Vural, düzenlediği basın toplantısında, yeni yasama yılı açılışında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "AK Parti eş genel başkanı" gibi konuşma yaptığını öne sürdü.
Konuşmasında "Atatürk" ve "Türk" kelimelerinin geçmediğini ifade eden Vural, Cumhurbaşkanı'nın, ettiği tarafsızlık yeminine de aykırı davrandığını savundu.
"Bir milletvekilinin 'PKK'yı meşrulaştırmayın' demesinden Cumhurbaşkanı niye rahatsız olmuştur?" diye soran Vural, "Terörle mücadele edenlerin elleri kollarını bağlayanlar, valilere 'operasyon yapmayın' talimatı verenler, PKK silah stoklarken gözlerini yumanlar, askeri polisi kışlada karakolda tutanlar terör örgütünü koruyup kollamış olmuyor mu?" değerlendirmesinde bulundu.
"AK Parti ile HDP arasında kayıkçı kavgası yaşandığını" savunan Vural, ortada bir terör olduğunu, terör örgütün siyasi uzantılarıyla onu koruyup kollayanların birbirlerini suçlama noktasına geldiğini belirtti.
Vural, şunları söyledi:
"Ey açılımcılar, Haburcular, Oslocular, Dolmabahçe mutabakatına varanlar, ne görüştüğünüzü, hangi mektupları getirip götürdüklerinizi çıkın açıklayın. Bunları açıklamıyorlar. Ortaklığı dolaba koydular, 'bu manzaradan ne elde ederiz?' diye rekabete giriyorlar. Körler sağırlar birbirlerini ağırlar. Sırrı Süreyya Önder çıktı kürsüye, Süleyman Şah Türbesi'nin nakli konusunda PKK ve PYD ile nasıl aracılık yaptığını açıkladı. Daha neler var."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "MHP'nin doğuda teşkilatı olmadığını" ifade ettiğini eleştiren Oktay Vural, "Aç MHP'nin internet sayfasına bak, nerede teşkilatlarımız var. Sen daha Başbakan'ın ifadesiyle, kamu düzeni ve egemenliğini bu coğrafyada temin edemediğini söylüyorsun. Millet bize oy verir, vermez ama egemenliğin her yerde temsil edilmesi senin görevindir" diye konuştu.
-"Azmettiren, hedef gösteren kimdir?-
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Vural, terör örgütüne yönelik operasyon yapılmaması talimatını vermenin bizatihi terör örgütünü kollamak ve korumak olduğunu belirterek, "Bunun hesabı sorulacaktır. Ey savcılar işte itiraflar. Ne bekliyorsunuz?" ifadesini kullandı.
Gazeteci Ahmet Hakan Coşkun'a yapılan saldırıyla ilgili bir soru üzerine de Vural, "Yapılan, sistematik şekilde medyayı susturma ve halkın haber alma özgürlüğünü engellemenin bir parçasıdır. Halkın gerçekleri öğrenmesinin önü kesilmek isteniyor. Saldıranların sicili de kabarık ve bir partiye üye oldukları da açık. Azmettiren, hedef gösteren kimdir, hangi siyasilerdir? Şimdi Cumhuriyetin savcıları umarım bu azmettirenlerin, söylemleriyle hedef gösterenlerin kimler olduğunu tespit eder ve bunlarla ilgili hukuk nezdinde hesap sorma dönemi başlar" diye konuştu.
Sandık taşıma kararlarıyla ilgili bir soru üzerine de Vural, şunları söyledi:
"Sandık koymadığın yerde milli egemenlik yoktur. Yakında Hakkari'yi de Konya'ya taşırlar. Demokrasi hür ve serbest tercihlerle oluşur. Vatandaşın bunu yerine getireceği yer sandıktır. Sandığın güvenliğini sağlayamayanlar, egemenliği terör örgütlerine, şiddete ve baskıya terk etmiş demektir. Bir sandık nerede kurulması gerekiyorsa orada kurulmalı, vatandaş nerede oy kullanması gerekiyorsa orada oy kullanmalıdır. Sandık güvenliğini temin etmesi gereken, Davutoğlu başkanlığındaki seçim hükümetidir. Sandığı 10 metre öteye götürmenin bir farkı yoksa bulunduğu yerde olmasının da farkının olmaması lazım."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dün Genel Kurul'da kendisine yönelik, "Ben nereye hitap edeceğimi bilirim, sen bu işin acemisisin" dediğini aktaran Vural, "Sayın Cumhurbaşkanı şimdiye kadar 67 defa TBMM'de hitap etmiş, ben 1037 defa hitap ettim. Biz kime ne cevap vereceğimizi biliriz. Bazı cevapları vermememiz, Cumhurbaşkanlığı makamına olan saygımızdan dolayıdır" dedi.
(AA)