Anne veya baba yemekte seçiciyse ve yemekte titiz davranıyorsa, çocuğu, 'etrafa sıçratma' diye sürekli uyarıyorsa, çocuğun olumlu alışkanlıklar geliştirmesi zorlaşır.
Okul öncesi dönem, yaşamın en duyarlı dönemlerinden biri, bu dönemde içinde bulunan çevre, alınan uyarılar, çocuğun fiziksel, zihinsel, sosyal ve ruhsal yönden büyüme ve gelişiminde çok etkin rol oynar.
Yapılan araştırmalar sonucunda yetersiz ve dengesiz beslenmiş çocukların, hem fiziksel hem de mental yönden geri kaldıklarını gösteriyor. Okul öncesi dönem, yetişkinlik için temel oluşturan pek çok alışkanlığın geliştirildiği bir dönemdir. Bu dönemde yeterli ve dengeli beslenme kadar, iyi geliştirilmiş sağlıklı beslenme alışkanlıkları edinmek de önemlidir.
Helvacıoğlu, çocukluğunda sağlıklı beslenenlerin ileri ki yaşlarda dejeneratif hastalıklara yakalanma riskinin daha düşük olduğunu söyledi.
Okul çağı çocuklarının yanlış beslenme alışkanlıkları yeterli ve dengeli beslenmelerine engel olmaktadır. Yeterli ve dengeli beslenme için gereksinim duyulan besinlerin bileşiminde yer alan besin ögeleri, kimyasal yapılarına ve vücut çalışmasındaki etkinliklerine göre 6 grupta toplanabilmektedir. Bunlar; proteinler, yağlar, karbonhidratlar, mineraller, vitaminler ve sudur.
Yeterli ve dengeli bir okul çocuğu diyetinde toplam enerjinin, yüzde 20'si proteinden, yüzde 60'ı karbonhidratlardan ve yüzde 35'i yağdan sağlanmalıdır. Çocukların yeterli ve dengeli beslenmesini sağlamak amacıyla günlük olarak tüketilmesi gereken 'dört besin grubu' temel alınmalıdır. Bu besin grupları, süt grubu, et-yumurta-kurubaklagil grubu, sebze-meyve grubu, ekmek ve tahıl grubudur.
Okul çağı çocuk grubunda muhakkak ara öğün olarak kuşluk ve ikindi saatlerinde meyvelerin tercih edilmesi konusunda anne ve babalara uyarılarda bulunan uzmanlar, çocukların ara öğünlerinde, fast-food tipi veya 'abur-cubur' tarzı yiyeceklerle geçiştirilmesinin, ana öğünlerde çocukların iştahının kapanmasına neden olacağını kaydetti.