Ödül töreninde gerginlik!

Türkiye Gazeteciler Cemiyetince (TGC) bu yıl 36'ıncısı düzenlenen ödül törenine bir gazetecinin, "Savaş kışkırtıcısı bir yazarın eserinin ödüllendirilmesini kınıyorum" diye bağırması damgasını vurdu.

Türkiye Gazeteciler Cemiyetince bu yıl 36. düzenlenen “Sedat Simavi Ödülleri" sahiplerini buldu. Gazeteci Utku Çakırözer, Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan "Suriye Devlet Başkanı Cumhuriyet’e Konuştu. Esad: Keşke Düşürmeseydik" başlıklı söyleşiyle "Gazetecilik Ödülü"ne layık görüldü. Türkiye Gazeteciler Cemiyetince (TGC) bu yıl 36’ıncısı düzenlenen, 9 dalda sanatçı, gazeteci, yazın, spor ve bilim insanlarına verilen "Sedat Simavi Ödülleri" The Marmara Oteli’nde düzenlenen törenle sahiplerini buldu. Gecede konuşan TGC Başkanı Orhan Erinç, 2012’de yaşananlarla ilgili salonda bulunanlarla dertleşme ihtiyacı duyduğunu belirterek, “Çünkü medyanın geldiği yer ve medya mensuplarına, gazetecilere uygulananlar 2012 yılında neredeyse tavan yapmış durumda. Bu, daha çok yasalar yapılırken, yoruma açık maddeler oluşturulmasında ve gerekçelerde belirtilen amaçlarla maddelerin yazılışındaki hataların yorumundan kaynaklanan bir durum diye düşünüyoruz. Mesela ceza yasasında çeşitli maddeler ifade özgürlüğünün önünü kesiyor. Ama bir de Terörle Mücadele Yasası var ki, Türkiye’de herkesi terörist diye yargılamak ve bu iddia nedeniyle tutuklamak doğal bir görüntü oluşturmaya başladı. Özellikle uzun tutukluluk sürelerinin ceza infazı dönüşmüş olduğu bir süreçte yaşıyoruz. Bilindiği gibi terörle mücadele yasası kapsamında tutukluluğun 10 yıl olduğuna diğer suçlar ile ilgili de 5 yıl olduğuna ilişkin yargı kararları var. Buna rağmen yasama ve yürütme yetkilileri uzun tutukluluktan şikayet ediyorlar. Oysa uzun tutuklulukla ilgili görüşlerinde samimi iseler yasaları değiştirmek de onların görevi ama Türkiye’de eylemden çok söz geçerli olduğu için bu yakınmaları genelde kabul etmek gibi bir çoğunluk görüşü de gündemde yerini almış oluyor" dedi.

Reklam
Reklam

YIPRANMA HAKKI BİLİM DIŞI BİR GEREKÇEYLE KALDIRILDI

2008 yılında kaldırılan yıpranma hakkının bilim dışı bir gerekçeyle kaldırıldığını belirten Erinç, “O dönemde yaptığımız başvurular ne yazık ki siyasal tercihler yüzünden yerine getirilmedi. Sayın Bakan o dönemde, 2098 sayılı yasanın basındaki teknoloji değiştiği için kaldırıldığını açıkladı. Yürütme sözcüleri yıpratma hakkının geri getirilmesi konusunda görüş açıkladılar, çalışmalar yaptılar ama bir sonuç çıkmadı. Son öğrendiğimize göre bilimsel kurul konuyu inceliyormuş. Bilim dışı bir nedenle kaldırılan yasanın bilimsel yönden çalışmaya açılmasını anlamak zor. İkincisi Avrupa’da var mı? diye araştırıyorlarmış. Avrupa’da yok çünkü Avrupa’daki sosyal sigortalılık bir işverenin yanında çalışılarak kazanılmıyor" dedi.

İNTERNET GAZETECİLERİNİN GÖREV TANIMI YOK

Bir başka mesleki sorunun internet gazeteciliği ve internet gazetecilerinin hukuki tanımlarının yapılmamış olması olduğunu belirten Erinç, “Bu hukuki tanımlama yapılmadığı için internet alanında görev yapan meslektaşlarımız çeşitli sosyal ve ekonomik haklardan yararlanamıyor. Görev tanımları olmadığı için de meslekte tanıtma kartı olan basın kartından da yoksun kalıyorlar. Oysa bir madde ile internet gazetesinde çalışan meslektaşlarımızın sorunları çözülebilecek durumda ama nedense bu konuda herhangi bir gelişmeyi izleyebildiğimizi söylemek zor" diye konuştu.

