Ohri Çerçeve Anlaşması'nın 18. yılı

Kuzey Makedonya'da 2001'de meydana gelen iç karışıklıkları sonlandıran Ohri Çerçeve Anlaşması, bu yıl 18'inci yılını doldurdu - Luboten saldırısının ardından 13 Ağustos 2001'de ülkedeki en büyük siyasi partiler, Avrupa Birliği ve ABD'den özel temsilcilerin bulunduğu taraflar, Ohri Çerçeve Anlaşması'na imza attı - Uzmanlar ve kamuoyu, anlaşmanın imzalanmasından bu yana ikiye bölündü - Bir taraf, az sayıda etnik toplumlar için haklarının garanti altına alınmasını ve ilerletilmesini sağladığı, diğer taraf ise anlaşmanın uygulanması için daha fazla çalışılması gerektiği görüşünü savunuyor

CİHAD ALİU - Eski Yugoslavya'dan 1991'de savaşmadan ayrılarak bağımsızlığını ilan eden Kuzey Makedonya'da, 2001'de meydana gelen iç karışıklıkları sonlandıran Ohri Çerçeve Anlaşması'nın (OÇA) imzalanmasının üzerinden 18 yıl geçti.

Kimilerine göre "iç savaş" olarak nitelendirilen ve 22 Ocak-12 Kasım 2001'de meydana gelen olaylarda, çatışan her iki taraftan yüzlerce kişi hayatını kaybetmiş, on binlerce kişi yerlerinden edilmişti.

Çatışmalar, ülkenin kuzey ve kuzeybatısındaki bölgeleri kapsamış olsa da başkent Üsküp yakınlarında da meydana gelmiş, ülkenin farklı şehirlerinde şiddet olayları yaşanmıştı.

Reklam
Reklam

İç karışıklıklar, 22 Ocak'ta bir grup silahlı Arnavut'un ülkenin kuzeybatısındaki Kalkandelen şehrine bağlı Teartse köyündeki polis karakoluna gerçekleştirdiği saldırıyla başlamış, bir polis hayatını kaybetmiş, üç polis yaralanmıştı.

Saldırının sorumluluğunu Ulusal Kurtuluş Ordusu (UÇK) adlı bir grup üstlenmişti.

- Haraçina köyündeki kriz, çatışmaların dönüm noktası olmuştu

Çatışmalar, bahar aylarında da ülkenin diğer şehirlerinde farklı yoğunluk derecesiyle devam etmişti. Üsküp yakınlarındaki Haraçina köyündeki kriz ise çatışmaların dönüm noktası ve en tartışmalı olayların arasında kabul edilmişti.

Haziranda köye konuşlanan UÇK komutanları, Makedon ordusunun saldırıları sonlandırmadığı takdirde başkentin başta havaalanı olmak üzere birçok stratejik noktasını hedef alacaklarını ifade etmiş, bunun ardından ordu, köye operasyon başlatmıştı.

Operasyonun dördüncü gününde dönemin Cumhurbaşkanı Boris Traykovski, operasyonun durdurulması emrini vermiş, etnik Makedonlar tarafından bu karar öfkeyle karşılanmıştı.

Reklam
Reklam

- 5 Temmuz'da genel ateşkes anlaşmasına imza atıldı

Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) ile NATO arabuluculuğunda 5 Temmuz'da genel ateşkes anlaşmasına varılmıştı, sonrasında her iki taraf da birçok kez anlaşmayı ihlal etmişti.

UÇK tarafından 8 Ağustos 2001'de Üsküp-Kalkandelen otoyolundan hareket eden askeri konvoya düzenlenen saldırıda, Makedon ordusuna bağlı 10 asker öldürülmüş, 3 asker yaralanmıştı.

Hayatını kaybeden askerlerin birçoğunun Pirlepe şehrinden olması dolayısıyla oradaki Hristiyan etnik Makedonlar, Pirlepe şehrinin merkezinde bulunan ve Osmanlı döneminde inşa edilen eski camiyi ateşe vermişti.

Fatih Sultan Mehmet döneminde inşa edilen caminin, olayın üzerinden yıllar geçse de onarımı için henüz somut adım atılmadı.

- Luboten olayı

Ateşkes sonrası bir başka olay ise 10 Ağustos'ta Lyubantsi ve Luboten köyleri arasında yere döşenen mayının patlaması sonucu 8 Makedon askerinin ölmesiyle meydana gelmiş, patlamada 6 asker yaralanmıştı.

Saldırının ardından köye giren Makedon askeri, burada çok sayıda sivilin de öldürülmesine neden olmuştu.

Reklam
Reklam

Eski İçişleri Bakanı Lyube Boşkovski ile savaşta aktif rol alan eski cumhurbaşkanı güvenlik müfettişlerinden Yohan Tarçulovski, Luboten olayında, "savaş suçu işledikleri" gerekçesiyle 2005'te Lahey'deki mahkemeye sevk edilmişti.

