğu olacaktır” diye yazması tepki topladı.
MHP: Cezaevlerinde binlerce mahkum var
Bu sözler, muhalefet tarafından iktidarın Öcalan ile müzakere masasında olduğunun somut itirafı olarak nitelendirildi. Öcalan ile 4 kez görüşlüdüğü iddiasını sık sık dillendiren MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Akdoğan’ın yazısının, hükümetin İmralı ile müzakere ettiğinin somut göstergesi olduğunu söyledi: “Diyalog karşılıklı müzakere demektir. Akdoğan da doğrudan İmralı canisi ile diyalog kurulabileceğini savunmaktadır. Çünkü artık mızrak çuvala sığmıyor. Müzakere yapmıyorlar da geyik muhabbeti mi çeviriyorlar. Müzakere yoksa o görüşmelerde ne yapıyorlar? Sayın Başbakan’a soruyorum; bu görüşmelerin tutanakları var mı? Bu diyaloglar kimlerle gerçekleştirildi, masada ne var? Öcalan kendisine af getirilmesini istedi mi? Bu sorulara kamuoyu yanıt bekliyor. Cezaevinde binlerce mahkum var. Devlet her biriyle görüşüyor mu?”
CHP: PKK’yı meşru hale getirmeye çalışıyorlar
MİT Müsteşarı’nın İmralı’da Öcalan ile görüştüğü iddiasını gündeme getiren CHP’li Tacidar Seyhan da, Akdoğan’ın yazısıyla ilgili şunları söyledi: “Türkiye’de bir süredir, iktidarın yaptığı her girişimi meşru hale getirmeye çalışıyorlar. Terörle mücadele bir politikadır. Bu politikada barışçıl yolların kullanılmasını, bu yolda da müzakere edilmesini bir nebze anlayabiliriz. Ama bir yandan TSK hedef almış diğer yandan şehitlerimiz olmaya devam ederken, Türkiye’nin geleceğini etkileyecek referandum sürecine bunların sığdırılması, referandumun adeta bir pazarlık konusu haline getirilmesi kamuoyunda derin yaralar açmıştır. Müzakere yapılacaksa bunun stratejisinin kamuoyuyla paylaşılması gerekirdi. Bunu kamuoyuyla muhalefet partileriyle paylaşmadan, sürecin altından kısa süreli kalkamak için örgütü muhatap almak, terör örgütüne meşruluk kazandırma anlamına gelir. Devletin görevi meşru olmayan kurumu meşru haline getirmek değildir. Böyle yapmaya devam ederse örgütün bundan sonraki taleplerine de aynı şekilde cevap vermek zorunda kalacaktır. Yapılan terörle mücadele değil kısa süreli geri püskürtülmesini hedeflemektedir.”
Yalçın Akdoğan: ‘Mahkumla diyalog olabilir’ demişti
Başbakan’ın danışmanı Yalçın Akdoğan, Star gazetesinin “Açık görüş” ekindeki yazısında özetle şöyle demişti: “PKK’nın Mayıs sonuna kadar eylem yapmama kararında olması ve 1 Haziran’da yeniden eylemlere hız vermesi nasıl hükümetle varılan bir anlaşmanın neticesi değilse, bu seferki eylemsizlik kararı da böyle bir müzakere veya uzlaşının neticesi değildir. Hükümetin PKK gibi bir örgütle pazarlık veya müzakere yapması sözkonusu değildir. Elbette devletin ilgili kuruluşlarının devletin cezaevinde kalan bir mahkumla ister istemez bir diyaloğu olacaktır. Bu diyaloğu bir pazarlık veya müzakere olarak yorumlamak da son derece yanlıştır. Nitekim Öcalan’ın ‘12 Eylül’e kadar izleyip bakacağım, sonra daha büyük bir savaş başlayabilir’ mealinde sözler sarfetmesi, tek taraflı bir durum olduğunu, bir anlaşma ve mutabakat olmadığını ortaya koyuyor. Öcalan, yeni bir kart açarak, süreci şekillendirmeye çalışmaktadır.”(Vatan)