Hrant Dink cinayeti davasında 22 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırılan hükümlü Ogün Samast'ın, cinayetten sonra Samsun Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde çekildiği belirtilen ve bir televizyon kanalında yayınlanan görüntülerle ilgili soruşturma savcılığına verdiği ifadede, "İzlettirilen görüntüleri hatırlıyorum. Bu görüntüler, olay yerinde cinayet öncesi beni takip eden kişilerin çektiği takip görüntüleridir." dediği öğrenildi.
Hrant Dink cinayeti soruşturmasını yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Gökalp Kökçü'nün talimatıyla geçtiğimiz gün tutuklu bulunduğu Kocaeli Cezaevi'nden Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayına getirilen ve Kökçü'nün yayınlanan görüntülerle ilgili bilgisine başvurduğu Samast'ın, önemli bilgiler verdiği ortaya çıktı.
Savcılık ifade tutanağında, Samast'ın yakalanmasından sonra Samsun Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde çekilmiş görüntülerinin televizyonda yayınlanan görüntülerin soruşturma dosyasında bulunmadığı, bu nedenle zanlının bilgisine başvurulmak üzere İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına getirildiği belirtildi.
İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü görevlilerince temin edilen söz konusu görüntülerin izlettirilen Samast'ın, buna ilişkin soru üzerine, cinayetten sonra İstanbul'dan Trabzon'a seyahat ettiği otobüsün Samsun Otogarına girdiği sırada, burada bekleyen polis ve jandarma görevlilerince saat 23.00 sıralarında yakalandığını belirterek, "Hemen üst aramam yapıldı. Üzerimde olayda kullandığım silah, mermiler, iki bıçak, yine olay sırasında başıma taktığım bere, Ahmet İskender'in olay sonrasında aramamı söylediği 5 ya da 6 telefon numarasının yazılı olduğu bir kağıt parçası, kot pantolonumun çakmak bölümünde bulunan 3 sim kart ile yine Yasin Hayal'in olay sonrasında, şayet olay yerinden kaçmak zorunda kalırsam aramamı istediği bir numaranın yazılı olduğu kağıt parçası da vardı. Bütün bunlara üst aramam sonrasında el konuldu." ifadesini kullandı.
"Üstümden çıkan bıçak ve kağıt parçaları tutanağa geçmedi"
Samast, daha sonra bir bıçak ve telefon numaralarının yazılı olduğu kağıt parçalarının tutanaklara geçmediğini gördüğünü öne sürerek, şunları kaydetti:
"Yakalandıktan sonra, bir buçuk saat kadar Samsun Otogarında bekletildim. Daha sonra Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne götürüldüm. Burada da jandarma personeli bulunmaktaydı. Burada izlediğim konuşmaların geçtiği görüntüler, aslında yaklaşık iki buçuk saat sürmektedir. Görüntüleri iki kişi çekmişti. Bir tanesi resmi jandarma kıyafetli rütbeli bir personeldi. Hatta başındaki jandarma kepini apoletinin altına sokmuştu. Apoletinde yıldız vardı ama kaç tane olduğunu hatırlamıyorum. Başka bir kişi de küçük bir el kamerası ile görüntüleri oturduğu yerden çekiyordu. Çekim açısına göre burada izlediğim görüntüler rütbeli jandarma personelinin çektiği görüntülerdir.
Bütün çekim sırasında yönlendirmeleri bu kişi ile benim yanımda oturup, benimle sürekli konuşan top sakallı, telefonda 'Ramazan abi mi' diyen kişi yapıyordu. Ayrıca kamera çekimi yapan resmi kıyafetli jandarma personeli, odada bulunan diğer jandarma personellerinden de, polis yeleği giymelerini istedi. Bu çekim sırasında kendisi de polis yeleği giydi. Görüntülerde izlendiği gibi yanımda oturan ve telefonu çaldığı sırada, 'Ramazan abi mi?' diyen kişi, bir süre sonra benim yanımdan kalkarak bulunduğumuz odanın kapısına kadar yürüdü. Orada yine telefonla görüşürken 'Ramazan abi mi, Akyürek mi Akyürek mi?' diye konuştuğunu duydum. Bu görüntülerde bana, solumda bulunan şahsın cep telefonunda bazı görüntüler izlettiği ve bana, 'ne kadar sert bakıyormuşsun' gibi şeyler söylediği de görülmektedir."