Reklam
Reklam

ÖDÜL TÖRENİ SIRASINDA GERGİNLİK

Televizyon dalında, TRT Türk kanalında yayınlanan “Masumiyet Müzesi" adlı programıyla ödüle layık görülen Demet Hasalçin ödülünü alırken, izleyiciler arasında ayağa kalkan, Aydınlık Gazetesi’nde zaman zaman yazılar yazan Gazeteci-eleştirmen Sadık Albayrak, “Masumiyet Müzesi adlı kitabın yazarı Orhan Pumuk’u kastederek, “Savaş kışkırtıcısı bir yazarın eserinin ödüllendirilmesini kınıyorum diye bağırdı. Eylemini sürdüren Albayrak, susmasını isteyen bir kişiyle tartışarak, yumruklaştı. Albayrak daha sonra araya girenler tarafından sakinleştirilerek salondan çıktı. Albayrak eyleminin nedenini, Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk'un da aralarında bulunduğu dünyaca ünlü altı yazar ve aydın, Suriye lideri Beşar Esad'a açık bir mektup yazmasını ve mektupta Libya Lideri Kaddafi’nin örnek gösterilmesi ile savaş kışkırtıcılığı yapıldığını ve bunu yapan bir yazarın eserinin televizyon programına ödül verilmesi olduğunu söyledi.

ÖDÜLLER

Gazetecilik: Utku Çakırözer, Cumhuriyet Gazetesi’nde yayınlanan “Suriye Devlet Başkanı Cumhuriyet’e Konuştu Esad: Keşke Düşürmeseydik" başlıklı söyleşisi ile.

Reklam
Reklam

-Seçici Kurul ayrıca, Kadir Can’ı “12 Eylül 1980 Akıl Tutulması" adlı albüm kitabı nedeniyle övgüye değer gördü.

Radyo: Tanju Yenisey, Avustralya Devlet Radyo Televizyon Kurumu SBS Radyosu’nda yayınlanan "Çok Kültürlülük Başarısız mı oldu" adlı radyo programıyla.

-Seçici Kurul ayrıca, Özlem Devrim Bahar – Başar Tıkman’ı Yön Radyo’da yayınlanan “Başka Türlü: Adressiz Hayatlar / Gurbet İşçileri" dlı ortak radyo programı nedeniyle övgüye değer gördü.

Televizyon: Demet Haselçin, TRT Türk kanalında yayınlanan “Masumiyet Müzesi" adlı televizyon programı ile.

-Seçici Kurul ayrıca, Özgen Bingöl ve Arda Sevimli’yi Kanal D’de yayınlanan "Panzer Dur" adlı ortak haberi nedeniyle övgüye değer gördü.

Edebiyat: Ahmet Cemal, "Lanetlenmiş Ağustosböcekleri" adlı deneme kitabıyla.

Sosyal Bilimler: Prof. Dr. Zafer Toprak, “Darwin’den Dersim’e Cumhuriyet ve Antropoloji" adlı eseriyle.

Fen Bilimleri: Yrd. Doç. Dr. Kâzım Büyükboduk, “Stark Birimleri ve Tümden Gerçel Sayı Cisimleri İçin Iwasawa’nın Ana Sanıları" adlı makalesiyle -Seçici Kurul ayrıca, Prof. Dr. Seyhun Topbaş’ı “Kekemelik İçin Terapi ve İnternet Ortamında Topluluk Temelli Özyardım Destek Grupları Oluşturma Çalışması" adlı eseri nedeniyle övgüye değer gördü.

Reklam
Reklam

Görsel Sanatlar: Füsun Onur, “Kassel - Almanya'daki 13. Documenta etkinliğindeki sergisi ile.

Spor: Aslı Çakır Alptekin, Atletizmde 1500 metre Olimpiyat ve Avrupa Şampiyonu olması nedeniyle.

-Seçici Kurul ayrıca, Nazmiye Muslu’yu halterde (40 Kg.) Paralimpik Oyunlar Şampiyonu olması nedeniyle övgüye değer gördü.

Anahtar Kelimeler: