OECD anketi: AB'nin işücüne ihtiyacı var

OECD tarafından ilk kez düzenlenen AB Ekonomi Anketi'nde, Avrupa Birliği'nde genişlemenin, nüfus yaşlanmasının getireceği zorlukların üstesinden gelinmesine yardımcı olacağı belirtildi.

Anketle ilgili raporda işgücü hareketliliğin ülkeleri ve şirketleri geliştirip güçlendireceği belirtilirken "AB işgücünün sadece yüzde 4'ü herhangi bir farklı üye devlette yaşamış ve çalışmıştır. Dil engeli bunu tümüyle açıklamamaktadır" denildi.

İlk kez düzenlenen Avrupa Birliği Ekonomik Anketi yayınlandı. Ankete ilişkin hazırlanan raporda, AB'nin karşı karşıya kaldığı temel ekonomik zorluklara ilişkin OECD değerlendirmeleri ve tavsiyeleri yer alıyor.

Reklam
Reklam

DAHA BÜYÜK İŞGÜCÜ HAREKETLİLİĞİ BİRLİĞİ GÜÇLENDİRİR

Raporda AB'nin genişlemesiyle ilgili değerlendirmeler de yer aldı.

"Daha büyük işgücü hareketliliği Birliği güçlendirir" başlıklı bölümde, genişleme politikalarına ilişkin, hareketli bir işgücü potansiyelinin, özellikle komşularıyla senkronize olmayan ekonomiler için güvenli bir supap rolü oynayacağı belirtildi. Bunun özellikle euro bölgesi için önemli olduğu belirtilirken işgücü hareketliliğinin yeni bakış açıları, beceri ve düşünceler getirdiği için şirketleri de daha üretken ve yenilikçi hale dönüştüreceği belirtildi.

Avrupa'da hareketliliğinin (mobilite) düşük olduğu belirtilen raporda, "AB işgücünün sadece yüzde 4'ü herhangi bir farklı üye devlette yaşamış ve çalışmıştır. Dil engeli bunu tümüyle açıklamamaktadır" denildi. Politika engellerinin büyük çoğunlukla ortadan kaldırıldığı, temel istisnaların yeni üye devletlerden göçmenlere ilişkin geçiş kısıtlamaları içerdiği belirtilen raporda, "Şu anda AB'de 15 ülkelerinin yarısına yakını, 2004'te Birliğe katılan 10 ülkeden işçilere serbest geçiş hakkı veriyor, fakat bunlardan sadece ikisi Bulgaristan ve Romanya'dan işçilere kapılarını tamamen açmıştır" denildi.

Reklam
Reklam

GENİŞLEMENİN ZORLUKLARI DA VAR

Genişlemenin yarar kadar zorlukları da beraberinde getirdiği belirtilen raporda, "2004'ten bu yana katılan 12 yeni üye devlet, Birliğin nüfusunu yüzde 27, GSYİH'sını ise yüzde 6 artırdı. Ancak bu ülkeler de yetişiyorlar ve diğer ülkeler için olanaklar ortaya koyuyorlar. Avrupa aynı zamanda teknolojik değişim, küreselleşme ve yaşlanan nüfusun getirdiği zorluklarla karşı karşıya bulunuyor" denildi.

AB KOMİSYONU HUKUKİ DEĞİL EKONOMİK BAKMALI…
Raporun AB genişlemesini değerlendiren bölümlerinde, AB Komisyonu için, "Komisyon yeni inisiyatifleri hukuki değil ekonomik açıdan ele alırsa, bu onun büyük ekonomik kazanımlar üzerinde odaklanmasına yardımcı olur. Doğru müdahale çeşidini seçmek giderek daha zorlaşıyor, çünkü genişleme Birlik içinde daha fazla çeşitlilik getirmektedir ve bu nedenle gündem de daha çok ‘dolaylı' ticaret engelleri tarafından belirlenmektedir" değerlendirmesi yapıldı. Dolaylı ticaret engellerinin özel amaçlara yöneldiği, tek pazara giden yolu da yan etkilerle engellediği de belirtildi.

Reklam
Reklam

"GENİŞLEME GÖÇMEN SELİNE YOL AÇMADI"
Bugüne kadarki genişlemenin, başlangıçta korkulduğu gibi "göçmen seline" yol açmadığı belirtilen raporda, genel göç seviyesinin bir hayli "alçakgönüllü" olduğu, İrlanda ve İngiltere gibi ülkelerin ise yeni üye devletlerden önemli ölçüde işgücü aldıkları belirtildi. Raporda şöyle denildi:

"İrlanda ve İngiltere'de kısıtlama bulunmamaktadır. Bu ülkelere işgücü akışı, istihdam açığını ve ücretlerde aşırıya yönelme gibi riskleri azaltmaktadır. Kanıtlar, yeni üye devletlerden gelen göçmenlerin istihdam oranının, gittikleri ülkenin işgücü piyasasının esnekliğine olduğu kadar genel ekonomik duruma bağlı olduğunu da ortaya koymuştur. Bu kişilerin istihdam oranları İrlanda ve İngiltere'de yüksektir ancak, örneğin Almanya ve Finlandiya'da istihdamları iyi durumda değildir. Geleceğe bakarken, eski üye devletler göçten çok fazla korkmayabilir."

Kamuoyunun AB genişlemesi dolayısıyla kafa karışıklığına uğradığı, yeni üye devletlerden işçi akışı korkusuyla işçi göçünü önlemek üzere geçici kısıtlamalara gidildiği belirtilen raporda, genişlemeyle ilgili şu ifadeler yer aldı:

Reklam
Reklam

"-Piyasa desteği önlemi ve çiftçilere doğrudan destekte bütçe üst sınırı 2013'te gündeme gelecek. AB genişlemesinin bir sonucu olarak çiftçi sayısındaki artışına rağmen, sarfta artış yıllık en fazla yüzde 1 olabilir.

-Yeni Üye Devletlerden Sınırlı Göç: Sosyal haklarda düşüş ve yeni üye devletlerden büyük göçlere ilişkin büyük endişelere karşın, AB10 ülkelerinde (AB'ye 2004'te katılan çoğunlukla orta ve doğu Avrupa ülkeleri) işçilerin gelirden aldıkları pay, hala son derece mütevazidir. 2006 itibarıyla AB10 işçilerinin göçü, kimi ülkeler için yüksek sayılabilir ancak buralardan AB15 ülkelerine (1995'te AB'ye katılan ülkeler) göç düşüktür.

-İşçi göçüne kısıtlamalar AB'ye girişten 7 yıl sonrasına kadar yürürlükte olacak. AB8 için Mayıs 2011'de, Romanya ve Bulgaristan için Aralık 2013'te bitecek."

ANKA