"Görüntüleri cinayet öncesi ve sonrasında beni takip edenler çekti"
Kendisine izlettirilen görüntüleri hatırladığını ve bu görüntülerin olay yerinde cinayet öncesi kendisini takip eden kişilerin çektiği takip görüntüleri olduğunu savunan Samast, "Görüntüler iş yeri güvenlik kamerası ve banka güvenlik kamera görüntülerinden değildi. Bu görüntü, cinayet öncesi Yasin Hayal ile görüşmeler yaptığım ankesörlü telefonun önünde beklerken ve sigara içerken bulunduğum yere göre caddenin karşısından, daha önceki ifademde bahsettiğim siyah renkli, Megane tarzı bir aracın bulunduğu yerden çekildiğini anladım. Bu görüntüler olay öncesi ve sonrasında, olay yerinde beni takip eden, daha önceki ifademde de belirttiğim şahıslar tarafından çekilmiştir. Samsun Otogarında yakalandıktan itibaren soruşturma için İstanbul'a gönderildiğim ana kadar benim görüntülerim kolluk tarafından alınmıştır." ifadelerine yer verdi.
Savcılıkta kendisine izlettirilen görüntülerin kesilmiş, çok kısa görüntüler olduğunu aktaran Samast, şu bilgileri verdi:
"Görüntülerin tamamında bir sürü konuşmalar ve isimler geçmektedir. Buradaki isimlerden kastım, benim çevremde bulunan görevlilerin telefonla yaptıkları görüşmeler sırasında, olayla ilgisi olabileceği düşünülen kişilerin isimleridir. Benimle görüşenler daha çok benim Trabzon ve İstanbul'da görev yapan jandarma ve polis memurlarından kimleri tanıdığım konusunda bilgi almaya çalışıyorlardı. Olaya ilişkin sordukları herhangi bir şey yoktu."
"Yasin Hayal jandarma görevlileriyle sürekli görüşüyordu"
Dink cinayeti soruşturması kapsamında 2 Ağustos 2016'da Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla ifadesi alınan tanık Galip Taşkın'ın beyanı da sorulan Samast, şunları kaydetti:
"Taşkın soyisminde tanıdığım şahıslar var ancak tanık olarak ifadesi alınan Galip Taşkın'ı hatırlayamadım. Ben Trabzon Maçka yolu üzerinde bulunan et ve köfte lokantalarının hepsine müşteri olarak girmiştim. Ancak Galip Taşkın'ın ifadesinde bana benzettiği şahıs ben değilim, benzetmiş olabilir. Trabzon jandarma görevlileri Veysel Şahin ve Okan Şimşek ile birlikte Yasin Hayal ile bu lokantalardan birisinde bir buluşma gerçekleştirmedim. Galip Taşkın'ın ifadesinde bahsettiği, bana benzettiği şahıs Zeynel Abidin Yavuz veya Ersin Yolcu da olabilir. Yasin Hayal jandarma görevlileri Veysel Şahin ve Okan Şimşek ile sürekli görüşüyordu. Ayrıca isimlerini bilmediğim jandarma görevlileri ile de sık sık görüştüğünü biliyorum. Hatta Yasin Hayal simit sattığı sırada gelen jandarma arabasına biner gider, simit tezgahını da bana teslim ederdi. Benim yokluğumda da Ersin Yolcu'ya bırakırdı. "
Savcılığın, "2006 yılı Kasım ayında Karadeniz Teknik Üniversitesi yakınlarında HTS kayıtları ile yapıldığı tespit edilen jandarma personeli ile buluşma konusu"nu da sorduğu Samast, "Benim kullanımımda olan telefon hattını her istediğinde kullanması için Yasin Hayal'e veriyordum. HTS kayıtlarıyla tespit edildiği belirtilen buluşmayı Yasin Hayal yapmıştır. Çünkü ismen tanımadığım jandarma görevlileri beni gördüklerinde bana, 'ne haber Ogün' diyerek ismimle hitap ediyorlardı. Benim ismimi ve olaydaki rolümü Yasin'den öğrendikleri için benimle bu şekilde konuştuklarını düşünüyorum."
Tespit tutanağı hazırlandı
Samast'ın bilgisine başvurulan soruşturma konusu görüntüde, Dink cinayeti hükümlüsü Ogün Samast'a, Samsun Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü olduğu belirtilen mekanda polislerce bazı görüntüler izletilmiş ve cebindeki Türk bayrağını çıkartarak poz vermesi istenmişti.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Dink cinayetine ilişkin medyada yer alan, ancak soruşturma dosyasında bulunmayan görüntülerle ilgili tespit tutanağı da hazırlamıştı.