ÖĞDER (Şuurlu Öğretmenler Derneği) Erzurum Şube Başkanı Abdullah İkinci, üniversiteler ve bir kısım kolejlerde giderek yaygınlaşan yabancı dille eğitimin bir dil öğrenmenin yolu olarak gösterildiğini belirterek, “Yabancı dille yapılacak eğitimin, bilimde ilerlemenin ve evrenselliği yakalamanın bu şekilde gerçekleşeceği öne sürülüyor. Ancak yabancı dille öğretim, bir yabancı dil öğretme yöntemi değildir. Dünyanın gelişmiş ülkelerinde yabancı dille eğitim yoktur. Yabancı dille eğitim, ancak müstemleke veya işgal altındaki ülkelerde, geri kalmış, manda altında kalmış, kendi olamamış, kendine güvenemeyen ülkelerde geçerli bir eğitim şeklidir. Bu durum ne yazık ki, toplumumuzda ‘yabancı dille eğitim’ ile ‘yabancı dil öğretimi’ arasındaki farkın henüz yeterince kavranmamış olmasından kaynaklanmaktadır” dedi.
“Yabancı dilde eğitimin şahsiyetsizliği, ezikliği ve silikliği getirir” diyen İkince yaptığı açıklamada şunları kaydetti; “Aklımızı başkasının kılavuzluğu olmadan kullanamama zavallığından kurtulamayız. Yabancı dille verilen eğitimle belli kalıplar ve kurallar dışında fazla bir şey öğrenilmez. Ayrıca yabancı dille eğitim yaparak, kendi dilimizle bilim yapılamayacağını kabul etmiş ve dilimizin gelişimini de önlemiş oluruz. Öyle ise yabancı dil öğretiminde nasıl bir yol takip edilmelidir: İlk ve orta öğretimde öğrencilere iyi derecede bir veya birkaç yabancı dil öğretilmeli, yüksek öğretimde de branşında ve alanında bir yabancı dilden çok isim, sıfat, terim ve kavram kullanılıyorsa, sadece terminolojinin kazandırılması yoluna gidilmelidir.
Görülüyor ki, nereden bakılırsa bakılsın, bugün Türkiye’deki bazı üniversitelerde kısmen veya tamamen yabancı dille eğitim uygulaması, öğrencilerin daha henüz akademik derslerini takip edebilmeleri için yeterli bir yabancı dil seviyesine ulaşamadan ve hedefleri gerçekçilikle bağdaşmayan, öğretim - öğrenim sürecini yavaşlatan, zorlayan, hatta engelleyen, öğrencileri sorgulama, araştırma ve yorum yapabilme becerisinden yoksun bırakan, onları ezbere iten “göstermelik” bir eğitime dönüşmüştür.
Ülkedeki tüm üniversitelerimizin de dünya bilimine katkısı hep olmalı. Bunu sağlamak için bilim insanlarımızın bir ya da birden çok yabancı dil bilmesinin elbette yararı var. Ancak bunu sağlayabilmek için yabancı dil öğretimi gerekiyor ama yabancı dille eğitimi gerektirmiyor. Eğer dünya bilimine gerektiği biçimde bir katkı sağlanamıyorsa, bunun gerçek nedenleri aranmalıdır. Evrensel bilime katkının yolu hiçbir zaman teslimiyetçilik değildir.
Türkiye örneğinde olduğu gibi yabancı dilde eğitimin uygulandığı tüm ülkelerde eğitim sisteminin yozlaştığını, bilimsel gelişimin baltalandığını ve gençliğin eğitim aldığı dilin arkasındaki kültüre hayran, kendi değerlerini küçümseyen, kozmopolit bir ruhla yetiştiğine tanık oluyoruz. İngilizce kitaplarında anlatılan konu ve verilen örneklerin milli kültürümüze aykırı olduğunu görmekteyiz.
MEB’in son günlerdeki çalışması ile ilkokul 2.sınıftan itibaren dil öğretimi başlayacağı söyleniyor. Küçük yaş gruplarında İngilizce ders olarak branş öğretmenleri tarafından belli saatlerde verildiği sürece başarılı olunması zor. Yabancı dil eğitimi, diğer dersler gibi bir disiplin, sistematik bir öğreti gerektiren akademik bir ders değil. Belli becerilerin (dinleme, konuşma okuma yazma) kazanılmasıyla beslenerek gelişir. Bunun için de derste kitaba bağlı sistematik bir öğretim yerine; dil becerilerinin öğrencilere kazandırılarak geliştireceği, onların yaş ve ilgi alanlarına uygun etkinlikler yapılmasında yarar var”
İkinci, “Şuurlu Öğretmenler Derneği olarak yabancı dil öğrenmeye değil yabancı dille eğitime, yabancı dil eğitimi adı altında batılılaşmaya, özümüzden uzaklaşmaya karşıyız. Dil bir amaç değil, araçtır. Akademisyenlerimiz bilimsel çalışmalarında yabancı dil dayatmasından dolayı büyük sıkıtılar çekmektedir. YÖK bu yanlıştan en kısa sürede dönmelidir. Şehrimizde de bu yabancı dille eğitim yanlışın yapıldığını duyuyoruz. Üniversite yönetimi bu yanlıştan dönmelidir” şeklinde konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz