Öğretim Görevlisi Eş Cinayetinde Son Pişmanlık Indirimi

Bahri KARATAŞ/İZMİR, Dokuz Eylül Üniversitesi Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü öğretim görevlisi 38 yaşındaki Serpil Erfındık, boşandığı 36 yaşındaki eşi Vedat

Bahri KARATAŞ/İZMİR, Dokuz Eylül Üniversitesi Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü öğretim görevlisi 38 yaşındaki Serpil Erfındık, boşandığı 36 yaşındaki eşi Vedat Atik tarafından 15 Aralık 2013 günü, Buca İlçesi Kaynaklar Mahallesi'ndeki evinde, çocuğunun gözleri önünde bıçaklanarak öldürüldü. Vedat Atik, bir hafta sonra jandarma tarafından saklandığı yerde yakalanıp, tutuklandı.
SAVCI MÜBEBET İSTEDİ
İzmir 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki bugün yapılan son duruşmaya, tutuklu sanık Vedat Atik, ile tarafların avukatları ile Serpil Erfındık'ın annesi Tülay Aksakal, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı adına avukat Emine Şentüfekçi Tezcan, Baro Kadın Hakları Komisyon Başkanı Nuriye Kadan ve üyeleri ile Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu sözcüsü Sanem Deniz Kural ve platform avukatları katıldı.
Polis, duruşma salonu ve koridorda geniş güvenlik önlemi aldı. Ailenin avukatı Aytül Arıkan, sanık Vedat Atik'in, ağırlaştırılmış mübbet hapis cezası ile cezalandırılmasını talep etti. Duruşma Savcısı Göksel Er, mütaalasında, sanığın eşini öldürdüğü iddiasıyla müebbet hapis, tehdit, nitelikli hırsızlık ve hakaret suçlarından da ayrıca cezalandırılmasını istedi.
ÇOCUK HEM ANNESİZ HEM BABASIZ BÜYÜYECEK
Duruşmada söz alan sanık Vedat Atik'in avukatı Nazmi Çavdar, "Davamızda toplumun maneviyatını etkileyen bir olayla karşılaşıyoruz. Özellikle toplumsal yapıyı ön plana çıkaran, mahkemelerce alınmış koruma kararı alındığı yolunda basında haberler yapılıyor. Bu haberlerde göz ardı edilen, müvekkilim çocuğunu almak üzere olay gerçekleşiyor. O gün gerçekten koruma kararı bittiği gün ve mahkeme kararı ile çocuğunu görme günü aynı. Müvekkilim o günde çocuğunu almak için gitti. Planlanmış bir öldürme olayı olarak iddia ediliyor. Ancak müvekllim o gün birkaç kez eve gidiyor. Tasarlanmış bir cinayet değildir. Olayda suç aleti bir mutfak bıçağı, suç yeri mutfak. Bu gösteriyor ki maktüle ve sanık arasında anlık bir kavga. Tarafların küçük bir çocuğu var, anne öldü, baba cezaevinde. Anneden yoksun edilen bir çocuğun bir de babadan yoksun edilmemesi için sanık lehine olacak hakların uygulanmasını istiyorum" dedi.
Avukat ayrıca Sulh Hukuk Mahkemesi'nde yapılan duruşmada da çocuğun velayetinin sanık Vedat Atik'in annesine verildiğini hatırlattı.
SON PİŞMANLIK FAYDA ETMEDİ
Mahkeme Başkanı Cevdet Ekizoğlu, sanık Vedat Atik'e davayı bitireceğini belirtip, son sözünü sordu. Vedat Atik, "Pişmanım, keşke böyle bir şey olmasaydı, yaşanmasaydı bu olay" dedi. Karar için kısa bir ara veren mahkeme heyeti, sanık Vedat Atik'i cinayet suçundan önce müebbet, ardından da duruşmalardaki 'iyi hal' ve 'pişmanlık' nedeniyle cezasını 25 yıla indirdi.
Mahkeme ayrıca sanığı, hırsızlık, hakaret ve tehdit suçlarından da 3 yıl 5 ay 7 gün hapis cezasına çarptırdı. Sanık Vedat Atik toplam 28 yıl 5 ay 7 gün hapis cezası aldı. Mahkeme, ayrıca sanık Vedat Atik ve kardeşi Sedat A., hakkında da Serpil Erfındık'ın olaydan sonra kredi kartlarını kullandıkları için ayrıca Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi.
“BENİM KIZIM TOPRAK OLDU"
Ölen Erfındık'ın annesi Tülay Aksakal, verilen karara gözyaşları içerisinde isyan edip “Hakimin hiç mi vicdanı yok? 23 sabıkası olan kişiye indirim yaptı. Benim kızım toprak oldu. Bir anne bu acıya nasıl dayanabilir?" dedi.
DURUŞMADAN SONRA AÇIKLAMA
Öte yandan, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu ve Buca Kent Konseyi'ne üye bir grup, duruşmadan sonra öldürülen Serpil Erfındık'ın annesi Tülay Aksakal ile çocukları cinayete kurban giden diğer ailelerin katılımıyla adliye binası önünde basın açıklaması yaptı. Platform sözcüsü Sanem Deniz Kural, kadın katillerine yasadaki indirim maddeleri uygulanmadan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesi için mücadeleye devam edeceklerini söyledi. Kural, “Bizler yıllardır meydanları doldurduk, kadın cinayetlerinde cezaların ağırlaştırılması için haykırdık. Meclise defalarca kez yasa teklifimizi sunduk. Özgecan kardeşimizi kaybetmemizin ardından, kadın cinayetlerine karşı ayağa kalkan toplumun en güçlü talebi ise yine aynı oldu. Kadın cinayetlerinde indirimleri kaldırın, ağırlaştırılmış müebbeti yasalaştırın. Kadın katillerine indirim değil ağırlaştırılmış müebbet mücadelemizin adı olan 'Özgecan yasası' artık çıkmalıdır. Kadınların öldürülmediği, insanca yaşayabildiği günleri kurana kadar, mücadeleye devam edeceğiz" dedi.
AHİM'E KADAR GİDECEĞİZ
Ailenin avukatı Ömer Anar, mahkeme heyetinin tüm cezalardan iyi hal indirimi yaptığını, dava dosyasına sundukları delilleri, beyanları dikkate elmadığını, cinayeti herhangi bir sıradan bir cinayet gibi değerlendirdiğini söyledi. Kadın cinayetlerinin böyle kararlarla önlenmesinin mümkün olmadığını, bu hükmü bozana, adaleti elde edene kadar devam edeceklerini dile getiren Anar, önümüzdeki süreçte Yargıtay sonuç alamazlarsa da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne Avukat Aytül Arıkan da, devletin koruma kararı bulunan Erfındık'ın öldürülmesinin önüne geçemediğini, mahkemelerin iyi hal ve pişmanlık indirimleriyle kadın cinayetlerini önlemenin mümkün olmadığını, kararı temyiz edeceklerini söyledi. İzmir Barosu Kadın Hakları Merkezi adına duruşmaya katılan Avukat Nuriye Kadan da kararı temyiz edeceklerini belirtti.

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: