OECD'nin krizden kayıp tahmini

PARİS (ANKA) – Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) küresel krizin maliyetine ilişkin kayıp rakamlarını güncelledi. 2007'de 300 milyar dolarlık bir küresel kayıp tahmin eden OECD, bu rakamın 422 milyar dolara ulaşabileceğini belirtti. OECD Finansal Piyasalar Komitesi toplantısında iskontolu devlet iç borçlanma senetleri yönteminin krizle mücadelede kullanılabileceği örneğine yer verilirken kurum ekonomisti Adrian Blundell-Wignall'ın ""Bundan böyle; olası tüm finansal sistemlerin en iyisine sahip olduğumuz görüşünü ileri sürmek mümkün olamayacak" sözleri alıntılandı.

Reklam
Reklam

-SUBPRIME RAPORU AÇIKLANDI–
OECD Finansal Piyasalar Komitesi toplantılarında görüş birliği sağlanan konularla ilgili yazılı açıklama yapıldı. Toplantılar sırasında kurumun hazırladığı "Subprime Krizi: Boyut, Borçlarda Hafifleme ve Politika Seçenekleri" raporu da açıklandı. Raporda 2007'de son kriz dolayısıyla piyasaların 300 milyar dolar kayba uğrayacağının tahmin edildiği hatırlatıldı ve tahminlerin güncellenmesiyle ilgili şöyle denildi:

-İSKONTOLU İÇ BORÇLANMA SENETLERİ-
"2007'de OECD resmi olarak, krizden kayıpların yaklaşık 300 milyar dolar düzeyinde olacağını tahmin etmişti. O günden bu yana tahminlerin dayandığı piyasa fiyatları hesaplamalar için sağlıksız hale geldi, değişik bir metodoloji kullanarak OECD, kayıpların 422 milyar dolara ulaşacağını, bunun 90 milyar dolarının ABD bankalarına ait olacağını tahmin etmektedir. Kayıplar bu düzeye ulaşırsa, bankaların sermaye artırmaları, kredi koşullarında sıkılaşma, kredi genişlemesinde belirgin azalma ve düşük likiditenin daha sert etkilerinden sakınmak için esas olacaktır. Bankalar için bu kayıpları karşılamak 9-12 ay, eğer gerçek genişleme için sermaye gerekiyorsa daha uzun bir süre alabilir. Bu dönem içindeki sınırlı kredi ortamının bazı ekonomik sonuçları olabilir. Özel sermayenin enjeksiyonu tercih edilir ancak OECD, ABD'de federal fonların kullanımını denetlemekle görevli kamu kuruluşu Resolution Trust Corporation modeline benzer bir yaklaşımla yapılabilecek, iskontolu devlet iç borçlanma senetleri ihracını da içeren, ilginç bir örnek de ortaya koymaktadır."

Reklam
Reklam

-YENİ BİR "RİSKTEN HABERDAR OLMA KÜLTÜRÜ" ... –
OECD açıklamasında ayrıca dünyanın, insanların giderek, daha çok risk yüklendikleri bir duruma yöneldiği, endişelerin krediyle kısıtlı olmadığı, "sub-prime mortgage"yi ve sigorta ile emeklilik ücretlerini de kapsadığı bildirildi, "Bu durum, OECD'nin teşvik ettiği yeni bir ‘riskten haberdar olma kültürü' ve finansal eğitim mekanizmasına geçilmesini gerektirmektedir" denildi. Açıklamaya göre, Finansal Piyasalar Komitesi, devam eden finansal piyasa krizinin öne çıkardığı konulara çözüm bulmak için temel finansal sistem reformları ve bunların kurallı biçimde yönetilmesinin gerekli olduğunu bildirdi.

-ÖNCELİK ÖZEL SEKTÖRÜN ANCAK DEVLET MÜDAHALESİ DE OLABİLİR-

Finansal piyasaların iyileşmesinin hızlandırmak için krizde önceliğin özel sektör girişimlerine verilmesi zorunluluğunu savunan ancak devlet müdahalelerinin de gerekli olabileceğini belirten Finansal Piyasalar Komitesi merkez bankalarının piyasaların sakinleşmesini sağlamak için çeşitli adımlar attıklarını ancak endişelerin sürdüğünü ve sorunlu durum tam anlamıyla ortadan kalkmadığını kaydetti. Krizin daha geniş etkilerinin ekonomide görülme olasılığının ABD için açıkça arttığını, diğer ekonomilerin bundan uzun süre bağışık kalacakları iddiasının aydınlığa kavuşmadığını savunan OECD FPK çalışmalarıyla ilgili açıklamada OECD Finansal ve Girişim İlişkileri Direktörü Adrian Blundell-Wignall'ın "Bundan böyle; olası tüm finansal sistemlerin en iyisine sahip olduğumuz görüşünü ileri sürmek mümkün olamayacaktır" sözlerine yer verildi. Açıklamada şöyle denildi:
"-OECD FPK, 14-15 Nisan tarihli toplantısında son Finansal İstikrar Forumu ve G7'nin krize yönelik tesviyelerini onaylamaktadır. OECD finansal sistemde yapılacak temel reformlar ve bunlarla ilgili regülasyonların gelecekteki politika tartışmalarının ana odak noktası olması gerektiğine inanmaktadır.
-Toplantıya katılan özel kesim temsilcileri arasında finansal piyasalar için görünüm ve istikrarda belirsizliğin yaşandığı konusunda yaygın görüş bulunmaktadır. Özel kesim temsilcileri finansal piyasanın iyileşmesinin 12 ya da 18 ay arasında bir süre alacağını tahmin ettiler. Bu tahmin şu anda piyasalarda yaygın olan bir ‘korku faktörünü' ve uzun vadeli yatırımcıların piyasalara kısa vadeli amaçla dönmemeleri olasılığını yansıtıyor."
Toplantılarda bir konuşma yapan OECD Finansal Piyasalar Komitesi Başkanı Avusturya Maliye Bakanı Thomas Wieser, şimdiki finans regülasyonlarının küreselleşmeden önceki basit dünyayı yansıttığını belirtirken, "Yeni iş bölümü kısmen küresel dengesizliklere yol açtı. Finansal piyasalar için, yeni realiteleri hesaba katacak, etkinliği korurken istikrarı artıracak işbirliği çerçevesini sağlamaya ihtiyacımız var. OECD yeni ortaya çıkacak finansal görünüme regülasyon çerçevesini kabul etmeye yönelik ihtiyaç duyulan reformlar üzerinde tavsiye ve derin analizleri sağlayacak tek yerdir" dedi.
OECD Finansal Piyasalar Komitesi son gelişmelerin mevduat sigorta sistemlerinin tasarlanmasının önemini bir kez daha vurguladığını da kaydetti. Açıklamada, "Örneğin mevduata maksimum sigorta söz konusu olduğunda, düşük düzeyde sigorta uygulaması ya da kısmi sigorta uygulaması, zor bir anda mevduatların çekilmesi için ‘bankalara hücumu' engellemeyebilir. Ancak daha büyük garantiler, hatalı ya da dikkatsiz uygulamalar sonucu ortaya çıkabilecek olumsuz durumlar için de daha büyük risk oluşturmaktadır. Bunu önlemek için ortaklaşa sigorta ve risk bazlı primler yardımcı olabilir" denildi.

Reklam
Reklam