Dava sonucunda, Boşkovski suçsuz bulunurken, mahkeme 10 Temmuz 2008'de verdiği kararla Tarçulovki'yi 12 yıl hapse mahkum etmişti. Cezasının ilk 6 yılını Lahey'deki Şeveningen Cezaevi'nde çeken Tarçulovski, 7 Temmuz 2011'de Almanya'nın Dric kentindeki Diyaz Cezaevi'ne sevk edildi.

Tarçulovski, mahkemenin 8 Nisan 2013 tarihli kararıyla, cezasının üçte ikilik bölümünü tamamladığı gerekçesiyle şartlı tahliye edilmiş, dönemin başbakanı Nikola Gruevski tarafından ülkede kahraman gibi karşılanmıştı.

- Ohri Çerçeve Anlaşması

Luboten saldırısının ardından, 13 Ağustos 2001'de ülkedeki en büyük siyasi partiler, Avrupa Birliği (AB) ve ABD'den özel temsilcilerin bulunduğu taraflar, Ohri Çerçeve Anlaşması'na imza attı.

Ülkenin güneybatısındaki Ohri şehrinde yaklaşık 2 ay süren anlaşmaya dönemin Cumhurbaşkanı Boris Traykovski himayelerinde Makedonya Sosyal Demokrat Birliği (SDSM) Genel Başkanı Branko Crvenkovski, Arnavut Demokratik Partisi Genel Başkanı Arben Caferi, İç Makedon Devrimci Örgütü-Makedonya Ulusal Demokratik Birliği (VMRO-DPMNE) Genel Başkanı Lyupço Georgievski ve Demokratik Refah Partisi Genel Başkanı İmer İmeri, garantör olarak AB'den Francois Leotard ve ABD'den James Pardew imza atmıştı.

Reklam
Reklam

Anlaşma, çatışmalara resmen son verirken, etnik Arnavutların ülkedeki haklarının artırılması için zemin hazırlamıştı.

Anlaşmada, Arnavutçanın resmi dil olmasının yanı sıra yerel yönetimlerin gelişimi, ayrımcılık yapılmaması, adil temsil, dil, kültür, eğitim ve semboller gibi konularda özel Meclis prosedürlerinin uygulanması, eğitim, kimlik gibi konular da yer almıştı.

Ayrıca ülkenin herhangi bir şehrinde Makedoncanın yanı sıra yüzde 20'nin üzerinde konuşulan bir dilin daha resmi dil olması kararı alınmıştı.

Makedoncanın yanında Arnavutçanın da resmi dil olmasını öngören ve 11 Ocak 2018'de Kuzey Makedonya Meclisinde onaylanan "Dillerin Kullanımı Yasası" ile Arnavutça ancak 15 Ocak 2019'da ülke genelinde ikinci resmi dil olmuştu.

Uzmanlar ve kamuoyu ise anlaşmanın imzalanmasından bu yana 18 yıl geçmesine rağmen ikiye bölünmüş durumda. Bir taraf, az sayıda etnik toplumlar için haklarının garanti altına alınmasını ve ilerletilmesini sağladığı, diğer taraf ise anlaşmanın uygulanması için daha fazla çalışılması gerektiği görüşünü savunuyor.

Reklam
Reklam

Anlaşmanın uygulanması kapsamında 2004'te hükümetin bir parçası olan Ohri Anlaşması'nın uygulanmasından sorumlu Sekretarya da kurulmuştu.

- OÇA'ya götüren süreç

Kuzey Makedonya'da, Yugoslavya'dan elde edilen bağımsızlığın ardından kabul edilen ilk Anayasa, başta Arnavutlar olmak üzere ülkedeki diğer azınlık grupların haklarına birtakım kısıtlamalar getirmişti.

Anadillerinde yüksek eğitim hakkı talep eden Arnavutlar, 1994'te üniversitelerini kurmuştu. Bu hareket, dönemin hükümetince desteklenmemiş ve inşa edilen üniversite binası polis tarafından yıkılmıştı. Çıkan arbedede bir kişi hayatını kaybederken, çok sayıda insan yaralanmıştı.

Arnavut bayrağının kullanımı için de direten Arnavutlar, yoğun olarak yaşadıkları Gostivar ve Kalkandelen'deki belediye binalarına 1997'de kendi bayraklarını asmış ancak hükümet yetkilileri bu hareketi yasa dışı ilan ederek, bayrakları indirtmişti. Polisin müdahalesi yeni gözaltılara ve ölümlere neden olmuştu.

- OÇA'da Türkler

Ülkede nüfusun yaklaşık yüzde 4'ünü oluşturan Türkler ise anlaşmanın üzerinden yıllar geçmesine rağmen "kendilerine haklarının yeterince verilmediği" görüşünü savunuyor.

Reklam
Reklam

Kendilerini her defasında ülkenin kurucu unsurları arasında sayan Kuzey Makedonya Türkleri, başta yerel yönetimler olmak üzere devlet düzeyinde de daha fazla temsil edilmek istiyor.

Türkler, "Kuzey Makedonya'nın üçüncü büyük topluluğu olarak", OÇA'nın kendilerini de kapsayacak şekilde revize edilmesi gerektiğinin altını çiziyor.

Anahtar Kelimeler: